GÜNDEM
Söylesem tesiri yok/ Sussam gönül razı değil/ Fuzuli
Yozgat eskiden böylemiydi?
Bazen odamda sıkıldığımda evimin balkonuna çıkarım.
Hem nefeslenmek, hem de Yozgat’ı seyretmek için...
Çamlığın ve stadyumun yeşili dillendirir beni...
Sonra... Kentimizin dört bir yanına göz gezdiririm.
Nohutlu’nun çıplak tepeleri...
Yeşilini kaybetmiş eski evler...
Kimi kısa, kimi uzun. Beton ve kiremit yığınlarından oluşan binalar...
Çarpık, plansız, imarsız ve çaresiz bir kent görüntüsü Yozgat’ın geleceğine dair umutlarımı alıp götürür.
Sonra.. “Yozgat, eskiden böylemiydi?” diye sorarım kendime..
Yozgat’ın geçmişini düşünürüm.
Fazla değil 20-30 yıl öncesinin Yozgat’ını anımsarım.
Geçmişle bugünü kıyaslarım.
¨¨¨
“Eskiden böylemiydi Yozgat?”
Çiçeğe, yeşile, temiz havaya, temiz suya özlem duyulmazdı bu şehirde...
Eskiden Yozgat’ta esnaf siftahsız dükkan kapatmazdı.
Yozgatın her günü hareketli ve Ramazanları bereketli geçerdi.
Bambaşka bir huzur iklimi ve atmosferi yaşanırdı.
¨¨¨
O günlerin bereketinden, insanlar arasındaki paylaşımlardan, dostluklardan neredeyse eser kalmadı.
İçten bir selam..
Sevgi dolu bakışlar...
Toplumsal mutabakatlar...
Yok oldu artık...
Sanki gönül kapıları kapandı.
İnsanlar, işten eve, evden işe sanki başka bir alemde sadece kendi dünyasında yaşar hale geldi.
¨¨¨
Bundan 20-25 yıl öncesinde Yozgat ekonomisi böylesine sersefil değildi.
Piyasalar cıvıl cıvıldı, inşaat sektörü canlıydı, Almancı parası genelde Yozgata akardı.
Kişi başına yıllık milli gelir GSMH 1200-1500 $ arasında gezinirdi.
Memur-işçi açlık sınırında yaşamazdı.
Esnaf para kazanırdı.
¨¨¨
Ya şimdilerde ?
Yozgat, ekonomide 1. ligden 3. ligin alt sıralarına düştü.
Kişi başına yıllık GSMH’sı 852 dolar ile Türkiye 74.’sü oldu.
Küçük esnaf öldü.
Orta direk komada.
Yaşam mücadelesi veriyor.
Yozgat halkı, banka kredilerine tutsak oldu.
Yozgat’ta yeşil kartlı sayısı 121 bini ,fon yardımlarına muhtaç insan sayısı 93 bini buldu
¨¨¨
Yozgat’ta eskiden lise mezunları, ya üniversitelere girebilme başarısını gösterir, ya da bir şekilde iş edinirdi?
İş mi, şimdileri nerede?..
Buldukları tek şey kahvehanede iskemle...
¨¨¨
Bundan 20-25 yıl önce yani 1980’li yıllarda...
Ülkemiz bugün olduğu gibi tek başına bir iktidar tarafından yönetiliyordu.
O zaman iktidarın 5 milletvekili..
Ve de 2 bakanı vardı.
Yozgat, 104 bin oy potansiyeli ile gerçekten iktidarına kavuşmuştu.
İktidarın bütün nimetlerinden yararlandırıldı.
Zamanın hükümeti Yozgat’a oluk gibi ödenekler aktarırdı.
Yapılan yatırımlar yoğundu ve çevre iller bizi kıskanırdı.
Belediyeler para sıkıntısı yaşamazlardı ve birbirleriyle hizmet yarışı yapardı..
¨¨¨
Ve bugün de ülkemiz tek başına bir iktidar tarafından yönetiliyor.
Bugünkü iktidarın Yozgat’tan yine 5 milletvekili var ama Bakanı yok...
Yozgatlı’nın AKP’ye verdiği 160 bin oyun mükafatı yok.
