GÜNDEM
Söylesem tesiri yok/ Sussam gönül razı değil/ Fuzuli
Yozgatta göçü önleyecek sürpriz fırsat
Yozgatı adeta içten içe kemiren göç sorununun boyutlarını ve zaman içerisinde ne gibi olumsuz sonuçlara yol açacağını yıllarca yazdık,çizdik.
Yazdık ama Yozgattaki siyasi iradeye göç sorununun günün birinde nüfus kayıp faciasına dönüşeceğini bir türlü anlatamadık
Ama ne zaman ki;sayın Cumhurbaşkanı ilimize geldi.Yozgatın yıllardır hızlanarak artan göç sorununu açık yüreklilikle ve oldukça veciz cümlelerle dile getirdi.İşte o andan itibaren bizimkiler göç faciasının vahametini idrak etmek zorunda kaldılar.
Şimdi bir kere daha hatırlatmakta yarar görüyorum.
Sayın Erdoğan 28 Mart 2016 tarihinde Sorgunda ve Bozok Üniversitesinde yaptığı konuşmalarında göç sorunumuzu anlatırken bakın ne demişti.
Özetleyerek aktarıyorum:
Yozgatta en büyük tehlike göçtür.
Yozgatın ülkemizin en çok göç veren şehirlerden biri olduğunu biliyorum.
Göçü önlemenin yolu nedir? Göçü durdurmanın da yolu yatırımlardan geçiyor.
Şimdi Yozgatta göçü engellemenin ,Yozgatı istihdam bakımından daha cazip bir şehir haline getirmenin gayreti içerisindeyiz . Yozgatı istihdamı,üretimi,hayat kalitesi ile bir şehir haline getirmenin çabası içerisindeyiz.
Yozgatı sürekli göç veren bir il olmaktan kurtarıp cazip bir il haline getireceğiz.
¨ ¨ ¨
Şimdi Cumhurbaşkanının bu tarihi konuşmasını bir yana bırakıp Başbakan sayın Binali Yıldırımın 21 Haziran 2016 tarihinde TBMMde Ak Parti
grup toplantısında adını ÖZEL ÖNEME HAİZ BÖLGELER diye tanımladığı ve Doğu ve Güneydoğudaki illere fabrikalar müjdesini verdiği hükümetin yeni projesine ilişkin konuşmasını hatırlayalım.
Yıldırımın tarihi konuşmasını da yine özetleyerek aktarıyorum:
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde operasyonlar bitiyor. Şimdi ikinci adımı atıyoruz. Bu adım fiziki ve sosyal yenilemedir.Doğuya ve Güneydoğuya yeni zenginlik merkezleri, cazibe merkezleri oluşturacağız.
Ne olacak burada? Burada fabrikalar yapılacak. Fabrikaları biz yapacağız, özel sektör işletecek. Ürettikleri ürünleri de belirli süreyle Devlet olarak biz satın alacağız. Ne olacak? Oradaki bütün vatandaşlarımıza, gençlerimize, iş ve aş imkanı, daha güzel bir gelecek göstereceğiz, gelecek hazırlayacağız. İşte bu suretle terörün istismarından gençlerimizi ve bölge halkını kurtarmış olacağız.
Başbakan Yıldırım gurup konuşmasının son bölümünde ise özel önleme haiz bölgeler projesinin detaylarını da şöyle anlatıyordu :
Özel öneme haiz bölgelerde uygun fabrikalar ve işyerleri kuracağız. Üreticiye sembolik, belki de kirasız yerler vereceğiz. Ürettiğine de mesela 5 yıl alım garantisi vereceğiz. Kamu alımlarını Ankaradan, İstanbuldan değil oralardan yapacağız. Dış yardımların malzemelerini oralardan temin edeceğiz. İnsanlar orada üretebilecek ve tüketebilecek.
Doğu ve Güneydoğuda bu proje için 30-35 milyar tl yatırım harcaması yapacağız.
¨ ¨ ¨
Ve şimdi de Türkiyenin göç şampiyonu,göç mağduru Yozgat ile terör mağduru Doğu ve Güneydoğudaki illerin durumunu birkaç örnekle mukayese edelim.
Bugün itibariyle Doğu ve Güneydoğunun çoğu illerinde Havalimanları gerçekleştirildi. Havaalanlarının olmadığı illerde ise inşaatlar hızla devam ediyor.
