GÜNDEM
Söylesem tesiri yok/ Sussam gönül razı değil/ Fuzuli
Yozgatta ne var ve de ne yok
Yozgat dışındaki dostlarım ,arkadaşlarım,hemşehrilerim her fırsatta sorup dururlar:
Yozgat nasıl ? Yozgatta ne var, ne yok..
Ahalimiz ne yapıyor?
Bugün derbeder memleketimizde yaşadığımız atmosferi ve geldiğimiz ilginç noktaları,özellikle gurbette hep Yozgat özlemiyle dolu hemşehrilerimi bilgilendirmek amacıyla anlatmaya çalışacağım.
¨ ¨ ¨
Yozgatta ne var, ne mi yok.
Öncelikle bugün itibariyle Yozgatta kent kökenli kaç Yozgatlının kaldığını belirlememiz gerekmekte..
Bunun için Yozgat nüfusunun canlı bilgesi merkez ilçe eski nüfus müdürü sayın Mehmet Uğur Karabacakı arayıp Yozgatta kaç Yozgatlı kaldı diye sordum.
Yanıtı şöyleydi :
Vilayet merkezimizde 1.nesil Yozgat kökenli doğma büyüme bir kısmı eşraf diye tabir edeceğimiz şehirde kalan Yozgatlı sayısı yaklaşık 300 kişi Ayrıca bu şehirde doğmamakla birlikte 40-50 senedir burada yaşayarak Yozgata ait olmuş 500 hemşehrimiz daha var.Yani, bizim jenerasyondan Yozgatta kalan Yozgatlı sayısı üç aşağı beş yukarı yaklaşık 800 kişi dolayında...
80 bin nüfuslu bu şehirde olumsuz koşullara rağmen Yozgatta yaşamaktan vazgeçmeyen veya vazgeçemeyen kent kökenli Yozgatlı sayısı 800 kişi..
Oran ne ?
Yüzde bir.
¨ ¨ ¨
Anlaşılan o ki; Yozgatı her yıl erim eriten göç belası ,sadece şehirdeki işsizini değil,aynı zamanda eşrafını,aydınını,bürokratını ,entelektüellerini ve zenginlerini de Yozgattan adeta kovalamış.
Allah bu şehirden rızkımı kesse de gitsem diyenlerin sayısı yine hiç eksilmiyor.
Ama onlar da galiba ekonomik nedenlerle yerinden kalkamadıkları için göç kervanına katılamıyorlar.
Yozgat il merkezinde yaşamakta olan kentli hemşehrilerimiz kelimenin tam anlamıyla azınlıkta kaldılar.
Azınlıklar, bulundukları yörelerde birlikteliğin oluşumunu esas alarak bir hayat tarzı yaşarlar.
Dünyanın her neresinde olursa olsun azınlık toplulukları , azınlık psikolojisinin etkisiyle birbirleriyle kenetlenirler.
Ama burada kent kökenli Yozgatlılar için böyle bir yaşam tarzı söz konusumudur?
Ne yazık ki,hayır..
Giderek azalmaları nedeniyle birbirleriyle daha bir kaynaşma ve dayanışma içerisinde olması gereken bu aziz hemşehrilerimiz ne hazindirki; birbirlerinden uzaklaşıyorlar.Birbirlerinden adeta haberleri yok..
Sanki kalplerini birbirlerine kapatmış gibi, donmuş ve kapalı bir hayatın yalnızlık girdabında bocalıyorlar.
Öyle ki;birbirlerini ancak düğünlerde veya cenazelerde görebiliyorlar.
Azaldıkca birbirlerinden uzaklaşmak vakıası bence gerçekten izahı hayli zor ve sosyologların araştırmasını gerektiren bir durum.
Sanırım yeryüzünde sadece bizim Yozgat kavmine özgü bir yaşam üslübu olmalı..
Sözün burasında akla şöyle bir soru gelebilir :
Eşrafınız böyle de ya kentte yaşayan diğer hemşehrileriniz nasıl ?
Onu da anlatayım:
Çoğunlukla yeni jenerasyon hemşehri kalabalığının ve de yabancı memurların yaşadığı Yozgatın cadde ve sokaklarında dolaşan insanların birbirlerine bakışları ve yaklaşımları oldukca kaygı verici ..
Herkes birbirlerini soğuk ve donuk bakışlarıyla süzüyorlar.