Son 20 yılın Yozgat’a en az ödeneği ve yatırımı AKP iktidarında görüldü.
¨¨¨
Ya Belediyeler ?
Hele hele merkez Belediyesini.. Onu hiç sormayın.
Şimdilerde borç batağında yüzüyor.
Çırpındıkca kentte para edecek ne varsa onu satıyor.
13 trilyon liralık gayrimenkul satmasına rağmen borç batağından kurtulamıyor.
Ya icraatları?..
Fuar alanı ve Çemsan bölgesinde hukuka,yasalara ve adalete aykırı gerçekleştirdiği imar uygulamaları ile İstanbuldaki “Acarkent” olayını hatırlatıyor.
Tüm uyarıları dikkate almayan, Belediye hakkında yürütülen soruşturmalardan ders çıkarmayan Başkan Yusuf Başer, Yozgat Belediyesini babasının çiftliği gibi kullanmaya devam ediyor.
¨¨¨
Üniversiteye destek vaadleri balon gibi sönüyor.
Yozgat’ın ekonomi baronları ve cümle zenginleri kentin kalkınmasına yönelik sosyal, kültürel ve sportif aktivitelerine katkıda bulunmuyor.
Nüfus erazyonu büyük bir hızla sürüyor.
¨¨¨
Nereden nereden geldik.
Eskiden hiçbir Yozgatlı günün birinde ve 2000’li yıllarda bu kadar sahipsiz, iktidarsız ve çaresiz bırakılan bir vilayette yaşayabileceğini düşünemezdi..
Ben şimdilerde eski Yozgat’ı çok ,hem de çok özlüyorum .
Ya siz ?
Günümüzün Yozgat’ın da yaşamaktan mutlu musunuz?
OKURLARIMIN BİLGİSİNE
Yozgat HABER gazetesinin iki sorumlusu..
İnan Soyer ve Yusuf Koçsoy..
Geçtiğimiz günlerde benimle ilgili birkaç senaryo yazısı üretip yayınladılar.
Gazetenin 25/26 ve 27 Haziran tarihli köşe yazılarında;
Benim Belediye Başkanı Yusuf Başerle gizli bir görüşme yaptığımı,Belediye evraklarının basımı,önümüzdeki seçimde bana tevdi edileceği bildirilen Belediye meclisi üyeliği ve arkadaşımız Serhat Ünsal’a da yazı yazdırmama karşılığında Belediyeden çıkar sağladığımı ve bu nedenlerle Belediyeye muhalif yazılar yazmayacağımı ileri sürdüler.
Olayın aslı esası özetle şöyledir:
Okurlarımın izlediği ve bildiği gibi,Belediyenin aleyhindeki yayınlarım 2,5 yıldanberi kesintisiz ve halen devam etmektedir.
Başkan Başer’le 23 Mayıs 2008 tarihinde sayın Enver Çakıroğlu’nun bürosunda tesadüfi bir karşılaşmanın sonucunda yaptığım görüşmenin ardından neşrettiğim gazetelerimin iki nüshasında da Başkanın ve Belediyenin aleyhindeki haberlerim yine devam etmişti.Belediye ile ilgili yayın politikamız değişmemişti.
Yani,Yozgat gazetesinin sütunlarını satmamıştık.
Bu gerçeği her okurumuz gibi,gazetemin sütunlarında senaryo yazarları da görmüşlerdi.
Ancak, malum kişiler sözkonusu görüşme sonrasında gazetemizde yer alan Belediye aleyhindeki yayınlarımızı görmezden gelmişler,görüşmenin içeriğini de araştırıp soruşturmadan kasıtlı biçimde çarpıtarak akıl almaz bir senaryo üretmişlerdir.
Geçmişte şahsıma yayın yoluyla hakaret ettiği için Yozgat Asliye Hukuk Mahkemesince tazminat cezasına mahkum edilen İnan Soyer,husumetinin doğal sonucu olarak Yusuf Koçsoy ile birlikte kendi algılamaları,anlayışları ve hayallerine göre ürettikleri senaryoları ile yine şahsıma iftira, hakaret ve suç isnat etmiştir.