Ama Yozgatta ?
Havalimanı projesinin temeli henüz atılmadı..
Yozgatta yapılacak..
Daha hala Yozgatta çok şey: cek, cak
Yine sayın Başbakanın aynı konuşmasında açıkladığı gibi , Doğu ve Güneydoğuya toplam 22 milyar lira tutarında ulaştırma,eğitim ve sağlık yatırımları gerçekleştirildi.
B aşbakanın Özel öneme haiz bölgelerdiye tanımladığı terör bölgelerinde yapılan bölünmüş yol harcamaları, diğer bölgelere yapılan harcamaların 10 katına ulaştı.
Ama bugün Yozgatın bölünmüş yolları başta E-88 Yozgat güzergahında ve ilçeler arasındaki karayollarında görüldüğü gibi,14 yıldanberi henüz tamamlanmış değil.Ve ne hazindir ki; Türkiyenin en kalitesiz ve sorunlu yolları Yozgat bölgesinde yapılmıştır.
Doğu ve Güneydoğunun bölünmüş yollarının kalitesi imrenilenecek düzeydedir..
Ama Yozgatın tamamlanabilmiş yolları kalitesiz olduğu için sürekli bozulmakta ve sürekli onarılmaktadır.
Doğu ve Güneydoğudaki terörün yoğun olduğu il ve ilçelerden insanlar terör belasından göçediyorlar..
Ama bizim insanlarımız özellikle ileri derecede artan işsizlik belasından ve Devletin Yozgata sahiplenmeyeceği algısının kafalarda oluşturduğu çaresizlikten dolayı Yozgattan göçediyorlar.
Devlet,Doğu ve Güneydoğuda terörle ciddi anlamda mücadelesini sürdürüyor.
Terör sorunu günün birinde elbette sona erecek.
İşte,o zaman o bölgelerde göç sorunu hem de birdenbire sona erecek.
Ama Yozgat, çare bulunmadığı takdirde Türkiyenin en huzurlu kenti olmasına rağmen göç faciasından kurtulamayacak.
Erim erim eriyecek,.küçülecek..
Ve Türkiye İstatistik Kurumunun tesbitlere göre,Yozgatımızın nüfusu 2023 yılında 306 bine,2036 yılında da 156 bine düşecek. Yani, Bayburta kardeş olacak..
¨ ¨ ¨
Bütün bunları niye anlatıyorum biliyormusunuz ?
Demek istiyorum ki ve artık cümle alem görmeli ve bilmeli ki; Yozgatın güvenlik durumu hariç bugünkü sosyo,ekonomik durumu bırakın İç Anadoludaki diğer illeri, şimdilerde Doğu ve Güneydoğudaki illerin çoğunun gerisinde kalmıştır. 2002deki 680 bin nüfusu 2016da 419 bine düşen Yozgat, 10-20 yıl sonra maaselef Türkiyenin en küçük illerinden biri olacaktır.
¨ ¨ ¨
Okurlarımın hatırlayacağı gibi, Yozgatta göçü önlemenin reçetesini 1 Ocak 2016 tarihli gazetemizin manşetinde 8 madde halinde detaylarıyla açıklamış ve Yozgatta göçü durdurmak için öncelikle Türkiyede en çok göç veren 5 ili kapsayan istihdamı ve yatırımı teşvik amacıyla yeni bir teşvik yasasının çıkarılmasını önermiştim.
Ak Parti iktidarının yeni döneminde yeni bir teşvik yasası hazırladığını duymuştum. Umutla yeni yasayı bekliyordum. Bugüne değin yeni bir teşvik yasası çıkmadı ama bu süreçte yeni bir proje düştü Türkiyenin gündemine.
Başbakan sayın Binali Yıldırımın 18 Haziranda TBMM gurubunda yaptığı konuşmasını TVden dinlerken Doğu ve Güneydoğudaki ÖZEL ÖNLEME HAİZ illere yönelik projesini duyduğumda içimden İşte, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini terör,Yozgatı da göç belasından kurtaracak proje bu olmalı dedim.