Ve çoğu insanımız birbirlerinden güleryüzle bir selamı ve de sevgi dolu bakışlarını esirgiyorlar.
Sanki, bir sevgisizlik diyarında yaşamaktayız.
¨ ¨ ¨
Gelelim Yozgat gençliğinin Yozgatlılık bilincine ve ilişkisine..
Yani,Şimdiki Yozgat gençliği ne kadar Yozgatlı diye merak ediyorsanız size bu konuda sadece bir örnek sunmak isterim..
Son yıllarda Yozgatta il genelinde düzenlenen salon düğünlerini hatırlayalım.
Gençlerimizin pistlerde sergiledikleri folklorik oyunlar bilmem sizin de dikkatinizi çekti mi ?
Ringo ringo şişelerden ,lorke lorkeye..Lorke lorkelerden Roman havasına. Roman havasından Ankaranın bağlarına..
Yozgatlı yeni kuşak genç hemşehrilerimiz kentimize ait olamayan ne kadar böylesi oyun havası ve halay varsa bütün hünerleriyle ve büyük bir coşkuyla oynamakta..
Ama diğer yanda bazı düğünlerde istisnai görüntüler hariç Yozgatın o meşhur çiftetellisini ve halaylarını oynayabilen gençlerimiz var mı ?.
Yok..
Peki,neden?
Yozgatın yeni jenerasyon gençleri,hemşehrilik sorumluluğundan ve Yozgatlılık şuurundan yoksun yetiştikleri için yöresinin folklorünü ve kültürel değerlerini öğrenme ihtiyacını duymuyorlar.
Bilmiyorlar ki kendi geleneklerini yaşatsınlar,öğrenmiyorlar veya öğretilmiyor ki;Yozgat sürmelisini söylesinler.
Ve bu anlamda da Yozgatta değil de sanki farklı bir arabesk diyarında yaşıyoruz.
¨ ¨ ¨
Şimdi de size başka trajik bilgiyi derin üzüntülerimle nakletmem gerekiyor.
Geçen gün Sahaf kitabevine uğramıştım.
Yozgatlı yazar ve şairlerimizin birkaç kitabını aldıktan sonra Kitabevi yetkilisine şunu sordum :
Yozgatlı yazarlarımızın kitap satışları nasıl gidiyor ?
Aldığım yanıt hem esef verici,hem de çok düşündürücüydü:
En az satılan kitaplar bizim Yozgatlıların eserleri
Kulaklarıma inanamadım.Şok oldum.
Meğer biz kendi düşünürünün,yazarının ve şairinin kitaplarını bile okumayanların diyarında yaşıyormuşuz..
¨ ¨ ¨
Şimdi de geçelim,Ahalimiz ne yapıyor sorusunun yanıtına ve hemşehrilerimizin buradaki yaşam standarlarına..
Hepinizin bildiği gibi,Yozgatta yaklaşık 421 bin nüfus yaşamakta.
Benim araştırmalarım ve tesbitlerime göre,nüfusumuzun yüzde 35 ila 40ı açlık sınırında
Geçimleri Sosyal yardımlaşma fonlarından ve Belediyeler tarafından sağlanmakta..
Nüfusumuzun diğer yüzde 40de kendi yağı ile kavruluyor.
Geriye kalan nüfusumuzun % 10unun ekonomik durumu yaşam standardının üzerinde. Yüzde 10nun ise unu kuru,tuzu kuru..
Unu ve tuzu kuruların içerisinde de paralarını bankalarda faiz geliri karşılığında saklayan sayıları meçhul olmakla birlikte çok sayıda gizli zenginlerimiz var.. Ve bu zenginlerimizin de bir başka özelliği var. O da servetlerinden Yozgatın toplumsal amaçlı hayır hizmetleri için kuruş harcamıyorlar.Bilal Şahin ve birkaç zenginden gayrı diğer zenginlerimizin hayır-hasenad işlerine Yozgat topraklarında henüz rastlamış değiliz..