Bu nedenlerle İnan Soyer ve Yusuf Koçsoy hakkında iftira maksatlı senaryo türü yazılarından dolayı Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğumu okurlarımın bilgisine sunarım.
Osman Hakan Kiracı
Tarih : 17.07.2008
Hem nefeslenmek, hem de Yozgat’ı seyretmek için...
Çamlığın ve stadyumun yeşili dillendirir beni...
Sonra... Kentimizin dört bir yanına göz gezdiririm.
Nohutlu’nun çıplak tepeleri...
Yeşilini kaybetmiş eski evler...
Kimi kısa, kimi uzun. Beton ve kiremit yığınlarından oluşan binalar...
Çarpık, plansız, imarsız ve çaresiz bir kent görüntüsü Yozgat’ın geleceğine dair umutlarımı alıp götürür.
Sonra.. “Yozgat, eskiden böylemiydi?” diye sorarım kendime..
Yozgat’ın geçmişini düşünürüm.
Fazla değil 20-30 yıl öncesinin Yozgat’ını anımsarım.
Geçmişle bugünü kıyaslarım.
¨¨¨
“Eskiden böylemiydi Yozgat?”
Çiçeğe, yeşile, temiz havaya, temiz suya özlem duyulmazdı bu şehirde...
Eskiden Yozgat’ta esnaf siftahsız dükkan kapatmazdı.
Yozgatın her günü hareketli ve Ramazanları bereketli geçerdi.
Bambaşka bir huzur iklimi ve atmosferi yaşanırdı.
¨¨¨
O günlerin bereketinden, insanlar arasındaki paylaşımlardan, dostluklardan neredeyse eser kalmadı.
İçten bir selam..
Sevgi dolu bakışlar...
Toplumsal mutabakatlar...
Yok oldu artık...
Sanki gönül kapıları kapandı.
İnsanlar, işten eve, evden işe sanki başka bir alemde sadece kendi dünyasında yaşar hale geldi.
¨¨¨
Bundan 20-25 yıl öncesinde Yozgat ekonomisi böylesine sersefil değildi.
Piyasalar cıvıl cıvıldı, inşaat sektörü canlıydı, Almancı parası genelde Yozgata akardı.
Kişi başına yıllık milli gelir GSMH 1200-1500 $ arasında gezinirdi.
Memur-işçi açlık sınırında yaşamazdı.
Esnaf para kazanırdı.
¨¨¨
Ya şimdilerde ?
Yozgat, ekonomide 1. ligden 3. ligin alt sıralarına düştü.
Kişi başına yıllık GSMH’sı 852 dolar ile Türkiye 74.’sü oldu.
Küçük esnaf öldü.
Orta direk komada.
Yaşam mücadelesi veriyor.
Yozgat halkı, banka kredilerine tutsak oldu.
Yozgat’ta yeşil kartlı sayısı 121 bini ,fon yardımlarına muhtaç insan sayısı 93 bini buldu
¨¨¨
Yozgat’ta eskiden lise mezunları, ya üniversitelere girebilme başarısını gösterir, ya da bir şekilde iş edinirdi?
İş mi, şimdileri nerede?..
Buldukları tek şey kahvehanede iskemle...
¨¨¨
Bundan 20-25 yıl önce yani 1980’li yıllarda...
Ülkemiz bugün olduğu gibi tek başına bir iktidar tarafından yönetiliyordu.
O zaman iktidarın 5 milletvekili..
Ve de 2 bakanı vardı.
Yozgat, 104 bin oy potansiyeli ile gerçekten iktidarına kavuşmuştu.
İktidarın bütün nimetlerinden yararlandırıldı.
Zamanın hükümeti Yozgat’a oluk gibi ödenekler aktarırdı.
Yapılan yatırımlar yoğundu ve çevre iller bizi kıskanırdı.
Belediyeler para sıkıntısı yaşamazlardı ve birbirleriyle hizmet yarışı yapardı..
¨¨¨
Ve bugün de ülkemiz tek başına bir iktidar tarafından yönetiliyor.
Bugünkü iktidarın Yozgat’tan yine 5 milletvekili var ama Bakanı yok...
Yozgatlı’nın AKP’ye verdiği 160 bin oyun mükafatı yok.
Son 20 yılın Yozgat’a en az ödeneği ve yatırımı AKP iktidarında görüldü.