Köşe yazarımız sayın Kadim Doğanın da bugünkü yazısında öngördüğü gibi, Devletin güneydoğudaki asi çocuklarını yola getirmek için hazırladığı bu projeye amansız göç faciasından kurtarılması gereken devletin uslu çocuğu Yozgat da pekala dahil edilebilir diye düşündüm.
Evet, sayın Başbakanın deklere ettiği Özel öneme haiz İllere yönelik proje göçün önlenmesi konusunda Yozgat için adeta biçilmiş kaftan değerindedir.
Çünkü,ifade ettiğim gibi, 14 yıldır yaşanan bildik göç faciası nedeniyle Yozgatın bugünkü sosyo-ekonomik durumu ve gidişatı hükümetin özel öneme haiz bölgeler olarak tanımladığı bir çok doğu ve güneydoğu illerinden daha kötüdür.
O halde Yozgat, mevcut konumu itibariyle Özel öneme haiz iller arasına dahil edilmelidir.
Ve sözkonusu projeye dahil edilmesi de pekala mümkündür.
Nitekim, Yozgat geçmişte böyle bir uygulamanın somut ve olumlu örneğini yaşamıştı.
Yine Türkiyede terörün tırmandığı 1998 yılında Anavatan Partisinin iktidar ortağı olduğu dönemde Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki 19 ilde terörü önlemek amacıyla istihdamı ve yatırımları teşvik etmek amacıyla 4325 sayılı Olağanüstü hal bölgesi teşvik yasasını hazırlamıştı.
Yozgat o günkü sosyo-ekonomik göstergeleri açısından ülkenin geri kalmış yöreleri arasında yer alıyordu ama durumu şimdiki gibi OHAL bölgesinde yer alan illerden kötü değildi.Yozgatta 90yıllarda göç sorunu da yoktu.
O zaman ben ANAP il başkanıydım. 4325 sayılı yasanın içeriğini öğrenir öğrenmez Ankaraya gidip dönemin Başbakanı ve genel başkanımız sayın Mesut Yılmazla görüşmüş ve sosyo-ekonomik sorunlarımızı anlatarak kendisini Yozgatın 4325 kasamına alınmasına ikna etmiştim. Görüşmenin ertesi günü , Yozgat ve Ordu 4325 sayılı yasa tasarısına eklenmişti. Dönemin Yozgat milletvekili sayın Lütfullah Kayalar da bu tasarının TBMMden sıkıntısız geçmesini sağlayınca Yozgat, başlangıçta Doğu ve Güneydoğuda 19 ili kapsayan 4325 sayılı OHAL teşvik yasası,sonuçta Yozgat dahil 21 ili kapsayacak şekilde mecliste yasalamıştı.
Sonra ne olmuştu ?
Yasa çıkmadan kısa bir süre önce o tarihlerde Yozgatta Organize Sanayi Bölgesini faaliyete geçirmiştik.4325 sayılı yasayla birlikte Yozgat OSBde ilk aşamada adeta birbiri ardına yanlış hatırlamıyorsam 40 küsur fabrika kuruldu,il düzeyinde adeta yatırım patlaması yaşandı..
Ve o dönem Yozgat OSBde yaklaşık 13 bin kişi istihdam imkanına kavuşmuştu.
Ya şimdilerde?
Yozgat OSBde son edindiğim bilgilere göre 1500 kişi çalışıyor..
¨ ¨ ¨
Geçmişte 4325 sayılı yasa Yozgatta yatırım patlaması ve geniş istihdam alanları yaratmıştı. Ama ne var ki, önce 2011 krizi ,sonra da Ak Partinin iktidara geldikten 13 ay sonra 4325 sayılı yasanın süresini uzatmaması ve yerine de 5084 sayılı yasayı getirerek teşviklerden yararlanan vilayet sayısını 36ya yükseltmesi Yozgatta 2000li yılların başında başlayan sanayileşme ve kalkınma hamlesinin duraklamasına neden olmuştu. 5084 sayılı teşvik yasasında sonradan yapılan bir değişikle teşvik alan il sayısı 48e yükselince de Yozgat, yabancı yatırımcılar için cazibe merkezi olmaktan tamamen çıkarak tekrar gerilemeye başladı.
¨ ¨ ¨
Peki,bundan sonra ne yapmalıyız?
Yozgatta göç faciasının en radikalı önlemini sağlayacak yeni bir fırsat ile karşı karşıya bulunuyoruz.