Türkiye Bankalar Birliğinin verilerine göre,bugün itibariyle Yozgatlıların bankalardaki toplam mevduatı ülkemizdeki iller içerisinde mevduat sıralamasında 44.sırada yer almaktadır.Yine TBBden edindiğim rakamlara göre,para babası hemşehrilerimizin çeşitli bankaların mevduat hesaplarında önemli bir bölümü döviz olmak üzere yaklaşık 2 milyar 645 milyon Tl ( eski parayla 2 katrilyon 645 milyar Tl ) tasarrufları bulunmakta Bunun yanı sıra Yozgatlı hemşehrilerimizin kontağını çevirmediği yaklaşık 2 milyar liralık otomobil ve traktörü ile asgariden 2 milyar liralık da kira getirili gayrimenkulleri de mevcut..Yozgatlının yıllar boyunca yerel istihdam ve üretim alanlarında kullanmadığı yaklaşık 6,5 milyar parası ve mal varlığı var..Ve Yozgatta bu yıl motorlu araç sayısı 105 bine yükseldi.Türkiyede bugün 5 kişiye bir araç düşerken Yozgatta 4 kişiye bir araç düşmekte. Yozgatın parasal güç bakımından öyle sanıldığı kadar fakir bir il olmadığı gerçeği de apaçık ortada..
Ve Yozgatta Ticaret ne alemde biliyormusunuz ?
Siyaset,Tarikat.Cemaat ve Teşkilat eksenlerinde hayat buluyor Yozgat ticareti ..
¨ ¨ ¨
Bu şehirde şimdilerde gemisini kurtaran kaptan anlayışı yerleşmiş durumda..
Kimi geçim,kimi iş,kimi daha lüks otomobil,kimi daha konforlu ev,kimi daha refah koşullarda yaşama,kimi daha fazla para kazanmanın derdinde ve peşinde..
Yozgatın derdiyle meseleleriyle alakadar olan akillerimiz de hernedense köşelerine çekildiler.Olup bitenleri seyretmekle yetiniyorlar.
Kimselerin Yozgatın sorunları ile ilgilenme veya izleme diye bir derdi-meselesi yok artık.
İşte onun için
Yozgat,İç Anadolunun hatta Doğu ve Güneydoğudaki bazı vilayetlerinin gerisinde kalmış.
Yozgatın nüfusunu 683 binden 421 bine düşüren göç belası,Yozgata geçen yıl gönderilen Suriyeli mültecilerle istatistiksel anlamda sanal olarak durdurulmuş..
Hükümetin doğu ve güneydoğudaki 19 ilin yanı sıra Bayburtu,Erzincanı ve Erzurumu da ayağa kaldırıp kalkındıracağı Cazibe merkezi teşvik projesine Yozgat dahil edilememiş..
Yozgatın Türkiyede 81 il içerisindeki sosyo ekonomik göstergeleri hiç de iç açıcı değilmiş
Yozgatta bazı Belediye başkanları ve bazı bürokratlar görevlerini yasalara göre değil ,babalarının çiftliğini yönetiyor gibi yürütüyorlarmış..
Kimin umurunda..
Yozgatın STKları kentin sorunlarının çözümlerini tümüyle siyasi iradenin,bürokratların ve yerel yönetimlerinin takdirine ve insiyatifine terk etmiş..
Yozgatlı gençler arasında Bonzai kullanımı tehlikeli boyutlara ulaşmış,Yozgat,Bonzai kullanımında Türkiyede 12.sırada yer almış
Son yıllarda Yozgatta alkol ve sigara tüketimi beklenenin üzerinde artmış..
Yozgatta 2010 yılında antideprasan ilaç kullanan psikolojik sorunlu hasta sayısı yaklaşık 15 bin iken 2016 yılı sonu itibariyle 44 bine fırlamış..
Açıkca söylemek gerekirse Yozgatta her bir şey kimselerin çok da umurunda değil..
Sanki üç maymunların oynandığı bir diyarda yaşıyoruz.
¨ ¨ ¨
Ve sonuç olarak..
Bir tarafta kent içinde modern konutların yükseldiği,Şehir Hastanesi,yeni Hükümet Konağı vb.muhteşem görünümlü binaların inşa edildiği,şehir merkezinde Belediye başkanı sayın Dr.Kazım Arslan tarafından eski binaların kirinin pasağının silinip yeniden boyanarak makyajlandığı,eski sanayi sitesindeki mezbeleliğin kentsel dönüşüm projesi sayesinde nihayet ortadan kaldırıldığı, ana caddelerinin çiçeklerlerle ve ışıklarla estetik bir görünüme kavuşturulduğu,İlin valisi sayın Kemal Yurtnaçın kamuoyu ile paylaştığı 2023 vizyon belgesinde sıraladığı birbirinden önemli projeleri hayata geçirmek için yoğun çaba harcadığı yani fiziksel olarak değiştirilmeye ve geliştirilmeye çalışılan yeni bir Yozgat..
