Yine cesur yürekli başkana dair

Aslında şu bizim Belediye Meclisi bir karar alıp Yozgat Belediyesinin adını değiştirmeli..
Adına “Yusuf Başer”in babasının çiftliği “ demeli.
Niye mi ?
Muhterem, işbaşına geldiği günden bugüne Yozgat Belediyesini babasının çiftliği gibi yönetiyor da ondan.
Hem de her işini gerçekten büyük bir cesaretle sürdürüyor.
Nasıl mı ?
Mesela…
Hükümet binasının önündeki parkın içerisine “zabıta kulübesi”yaptırıp beğenmeyince ertesi gün yıktırıyor.
Kimi zaman eski bir AKP milletvekilinin Bahçeşehir mahallesindeki villasının yolunu asfaltlattırıyor..
Partili ve sevdiği Belediye meclisi üyelerinin evlerinin yolunu yaptırıyor.
Kimi zaman Belediye meclisinin reddettiği hastane caddesindeki binaya ekstradan fazla kat verebiliyor.
¨ ¨ ¨
Başka…
İstediği zaman kentin kodlarını değiştirebilecek işler yapabiliyor.
Kafasında fırtınalar estiğinde Belediye Meclisinde karar almaksızın Cumhuriyet meydanının altını üstüne getirtebiliyor.
Meydanın altına otopark veya kapalı çarşı yapılmasının mümkün olmayacağını anlayınca Belediyeye yeni bir Cumhuriyet meydanı masrafı çıkarıyor.
¨ ¨ ¨
Daha başka…
Kentin temizlik işinin Ali Açıkgöz dönemine göre,1,5 trilyon lira daha pahalıya ve 3 K şirketine ihale edilmesine neden olabiliyor.
Kamuoyunun huzurunda sıkca şeffaf Belediyecilikten söz etmesine karşılık yaklaşık 3 trilyon liralık yağmur suyu toplama projesi ihalesinde huzurda açtığı teklif mektuplarının rakamlarını açıklamıyor. “Biz size sonra bildireceğiz”diye ihale aşamasında teklif rakamlarını katılımcılardan gizleyebiliyor.
¨ ¨ ¨
Daha başka.
Basın toplantılarında,kürsülerde,mikrofonlarda ve ekranlarda konuşurken Yozgat Belediyesi ile ilgili olarak pembe tablolar çiziyor ama Belediyenin mali dünyasındaki karanlık tabloya baktıkca ve de Belediye personelinin maaşını ödemekte zorlandıkca çareyi özkaynaklarını satmakta buluyor.
Sıkıştığında da Belediyenin para edecek neyi varsa malını, mülkünü, gayrimenkullerini ve hatta otobüslerini taksitle satıyor.
Bir başka ifade ile Belediyenin mülkünü satma konusunda rekora doğru koşuyor.
¨ ¨ ¨
Yozgat Belediyesini babasının çiftçliği zannettiği içindir ki;
Yaklaşık 25 bin dikenli çamın dikili bulunduğu orman arazisini yasaların suç saymasına rağmen parselleyip rahat bir şekilde satışını gerçekleştirebiliyor. Bu alanda partili yandaşlarının ruhsatsız inşaat yapmasına bir süre müsamaha edebiliyor.
Abide işhanındaki talanı umursamıyor.
Üzerinde tüyü bitmedik yetimin hakkı bulunan vakıf arazisinin 18.madde uygulaması ile bir Belediye meclisinin yakınlarına peşkeş çekilmesine her ne hikmetse kayıtsız kalabiliyor.
¨ ¨ ¨
İmarı çarpık..
Sokakları karışık..
Şehircilik düzeni dağınık..
Yozgat Kentinin imarına bir standart getirmesi gerekirken canı istediğinin inşaatına istediği kadar kat..
Dilediğinin apartmanının önününe de hem de çıkmaz sokağa dahi Belediyenin araç ve elemanlarıyla asfalt yol desteği…
Verebiliyor…
Çünki,Yozgat Belediyesini babasının çiftliği gibi kullanılıyor.
¨ ¨ ¨
Ben, yaklaşık 35 yıllık gazetecilik hayatımda rahmetli Salim Korkmaz’dan itibaren onca Belediye başkanının icraatlarını yakından izledim.
Ama Yozgat”ta son 35 yılda hiçbir Belediye Başkanının icraatlarını sürdürürken yasaları ,yönetmelikleri ve yönetim usul ve kuralları böylesine özgürce ve korkusuzca kullandığını görmedim.
Yani bu kadar cesurunu da hiç görmedim.
Doğrusu şimdiden merak ediyorum .
Bu cesur yürekli başkanının yukarda sıraladığım cesur icraatlarının hesabını yargıya nasıl vereceğini gerçekten merak ediyorum.
¨ ¨ ¨
Değerli hemşehrilerimin ve tüm okurlarımın Ramazan Bayramını gönülden kutlarım.


Tarih : 11.10.2007