Bu ,belki de Yozgatın yakalayabileceği ve kullanabileceği büyük bir şans..Tarihi bir fırsat..
Yapılacak iş bellidir.
Geçmişte olduğu gibi, bir nevi 4325 modelini hayata geçirmek ..
Yani, sayın Başbakanın 18 Haziranda açıkladığı Özel Önleme haiz bölgeler projesine bugünkü haliyle İç Anadoluda Özel önleme haiz konumunda bulunan Yozgatı bu projeye dahil ettirmek..
Bu mümkün mü..
Hem de gayet mümkün..
Yazımın giriş bölümünde özetle naklettiğim gibi,sayın Cumhurbaşkanımızın Yozgatın göç sorununa ilişkin tesbitleri,çözümüne dair niyeti gayet açık..
Şimdi görev özellikle Ak Partinin Yozgattaki kudretli temsilcisi Adalet Bakanı sayın Bekir Bozdağa düşüyor.
Çünkü, kendisi sayın Cumhurbaşkanının gözde adamı,sayın Başbakanın da mesai arkadaşı. Kabinenin de en ağırlıklı ve en etkili bakanı.
Sayın Bozdağ Bu meseleye siyasi nüfuzunu koyarsa eminim ki; Yozgat kamuoyu ,Sivil Toplum örgütleri,partisinin bütün teşkilatları,Belediye ve teşkilat başkanları ve milletvekili arkadaşları ,hemen hemen herkes onun arkasında olacaktır.
Yeter ki; işin ucundan sağlamca tutsun..
Sayın cumhurbaşkanına ve Başbakanına..
Önce, Yozgatın yaşadığı terörden de beter göç faciasını hatırlatsın..
Sonra, devlet büyüklerine milli görüş felsefesinin mimarı merhum Necmettin Erbakanın iktidar ortağı olduğunda Yozgata ağır sanayi projelerinin en büyüklerini kazandırmak için 70li yıllarda kaç temel attığını
Rahmetli Turgut Özalın gerek teşviklerde ve gerekse önemli yatırımlarda Yozgata nasıl tam destek verdiğini ve Bakanlık dağıtımında Yozgata nasıl kıyak çektiğini..
ANAP genel başkanı ve eski Başbakan Mesut Yılmazın 90lı yıllarda yine o bölgede terörü önlemek amacıyla sadece ve sadece Doğu ve Güneydoğudaki 19 il için hazırlanan 4325 sayılı OHAL teşvik yasasına o zaman da göç sorunumuz olmadığı halde Yozgatı sonradan nasıl dahil edebildiğini
2000li yıllarda Yozgatta atağa geçen sanayileşme hamlesinin ve 4325 sayılı yasanın etkinliğinin Ak Parti iktidara geldikten 13 ay sonra çıkarılan 5084 sayılı yasa ile nasıl dumura uğradığını ..
Teker teker hatırlatmalı ve sonrada 14 yıldanberi yapılan bütün seçimlerde Ak Partiye destek veren ve ama bu iktidarın ihmali nedeniyle büyük bir göç faciası ile kaderine terkedilen Yozgatın Özel önleme haiz bölgeler projesine dahil edilmesinin tüm Ak parti sorumluluları için bir vicdan borcu olduğunu anlatmalıdır sayın Bozdağ..
Yeter ki yeterince ve gereğince anlatabilsin..
Sorun muhtemelen çözülür,Yozgat bu projeden yararlandırılır.
Çünki; Bozdağın Erdoğanın ve Yıldırımın nezdindeki itibarı,hükümet içerisindeki gücü ,ağır göç sorunu nedeniyle zaten özel öneme haiz il konumundaki Yozgatı Başbakanın açıkladığı projeye dahil ettirmeye muktedirdir.
Bozdağ, yeterki hükümet içindeki nüfuzunu kullansın.
Yozgatın sözkonusu projede yer alması hakkıdır.
Ak Parti iktidarı sadece Doğu ve Güneydoğu bölgesine değil artık Yozgata da sahip çıkmalıdır.
Daha ne diyeyim.
Hakkımızda hayırlısı tecelli eder inşaallah..
¨ ¨ ¨
Bayramınız kutlu,gönlünüz daima mutlu olsun..