Ama öbür yanda da mana ve şehircilik kültürü yönünden sürekli gerileyen ,daha net ifadeyle azaldıkca birbirinden uzaklaşan, hemşehricilik duyguları körelen,geleneklerini unutan,kendi evlatlarına ve değerlerine sahip çıkmamakta direnen, sen-ben kavgalarından hala vazgeçmeyen ve neredeyse Yozgatlılık şuurunu ve kimliği tamamen kaybetmiş çaresiz insanların yaşadığı kadersiz bir Yozgat
¨ ¨ ¨
Yozgat dışındaki değerli hemşehrilerim..
İşte,size Yozgattan iki ayrı fotoğraf sundum.
Anladınız mı şimdilerde Yozgatta..
Ne varmış,ne yokmuş ve neler oluyormuş..
¨ ¨ ¨
Tüm okurlarıma nice güzel bayramlar dilerim
31.08.2017
Yozgat nasıl ? Yozgatta ne var, ne yok..
Ahalimiz ne yapıyor?
Bugün derbeder memleketimizde yaşadığımız atmosferi ve geldiğimiz ilginç noktaları,özellikle gurbette hep Yozgat özlemiyle dolu hemşehrilerimi bilgilendirmek amacıyla anlatmaya çalışacağım.
¨ ¨ ¨
Yozgatta ne var, ne mi yok.
Öncelikle bugün itibariyle Yozgatta kent kökenli kaç Yozgatlının kaldığını belirlememiz gerekmekte..
Bunun için Yozgat nüfusunun canlı bilgesi merkez ilçe eski nüfus müdürü sayın Mehmet Uğur Karabacakı arayıp Yozgatta kaç Yozgatlı kaldı diye sordum.
Yanıtı şöyleydi :
Vilayet merkezimizde 1.nesil Yozgat kökenli doğma büyüme bir kısmı eşraf diye tabir edeceğimiz şehirde kalan Yozgatlı sayısı yaklaşık 300 kişi Ayrıca bu şehirde doğmamakla birlikte 40-50 senedir burada yaşayarak Yozgata ait olmuş 500 hemşehrimiz daha var.Yani, bizim jenerasyondan Yozgatta kalan Yozgatlı sayısı üç aşağı beş yukarı yaklaşık 800 kişi dolayında...
80 bin nüfuslu bu şehirde olumsuz koşullara rağmen Yozgatta yaşamaktan vazgeçmeyen veya vazgeçemeyen kent kökenli Yozgatlı sayısı 800 kişi..
Oran ne ?
Yüzde bir.
¨ ¨ ¨
Anlaşılan o ki; Yozgatı her yıl erim eriten göç belası ,sadece şehirdeki işsizini değil,aynı zamanda eşrafını,aydınını,bürokratını ,entelektüellerini ve zenginlerini de Yozgattan adeta kovalamış.
Allah bu şehirden rızkımı kesse de gitsem diyenlerin sayısı yine hiç eksilmiyor.
Ama onlar da galiba ekonomik nedenlerle yerinden kalkamadıkları için göç kervanına katılamıyorlar.
Yozgat il merkezinde yaşamakta olan kentli hemşehrilerimiz kelimenin tam anlamıyla azınlıkta kaldılar.
Azınlıklar, bulundukları yörelerde birlikteliğin oluşumunu esas alarak bir hayat tarzı yaşarlar.
Dünyanın her neresinde olursa olsun azınlık toplulukları , azınlık psikolojisinin etkisiyle birbirleriyle kenetlenirler.
Ama burada kent kökenli Yozgatlılar için böyle bir yaşam tarzı söz konusumudur?
Ne yazık ki,hayır..
Giderek azalmaları nedeniyle birbirleriyle daha bir kaynaşma ve dayanışma içerisinde olması gereken bu aziz hemşehrilerimiz ne hazindirki; birbirlerinden uzaklaşıyorlar.Birbirlerinden adeta haberleri yok..
Sanki kalplerini birbirlerine kapatmış gibi, donmuş ve kapalı bir hayatın yalnızlık girdabında bocalıyorlar.
Öyle ki;birbirlerini ancak düğünlerde veya cenazelerde görebiliyorlar.
Azaldıkca birbirlerinden uzaklaşmak vakıası bence gerçekten izahı hayli zor ve sosyologların araştırmasını gerektiren bir durum.