¨¨¨
Ya Belediyeler ?
Hele hele merkez Belediyesini.. Onu hiç sormayın.
Şimdilerde borç batağında yüzüyor.
Çırpındıkca kentte para edecek ne varsa onu satıyor.
13 trilyon liralık gayrimenkul satmasına rağmen borç batağından kurtulamıyor.
Ya icraatları?..
Fuar alanı ve Çemsan bölgesinde hukuka,yasalara ve adalete aykırı gerçekleştirdiği imar uygulamaları ile İstanbuldaki “Acarkent” olayını hatırlatıyor.
Tüm uyarıları dikkate almayan, Belediye hakkında yürütülen soruşturmalardan ders çıkarmayan Başkan Yusuf Başer, Yozgat Belediyesini babasının çiftliği gibi kullanmaya devam ediyor.
¨¨¨
Üniversiteye destek vaadleri balon gibi sönüyor.
Yozgat’ın ekonomi baronları ve cümle zenginleri kentin kalkınmasına yönelik sosyal, kültürel ve sportif aktivitelerine katkıda bulunmuyor.
Nüfus erazyonu büyük bir hızla sürüyor.
¨¨¨
Nereden nereden geldik.
Eskiden hiçbir Yozgatlı günün birinde ve 2000’li yıllarda bu kadar sahipsiz, iktidarsız ve çaresiz bırakılan bir vilayette yaşayabileceğini düşünemezdi..
Ben şimdilerde eski Yozgat’ı çok ,hem de çok özlüyorum .
Ya siz ?
Günümüzün Yozgat’ın da yaşamaktan mutlu musunuz?
OKURLARIMIN BİLGİSİNE
Yozgat HABER gazetesinin iki sorumlusu..
İnan Soyer ve Yusuf Koçsoy..
Geçtiğimiz günlerde benimle ilgili birkaç senaryo yazısı üretip yayınladılar.
Gazetenin 25/26 ve 27 Haziran tarihli köşe yazılarında;
Benim Belediye Başkanı Yusuf Başerle gizli bir görüşme yaptığımı,Belediye evraklarının basımı,önümüzdeki seçimde bana tevdi edileceği bildirilen Belediye meclisi üyeliği ve arkadaşımız Serhat Ünsal’a da yazı yazdırmama karşılığında Belediyeden çıkar sağladığımı ve bu nedenlerle Belediyeye muhalif yazılar yazmayacağımı ileri sürdüler.
Olayın aslı esası özetle şöyledir:
Okurlarımın izlediği ve bildiği gibi,Belediyenin aleyhindeki yayınlarım 2,5 yıldanberi kesintisiz ve halen devam etmektedir.
Başkan Başer’le 23 Mayıs 2008 tarihinde sayın Enver Çakıroğlu’nun bürosunda tesadüfi bir karşılaşmanın sonucunda yaptığım görüşmenin ardından neşrettiğim gazetelerimin iki nüshasında da Başkanın ve Belediyenin aleyhindeki haberlerim yine devam etmişti.Belediye ile ilgili yayın politikamız değişmemişti.
Yani,Yozgat gazetesinin sütunlarını satmamıştık.
Bu gerçeği her okurumuz gibi,gazetemin sütunlarında senaryo yazarları da görmüşlerdi.
Ancak, malum kişiler sözkonusu görüşme sonrasında gazetemizde yer alan Belediye aleyhindeki yayınlarımızı görmezden gelmişler,görüşmenin içeriğini de araştırıp soruşturmadan kasıtlı biçimde çarpıtarak akıl almaz bir senaryo üretmişlerdir.
Geçmişte şahsıma yayın yoluyla hakaret ettiği için Yozgat Asliye Hukuk Mahkemesince tazminat cezasına mahkum edilen İnan Soyer,husumetinin doğal sonucu olarak Yusuf Koçsoy ile birlikte kendi algılamaları,anlayışları ve hayallerine göre ürettikleri senaryoları ile yine şahsıma iftira, hakaret ve suç isnat etmiştir.
Bu nedenlerle İnan Soyer ve Yusuf Koçsoy hakkında iftira maksatlı senaryo türü yazılarından dolayı Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğumu okurlarımın bilgisine sunarım.