05.07.2016
Yazdık ama Yozgattaki siyasi iradeye göç sorununun günün birinde nüfus kayıp faciasına dönüşeceğini bir türlü anlatamadık
Ama ne zaman ki;sayın Cumhurbaşkanı ilimize geldi.Yozgatın yıllardır hızlanarak artan göç sorununu açık yüreklilikle ve oldukça veciz cümlelerle dile getirdi.İşte o andan itibaren bizimkiler göç faciasının vahametini idrak etmek zorunda kaldılar.
Şimdi bir kere daha hatırlatmakta yarar görüyorum.
Sayın Erdoğan 28 Mart 2016 tarihinde Sorgunda ve Bozok Üniversitesinde yaptığı konuşmalarında göç sorunumuzu anlatırken bakın ne demişti.
Özetleyerek aktarıyorum:
Yozgatta en büyük tehlike göçtür.
Yozgatın ülkemizin en çok göç veren şehirlerden biri olduğunu biliyorum.
Göçü önlemenin yolu nedir? Göçü durdurmanın da yolu yatırımlardan geçiyor.
Şimdi Yozgatta göçü engellemenin ,Yozgatı istihdam bakımından daha cazip bir şehir haline getirmenin gayreti içerisindeyiz . Yozgatı istihdamı,üretimi,hayat kalitesi ile bir şehir haline getirmenin çabası içerisindeyiz.
Yozgatı sürekli göç veren bir il olmaktan kurtarıp cazip bir il haline getireceğiz.
¨ ¨ ¨
Şimdi Cumhurbaşkanının bu tarihi konuşmasını bir yana bırakıp Başbakan sayın Binali Yıldırımın 21 Haziran 2016 tarihinde TBMMde Ak Parti
grup toplantısında adını ÖZEL ÖNEME HAİZ BÖLGELER diye tanımladığı ve Doğu ve Güneydoğudaki illere fabrikalar müjdesini verdiği hükümetin yeni projesine ilişkin konuşmasını hatırlayalım.
Yıldırımın tarihi konuşmasını da yine özetleyerek aktarıyorum:
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde operasyonlar bitiyor. Şimdi ikinci adımı atıyoruz. Bu adım fiziki ve sosyal yenilemedir.Doğuya ve Güneydoğuya yeni zenginlik merkezleri, cazibe merkezleri oluşturacağız.
Ne olacak burada? Burada fabrikalar yapılacak. Fabrikaları biz yapacağız, özel sektör işletecek. Ürettikleri ürünleri de belirli süreyle Devlet olarak biz satın alacağız. Ne olacak? Oradaki bütün vatandaşlarımıza, gençlerimize, iş ve aş imkanı, daha güzel bir gelecek göstereceğiz, gelecek hazırlayacağız. İşte bu suretle terörün istismarından gençlerimizi ve bölge halkını kurtarmış olacağız.
Başbakan Yıldırım gurup konuşmasının son bölümünde ise özel önleme haiz bölgeler projesinin detaylarını da şöyle anlatıyordu :
Özel öneme haiz bölgelerde uygun fabrikalar ve işyerleri kuracağız. Üreticiye sembolik, belki de kirasız yerler vereceğiz. Ürettiğine de mesela 5 yıl alım garantisi vereceğiz. Kamu alımlarını Ankaradan, İstanbuldan değil oralardan yapacağız. Dış yardımların malzemelerini oralardan temin edeceğiz. İnsanlar orada üretebilecek ve tüketebilecek.
Doğu ve Güneydoğuda bu proje için 30-35 milyar tl yatırım harcaması yapacağız.
¨ ¨ ¨
Ve şimdi de Türkiyenin göç şampiyonu,göç mağduru Yozgat ile terör mağduru Doğu ve Güneydoğudaki illerin durumunu birkaç örnekle mukayese edelim.
Bugün itibariyle Doğu ve Güneydoğunun çoğu illerinde Havalimanları gerçekleştirildi. Havaalanlarının olmadığı illerde ise inşaatlar hızla devam ediyor.
Ama Yozgatta ?
Havalimanı projesinin temeli henüz atılmadı..
Yozgatta yapılacak..
Daha hala Yozgatta çok şey: cek, cak
Yine sayın Başbakanın aynı konuşmasında açıkladığı gibi , Doğu ve Güneydoğuya toplam 22 milyar lira tutarında ulaştırma,eğitim ve sağlık yatırımları gerçekleştirildi.