Sanırım yeryüzünde sadece bizim Yozgat kavmine özgü bir yaşam üslübu olmalı..
Sözün burasında akla şöyle bir soru gelebilir :
Eşrafınız böyle de ya kentte yaşayan diğer hemşehrileriniz nasıl ?
Onu da anlatayım:
Çoğunlukla yeni jenerasyon hemşehri kalabalığının ve de yabancı memurların yaşadığı Yozgatın cadde ve sokaklarında dolaşan insanların birbirlerine bakışları ve yaklaşımları oldukca kaygı verici ..
Herkes birbirlerini soğuk ve donuk bakışlarıyla süzüyorlar.
Ve çoğu insanımız birbirlerinden güleryüzle bir selamı ve de sevgi dolu bakışlarını esirgiyorlar.
Sanki, bir sevgisizlik diyarında yaşamaktayız.
¨ ¨ ¨
Gelelim Yozgat gençliğinin Yozgatlılık bilincine ve ilişkisine..
Yani,Şimdiki Yozgat gençliği ne kadar Yozgatlı diye merak ediyorsanız size bu konuda sadece bir örnek sunmak isterim..
Son yıllarda Yozgatta il genelinde düzenlenen salon düğünlerini hatırlayalım.
Gençlerimizin pistlerde sergiledikleri folklorik oyunlar bilmem sizin de dikkatinizi çekti mi ?
Ringo ringo şişelerden ,lorke lorkeye..Lorke lorkelerden Roman havasına. Roman havasından Ankaranın bağlarına..
Yozgatlı yeni kuşak genç hemşehrilerimiz kentimize ait olamayan ne kadar böylesi oyun havası ve halay varsa bütün hünerleriyle ve büyük bir coşkuyla oynamakta..
Ama diğer yanda bazı düğünlerde istisnai görüntüler hariç Yozgatın o meşhur çiftetellisini ve halaylarını oynayabilen gençlerimiz var mı ?.
Yok..
Peki,neden?
Yozgatın yeni jenerasyon gençleri,hemşehrilik sorumluluğundan ve Yozgatlılık şuurundan yoksun yetiştikleri için yöresinin folklorünü ve kültürel değerlerini öğrenme ihtiyacını duymuyorlar.
Bilmiyorlar ki kendi geleneklerini yaşatsınlar,öğrenmiyorlar veya öğretilmiyor ki;Yozgat sürmelisini söylesinler.
Ve bu anlamda da Yozgatta değil de sanki farklı bir arabesk diyarında yaşıyoruz.
¨ ¨ ¨
Şimdi de size başka trajik bilgiyi derin üzüntülerimle nakletmem gerekiyor.
Geçen gün Sahaf kitabevine uğramıştım.
Yozgatlı yazar ve şairlerimizin birkaç kitabını aldıktan sonra Kitabevi yetkilisine şunu sordum :
Yozgatlı yazarlarımızın kitap satışları nasıl gidiyor ?
Aldığım yanıt hem esef verici,hem de çok düşündürücüydü:
En az satılan kitaplar bizim Yozgatlıların eserleri
Kulaklarıma inanamadım.Şok oldum.
Meğer biz kendi düşünürünün,yazarının ve şairinin kitaplarını bile okumayanların diyarında yaşıyormuşuz..
¨ ¨ ¨
Şimdi de geçelim,Ahalimiz ne yapıyor sorusunun yanıtına ve hemşehrilerimizin buradaki yaşam standarlarına..
Hepinizin bildiği gibi,Yozgatta yaklaşık 421 bin nüfus yaşamakta.
Benim araştırmalarım ve tesbitlerime göre,nüfusumuzun yüzde 35 ila 40ı açlık sınırında
Geçimleri Sosyal yardımlaşma fonlarından ve Belediyeler tarafından sağlanmakta..
Nüfusumuzun diğer yüzde 40de kendi yağı ile kavruluyor.
Geriye kalan nüfusumuzun % 10unun ekonomik durumu yaşam standardının üzerinde. Yüzde 10nun ise unu kuru,tuzu kuru..
Unu ve tuzu kuruların içerisinde de paralarını bankalarda faiz geliri karşılığında saklayan sayıları meçhul olmakla birlikte çok sayıda gizli zenginlerimiz var.. Ve bu zenginlerimizin de bir başka özelliği var. O da servetlerinden Yozgatın toplumsal amaçlı hayır hizmetleri için kuruş harcamıyorlar.Bilal Şahin ve birkaç zenginden gayrı diğer zenginlerimizin hayır-hasenad işlerine Yozgat topraklarında henüz rastlamış değiliz..