Osman Hakan Kiracı
Tarih : 17.07.2008
17.07.2008
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
HA
12.08.2008 17:21:00Yazınızı okurken Merhum Abbas Sayarın Yozgat var Yozgatlı yok kitabını okuyormuş gibi hissettim kendimi. Maalesef memleketin hali iç açıcı değil, o bahsettiğiniz yıllardaki Yozgat Beyefendi ve Hanımefendilerinden eser yok. Bu kuşağı sanki başkaları yetiştirip büyüttü. Edep, ahlak yoksunu bir yığın eğitimsiz genç. Düşündükçe içim daralıyor. Yerel seçimler yaklaşıyor ama yine topyekün şehirleşmeyi sağlayabilecek, insanımızın o eski asil havasını şehrin kumaşına işleyebilecek ortak bir isim yok. Yine iktidara çalışacak Yozgatlı ama iktidar Yozgatlıya çalışmıyor. Ne yazık.
gurbetten Bülent Ersungur
10.08.2008 17:13:00Öteki yozgattan bildik yozgata yazınız çok farklı bir tahlil.bizim gözümüzden kaçan önemli bir tesbit.yozgatın niye geri kaldığını anlatan ir önceki yazıyı herkes okumalı,nostaljiyi sevenler de bu yazıyı..teşekkür.
66adınaMustafa
10.08.2008 16:31:00yozgatın geçmişine ve geleceğine geniş bir penceredenr bakıyor,ele aldığınız konuları en usta gazeteci üslubuyla ve doyurucu mahiyette yazıyorsunuz. yürekten ve korkusuzca.Doğruları,dosdoğru yazmak sizin işiniz olmalı.Demekki adamların bir bildiği varmış ki size istanbuldan,ankaradan ödül yağdırıyor.Sanmayın ki bu memlekette sizin kıymetinizi kadrinizi bilen yok.Hayır,bilen biliyor. sizi, gastenizi ve bütün yazarlarınızın kıymetini.sizi ve bibirinden kıymetli yazarları takdir ediyor ve dua da ediyoruz.Siz de olmasanız galiba bu memleket dalkavukların eline kalacak.Kaleminize kuvvet,sabrınıza kudret dileriz değerli hemşehrim.
haydar varol
08.08.2008 16:17:00yorum yapmak haddimizemi, insana insan gibi yaklaşan,hedefi yazıları ile sade bir dille anlatan yazarlarımızın Allah işlerini rasgetire diyerek, sağlık sıhhat dilerim.
Adınız ve Soyadınız
08.08.2008 16:12:00hocam herkes gibi neydik nolduk, eskiden boylemiydik demek kolay ne oneriyorsunuz, ne yapalim, problemin vargiligindan herkes haberdar cozumunuz nedir onu seyleyin varsa _
haydar varol
31.07.2008 11:25:00Mesleğinde 35 Yılını dolduran Osman Hakan abimize uzun ömür diler.Herşeyin gönlünce olması isteği ile nice yıllara diyerek, iyiki sen varsın Osman abimiz. www.yozgatgazetesi.com sitesi ile morel buluyoz.
Songül BAYRAKCI (ALCIOĞLU)
31.07.2008 11:25:00Merhaba Hakan Bey öncellikle hatırınızı sormakla başlayım ben Yozgatın tanınmış esnaflarından merhum Süleyman ALCIOĞLUnun en küçük kızıyım .Gazetenizi devamlı okuyorum. iş istihdamı olmadığından Yozgatı terkettik. fakat yorumunuzda yazdığınız gibi ekonomi iyi değil. herkes Yozgatlıyım diye öğünür bürokrasi işlerini yürütür bir yerlere torpille gelir, çıkar elde eder sonrada Yozgat için bir ağaç dik desen dikmez yatırımını başka yerlere yapar bu insanları anlamak çok zor Allah Yozgatın rızkını kısmetini bereketini çok versin inşallah benimde hayatta en çok yapmak istediğim işlerden biride imkanlarım olsaydı babamın mesleğini devam etmek isterdim ne yazıkki devlet memuruyum yapamıyorum.Sizlere görevinizde başarılar dilerim Allaha emanet olun