B aşbakanın Özel öneme haiz bölgelerdiye tanımladığı terör bölgelerinde yapılan bölünmüş yol harcamaları, diğer bölgelere yapılan harcamaların 10 katına ulaştı.
Ama bugün Yozgatın bölünmüş yolları başta E-88 Yozgat güzergahında ve ilçeler arasındaki karayollarında görüldüğü gibi,14 yıldanberi henüz tamamlanmış değil.Ve ne hazindir ki; Türkiyenin en kalitesiz ve sorunlu yolları Yozgat bölgesinde yapılmıştır.
Doğu ve Güneydoğunun bölünmüş yollarının kalitesi imrenilenecek düzeydedir..
Ama Yozgatın tamamlanabilmiş yolları kalitesiz olduğu için sürekli bozulmakta ve sürekli onarılmaktadır.
Doğu ve Güneydoğudaki terörün yoğun olduğu il ve ilçelerden insanlar terör belasından göçediyorlar..
Ama bizim insanlarımız özellikle ileri derecede artan işsizlik belasından ve Devletin Yozgata sahiplenmeyeceği algısının kafalarda oluşturduğu çaresizlikten dolayı Yozgattan göçediyorlar.
Devlet,Doğu ve Güneydoğuda terörle ciddi anlamda mücadelesini sürdürüyor.
Terör sorunu günün birinde elbette sona erecek.
İşte,o zaman o bölgelerde göç sorunu hem de birdenbire sona erecek.
Ama Yozgat, çare bulunmadığı takdirde Türkiyenin en huzurlu kenti olmasına rağmen göç faciasından kurtulamayacak.
Erim erim eriyecek,.küçülecek..
Ve Türkiye İstatistik Kurumunun tesbitlere göre,Yozgatımızın nüfusu 2023 yılında 306 bine,2036 yılında da 156 bine düşecek. Yani, Bayburta kardeş olacak..
¨ ¨ ¨
Bütün bunları niye anlatıyorum biliyormusunuz ?
Demek istiyorum ki ve artık cümle alem görmeli ve bilmeli ki; Yozgatın güvenlik durumu hariç bugünkü sosyo,ekonomik durumu bırakın İç Anadoludaki diğer illeri, şimdilerde Doğu ve Güneydoğudaki illerin çoğunun gerisinde kalmıştır. 2002deki 680 bin nüfusu 2016da 419 bine düşen Yozgat, 10-20 yıl sonra maaselef Türkiyenin en küçük illerinden biri olacaktır.
¨ ¨ ¨
Okurlarımın hatırlayacağı gibi, Yozgatta göçü önlemenin reçetesini 1 Ocak 2016 tarihli gazetemizin manşetinde 8 madde halinde detaylarıyla açıklamış ve Yozgatta göçü durdurmak için öncelikle Türkiyede en çok göç veren 5 ili kapsayan istihdamı ve yatırımı teşvik amacıyla yeni bir teşvik yasasının çıkarılmasını önermiştim.
Ak Parti iktidarının yeni döneminde yeni bir teşvik yasası hazırladığını duymuştum. Umutla yeni yasayı bekliyordum. Bugüne değin yeni bir teşvik yasası çıkmadı ama bu süreçte yeni bir proje düştü Türkiyenin gündemine.
Başbakan sayın Binali Yıldırımın 18 Haziranda TBMM gurubunda yaptığı konuşmasını TVden dinlerken Doğu ve Güneydoğudaki ÖZEL ÖNLEME HAİZ illere yönelik projesini duyduğumda içimden İşte, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini terör,Yozgatı da göç belasından kurtaracak proje bu olmalı dedim.
Köşe yazarımız sayın Kadim Doğanın da bugünkü yazısında öngördüğü gibi, Devletin güneydoğudaki asi çocuklarını yola getirmek için hazırladığı bu projeye amansız göç faciasından kurtarılması gereken devletin uslu çocuğu Yozgat da pekala dahil edilebilir diye düşündüm.
Evet, sayın Başbakanın deklere ettiği Özel öneme haiz İllere yönelik proje göçün önlenmesi konusunda Yozgat için adeta biçilmiş kaftan değerindedir.