Türkiye Bankalar Birliğinin verilerine göre,bugün itibariyle Yozgatlıların bankalardaki toplam mevduatı ülkemizdeki iller içerisinde mevduat sıralamasında 44.sırada yer almaktadır.Yine TBBden edindiğim rakamlara göre,para babası hemşehrilerimizin çeşitli bankaların mevduat hesaplarında önemli bir bölümü döviz olmak üzere yaklaşık 2 milyar 645 milyon Tl ( eski parayla 2 katrilyon 645 milyar Tl ) tasarrufları bulunmakta Bunun yanı sıra Yozgatlı hemşehrilerimizin kontağını çevirmediği yaklaşık 2 milyar liralık otomobil ve traktörü ile asgariden 2 milyar liralık da kira getirili gayrimenkulleri de mevcut..Yozgatlının yıllar boyunca yerel istihdam ve üretim alanlarında kullanmadığı yaklaşık 6,5 milyar parası ve mal varlığı var..Ve Yozgatta bu yıl motorlu araç sayısı 105 bine yükseldi.Türkiyede bugün 5 kişiye bir araç düşerken Yozgatta 4 kişiye bir araç düşmekte. Yozgatın parasal güç bakımından öyle sanıldığı kadar fakir bir il olmadığı gerçeği de apaçık ortada..
Ve Yozgatta Ticaret ne alemde biliyormusunuz ?
Siyaset,Tarikat.Cemaat ve Teşkilat eksenlerinde hayat buluyor Yozgat ticareti ..
¨ ¨ ¨
Bu şehirde şimdilerde gemisini kurtaran kaptan anlayışı yerleşmiş durumda..
Kimi geçim,kimi iş,kimi daha lüks otomobil,kimi daha konforlu ev,kimi daha refah koşullarda yaşama,kimi daha fazla para kazanmanın derdinde ve peşinde..
Yozgatın derdiyle meseleleriyle alakadar olan akillerimiz de hernedense köşelerine çekildiler.Olup bitenleri seyretmekle yetiniyorlar.
Kimselerin Yozgatın sorunları ile ilgilenme veya izleme diye bir derdi-meselesi yok artık.
İşte onun için
Yozgat,İç Anadolunun hatta Doğu ve Güneydoğudaki bazı vilayetlerinin gerisinde kalmış.
Yozgatın nüfusunu 683 binden 421 bine düşüren göç belası,Yozgata geçen yıl gönderilen Suriyeli mültecilerle istatistiksel anlamda sanal olarak durdurulmuş..
Hükümetin doğu ve güneydoğudaki 19 ilin yanı sıra Bayburtu,Erzincanı ve Erzurumu da ayağa kaldırıp kalkındıracağı Cazibe merkezi teşvik projesine Yozgat dahil edilememiş..
Yozgatın Türkiyede 81 il içerisindeki sosyo ekonomik göstergeleri hiç de iç açıcı değilmiş
Yozgatta bazı Belediye başkanları ve bazı bürokratlar görevlerini yasalara göre değil ,babalarının çiftliğini yönetiyor gibi yürütüyorlarmış..
Kimin umurunda..
Yozgatın STKları kentin sorunlarının çözümlerini tümüyle siyasi iradenin,bürokratların ve yerel yönetimlerinin takdirine ve insiyatifine terk etmiş..
Yozgatlı gençler arasında Bonzai kullanımı tehlikeli boyutlara ulaşmış,Yozgat,Bonzai kullanımında Türkiyede 12.sırada yer almış
Son yıllarda Yozgatta alkol ve sigara tüketimi beklenenin üzerinde artmış..
Yozgatta 2010 yılında antideprasan ilaç kullanan psikolojik sorunlu hasta sayısı yaklaşık 15 bin iken 2016 yılı sonu itibariyle 44 bine fırlamış..
Açıkca söylemek gerekirse Yozgatta her bir şey kimselerin çok da umurunda değil..
Sanki üç maymunların oynandığı bir diyarda yaşıyoruz.
¨ ¨ ¨
Ve sonuç olarak..
Bir tarafta kent içinde modern konutların yükseldiği,Şehir Hastanesi,yeni Hükümet Konağı vb.muhteşem görünümlü binaların inşa edildiği,şehir merkezinde Belediye başkanı sayın Dr.Kazım Arslan tarafından eski binaların kirinin pasağının silinip yeniden boyanarak makyajlandığı,eski sanayi sitesindeki mezbeleliğin kentsel dönüşüm projesi sayesinde nihayet ortadan kaldırıldığı, ana caddelerinin çiçeklerlerle ve ışıklarla estetik bir görünüme kavuşturulduğu,İlin valisi sayın Kemal Yurtnaçın kamuoyu ile paylaştığı 2023 vizyon belgesinde sıraladığı birbirinden önemli projeleri hayata geçirmek için yoğun çaba harcadığı yani fiziksel olarak değiştirilmeye ve geliştirilmeye çalışılan yeni bir Yozgat..
Ama öbür yanda da mana ve şehircilik kültürü yönünden sürekli gerileyen ,daha net ifadeyle azaldıkca birbirinden uzaklaşan, hemşehricilik duyguları körelen,geleneklerini unutan,kendi evlatlarına ve değerlerine sahip çıkmamakta direnen, sen-ben kavgalarından hala vazgeçmeyen ve neredeyse Yozgatlılık şuurunu ve kimliği tamamen kaybetmiş çaresiz insanların yaşadığı kadersiz bir Yozgat
¨ ¨ ¨
Yozgat dışındaki değerli hemşehrilerim..
İşte,size Yozgattan iki ayrı fotoğraf sundum.
Anladınız mı şimdilerde Yozgatta..
Ne varmış,ne yokmuş ve neler oluyormuş..
¨ ¨ ¨
Tüm okurlarıma nice güzel bayramlar dilerim
31.08.2017
31.08.2017
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
Yusuf Adın
17.12.2017 22:35:00Sayın Kiracı, Yozgat halkının hallerini yazarken en önemli halini yazmamışsınız. Siz bu memleket insanları için çırpınıyorsunuz fakat bireyler değişmedikçe, kendini yenilemedikçe asla toplumlar yenilenip değişmez, ilerlemez.Bende Yozgat dışında yaşayan bir Yozgat'lıyım. Nerede eski insanların insanlığı, terbiyesi, ağırbaşlı, saygınlığı. Yozgat'ta efsanesi kalmamış. Ağızlarında bir küfür. her laflarının baş hecesi, son cümlesi. Yorum yazıyorlar. Bir bayana nasıl hitap edilir bunu bilmiyorlar. Ters düşüncesindeki insana söverek cevap veriyorlar. Bu insanlar lağım çukurundan çıkamamış ki ilerleme kaydetsin.
Diğer taraftan, kendilerini ülkücü olunca nimetten sayan düşünce saplantısı var. oysa şimdiki ülkücüler, bir zamanlar kanlı bıçaklı düşmanları solculara yamanarak AKP yi alt etme peşindeler. Bu da gösteriyor ki, Yozgat ın ülkücüsü davasının arkasında durmayan, idealist olmayan hava balonları.
Bu hava balonlarıyla asla yol alınmaz. En ufak tepkide sönerler ve sönüyorlar.
Diğer taraftan, Yozgat'a zamanında en büyük zarar verip, bu zararın halen vebalini halka çektirmeye çalışan zadeler olduğu müddetçe de Bu şehir ilerlemez. Yozgat da Çerkez Ethem filmi çekilecekti. Neden çekilmedi? Çünkü birileri gerçek ortaya çıkacak diye Film yapımcısına yüklendiler.Çekilseydi kötümü alacaktı? Konusu ne olursa olsun. En az beşyüz kişi ekonomiye katkı sağlayacak, şehrin adı duyulacak, zihinlerde yer tutacaktı. Belki kaderi değişecekti. Diyelim ki bu işten birilerinin adı zarar gördü. Mahkeme kapıları herkese açık değil mi? Açık. fakat kimse, kendine Yar olmayan Yozgat ı, başkasına Yar etmeme derdinde.
Vesselam, bu ülkücülerle, sürekli küfür eden cemaatçiler le, her işe karışan zadeler bu şehri kal-kın-dı-ra-maz.
SUZAN
10.09.2017 22:52:00Sayın Kiracı; Uzun zamandır gazetenizi takip edemiyordum. Bu hafta zamanımı gazetenizdeki kaçırdığım yazılarınıza ayırmak istedim. Gördüm ki yazmayanlar yazmamakta direniyor, yazanlardan Allah razı olsun kalemlerinin döndüğünce, gönül gözleri gördüğünce yazmaya devam ediyorlar.