Çünkü,ifade ettiğim gibi, 14 yıldır yaşanan bildik göç faciası nedeniyle Yozgatın bugünkü sosyo-ekonomik durumu ve gidişatı hükümetin özel öneme haiz bölgeler olarak tanımladığı bir çok doğu ve güneydoğu illerinden daha kötüdür.
O halde Yozgat, mevcut konumu itibariyle Özel öneme haiz iller arasına dahil edilmelidir.
Ve sözkonusu projeye dahil edilmesi de pekala mümkündür.
Nitekim, Yozgat geçmişte böyle bir uygulamanın somut ve olumlu örneğini yaşamıştı.
Yine Türkiyede terörün tırmandığı 1998 yılında Anavatan Partisinin iktidar ortağı olduğu dönemde Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki 19 ilde terörü önlemek amacıyla istihdamı ve yatırımları teşvik etmek amacıyla 4325 sayılı Olağanüstü hal bölgesi teşvik yasasını hazırlamıştı.
Yozgat o günkü sosyo-ekonomik göstergeleri açısından ülkenin geri kalmış yöreleri arasında yer alıyordu ama durumu şimdiki gibi OHAL bölgesinde yer alan illerden kötü değildi.Yozgatta 90yıllarda göç sorunu da yoktu.
O zaman ben ANAP il başkanıydım. 4325 sayılı yasanın içeriğini öğrenir öğrenmez Ankaraya gidip dönemin Başbakanı ve genel başkanımız sayın Mesut Yılmazla görüşmüş ve sosyo-ekonomik sorunlarımızı anlatarak kendisini Yozgatın 4325 kasamına alınmasına ikna etmiştim. Görüşmenin ertesi günü , Yozgat ve Ordu 4325 sayılı yasa tasarısına eklenmişti. Dönemin Yozgat milletvekili sayın Lütfullah Kayalar da bu tasarının TBMMden sıkıntısız geçmesini sağlayınca Yozgat, başlangıçta Doğu ve Güneydoğuda 19 ili kapsayan 4325 sayılı OHAL teşvik yasası,sonuçta Yozgat dahil 21 ili kapsayacak şekilde mecliste yasalamıştı.
Sonra ne olmuştu ?
Yasa çıkmadan kısa bir süre önce o tarihlerde Yozgatta Organize Sanayi Bölgesini faaliyete geçirmiştik.4325 sayılı yasayla birlikte Yozgat OSBde ilk aşamada adeta birbiri ardına yanlış hatırlamıyorsam 40 küsur fabrika kuruldu,il düzeyinde adeta yatırım patlaması yaşandı..
Ve o dönem Yozgat OSBde yaklaşık 13 bin kişi istihdam imkanına kavuşmuştu.
Ya şimdilerde?
Yozgat OSBde son edindiğim bilgilere göre 1500 kişi çalışıyor..
¨ ¨ ¨
Geçmişte 4325 sayılı yasa Yozgatta yatırım patlaması ve geniş istihdam alanları yaratmıştı. Ama ne var ki, önce 2011 krizi ,sonra da Ak Partinin iktidara geldikten 13 ay sonra 4325 sayılı yasanın süresini uzatmaması ve yerine de 5084 sayılı yasayı getirerek teşviklerden yararlanan vilayet sayısını 36ya yükseltmesi Yozgatta 2000li yılların başında başlayan sanayileşme ve kalkınma hamlesinin duraklamasına neden olmuştu. 5084 sayılı teşvik yasasında sonradan yapılan bir değişikle teşvik alan il sayısı 48e yükselince de Yozgat, yabancı yatırımcılar için cazibe merkezi olmaktan tamamen çıkarak tekrar gerilemeye başladı.
¨ ¨ ¨
Peki,bundan sonra ne yapmalıyız?
Yozgatta göç faciasının en radikalı önlemini sağlayacak yeni bir fırsat ile karşı karşıya bulunuyoruz.
Bu ,belki de Yozgatın yakalayabileceği ve kullanabileceği büyük bir şans..Tarihi bir fırsat..
Yapılacak iş bellidir.
Geçmişte olduğu gibi, bir nevi 4325 modelini hayata geçirmek ..
Yani, sayın Başbakanın 18 Haziranda açıkladığı Özel Önleme haiz bölgeler projesine bugünkü haliyle İç Anadoluda Özel önleme haiz konumunda bulunan Yozgatı bu projeye dahil ettirmek..
Bu mümkün mü..
Hem de gayet mümkün..
Yazımın giriş bölümünde özetle naklettiğim gibi,sayın Cumhurbaşkanımızın Yozgatın göç sorununa ilişkin tesbitleri,çözümüne dair niyeti gayet açık..
Şimdi görev özellikle Ak Partinin Yozgattaki kudretli temsilcisi Adalet Bakanı sayın Bekir Bozdağa düşüyor.
Çünkü, kendisi sayın Cumhurbaşkanının gözde adamı,sayın Başbakanın da mesai arkadaşı. Kabinenin de en ağırlıklı ve en etkili bakanı.
Sayın Bozdağ Bu meseleye siyasi nüfuzunu koyarsa eminim ki; Yozgat kamuoyu ,Sivil Toplum örgütleri,partisinin bütün teşkilatları,Belediye ve teşkilat başkanları ve milletvekili arkadaşları ,hemen hemen herkes onun arkasında olacaktır.
Yeter ki; işin ucundan sağlamca tutsun..
Sayın cumhurbaşkanına ve Başbakanına..
Önce, Yozgatın yaşadığı terörden de beter göç faciasını hatırlatsın..
Sonra, devlet büyüklerine milli görüş felsefesinin mimarı merhum Necmettin Erbakanın iktidar ortağı olduğunda Yozgata ağır sanayi projelerinin en büyüklerini kazandırmak için 70li yıllarda kaç temel attığını
Rahmetli Turgut Özalın gerek teşviklerde ve gerekse önemli yatırımlarda Yozgata nasıl tam destek verdiğini ve Bakanlık dağıtımında Yozgata nasıl kıyak çektiğini..
ANAP genel başkanı ve eski Başbakan Mesut Yılmazın 90lı yıllarda yine o bölgede terörü önlemek amacıyla sadece ve sadece Doğu ve Güneydoğudaki 19 il için hazırlanan 4325 sayılı OHAL teşvik yasasına o zaman da göç sorunumuz olmadığı halde Yozgatı sonradan nasıl dahil edebildiğini
2000li yıllarda Yozgatta atağa geçen sanayileşme hamlesinin ve 4325 sayılı yasanın etkinliğinin Ak Parti iktidara geldikten 13 ay sonra çıkarılan 5084 sayılı yasa ile nasıl dumura uğradığını ..
Teker teker hatırlatmalı ve sonrada 14 yıldanberi yapılan bütün seçimlerde Ak Partiye destek veren ve ama bu iktidarın ihmali nedeniyle büyük bir göç faciası ile kaderine terkedilen Yozgatın Özel önleme haiz bölgeler projesine dahil edilmesinin tüm Ak parti sorumluluları için bir vicdan borcu olduğunu anlatmalıdır sayın Bozdağ..
Yeter ki yeterince ve gereğince anlatabilsin..
Sorun muhtemelen çözülür,Yozgat bu projeden yararlandırılır.
Çünki; Bozdağın Erdoğanın ve Yıldırımın nezdindeki itibarı,hükümet içerisindeki gücü ,ağır göç sorunu nedeniyle zaten özel öneme haiz il konumundaki Yozgatı Başbakanın açıkladığı projeye dahil ettirmeye muktedirdir.
Bozdağ, yeterki hükümet içindeki nüfuzunu kullansın.
Yozgatın sözkonusu projede yer alması hakkıdır.
Ak Parti iktidarı sadece Doğu ve Güneydoğu bölgesine değil artık Yozgata da sahip çıkmalıdır.
Daha ne diyeyim.
Hakkımızda hayırlısı tecelli eder inşaallah..
¨ ¨ ¨
Bayramınız kutlu,gönlünüz daima mutlu olsun..
05.07.2016
04.07.2016
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
Kamil
07.08.2016 13:45:00yazılması gereken herşeyi gayet güzel yazmışsınız.dana faza söze hacet yok.Yozgatta göçü önlemenin yolu bu.iktidarın bakanı ve temsilcileri gereğini yaparsa yozgat göç derdinden kurtulur.yoksa yozgatın yokoluşunu hep beraber seydereceğiz..