Ne yazık ki dünyamızda kimse mutlu değil. Ölenler Hakka kavuşuyor. Yaşayanlar özünü, sözünü, ruhunu,kültürünü kaybediyor. Bu döngünün ne tarafından bakarsanız bakın yok etme, yok ettirme söz konusu.
Yozgat ın dışında yaşayan gurbetçiler her ne kadar uzun zamandır uzaklarda yaşamış olsalar da kan bağı, can ağı,toprak dağı, özlüyor sılayı, çekemiyorlar kulağı. Bu bakımdan sıla özlemi çekenler için zahmet buyurup olanı biteni yazmışsınız. Bir kaç gün önce Sayın Çapanoğlunun bir paylaşımına aynı özlemleri dile getiren bir yorum bırakmıştım. Yazdıklarımın sadece sizin yazınızla örtüşen kısmını tekrar eklemek istiyorum.
"İnsanların yaşam şekillerinin, yaşam alanındaki ortamın nasıl yapay bir hale getirildiğini, nasıl sunnileştirildiğini, ruhsuzlaştırdıklarını görmek insana ölümden daha acı geliyor. İnsan oğlu yaşadığını sanıyor oysa özünden, kültüründen, geçmişinden koptuğu an, bunları yok ettiği zaman kendi kendini yok ediyor. Nerede benim Yozgat'ı mın konakları? Nerede salkım söğütlü dereleri? Sıra söğüt deresindeki söğütler,bu adı taşıyan Sırasöğüt mahallesi nerede? Nerede bahar yağmurlarına boyun büken taş köprüler? Ökçeli ayakkabıların ökçesiyle ritm tutan hastahane caddesindeki taş kaldırımlar? Maalesef öldürüldüler... Onlarla beraber o memleketin geleceği de öldü. Soruyorlar her gidene cevap veremiyor. Belkide o mezarlıkta yaşamamak için bunca göç cevabını bilemiyor." Demiştim.
Galiba daha fazla şeyler kaybetmişiz. Yozgat'ın yerli halkını kaybetmesi, gençliğini kaybetmesi, en önemlisi yüzde bir orandaki yerli halkın bir birini kaybetmesi, bir birini kaybeden bu halkın öz değerlerini, gelenek göreneklerini, misafirperverliğini, sıcak kanlılığını, vefa duygusunu, kadirşinaslığını, koruyucu- gözetleyici oluşunu kaybetmesi. Hangi birine üzülelim ki. Biz gurbettekiler zannediyoruz ki sılamız bıraktığımız gibi duruyor. Oysa sıla gurbetten beter olmuş. Keşke Yozgat ın yerlisi köylüsüne sahip çıksaydı, değer verseydi, köylüsü huzura erseydi topraklarını ekip biçseydi. Yozgat ın yerlileri kendilerini hep farklı görüp, köyden gelenleri sürekli irdelediler. Köyden gelenlerin çocukları okuyunca soylu aile kompleksleri kendilerini dışarı sürükledi. Bu sefer büyük şehirli aile olma çabasına düştüler. Yükünü tutan, Yozgat ı sömüren evlatlarının geleceğini bahane edip göç yoluna düştü. Gitmek istemeyen, memleketim diye kahrına katlanın kuyusu kazıldı. Devlet dairelerinde dışarıdan gelen mevki makam sahibi oldu, Yozgat ın kendi halkı başka yerlerde yükselme çabasına yollara düştü.
Sayın kiracı, yazılacak, anlatılacak öyle çok şey var ki.Kimisi öldü, kimisi göçtü. Açtık mı kutuyu, anlatacağız kötüyü. En iyisi kalsın. Kimseye kalmadı bu devran. Ben ben diyerek ettiler viran.
Selam ve saygılarımla. SUZAN
.......................................
Suzan hanım;
Evet,Yozgata dair geçmişden bugüne yazılacak ve anlatılacak çok şey var.
Ben öyle tahmin ediyorum ki;sizin de Yozgata dair birbirinden güzel hatıralarınız,değerlendirmeleriniz ve yazacak çok şeyleriniz var.
Okurlarımızda bunun farkında..İnanın az değil çok sayıda okurumuz sizi de okumak istiyor.
Aslında Yozgata dair yazmanın ve konuşmanın artık bir faydası yok.
Yok ama Yozgata karşı sorumluluk duyan Yozgatlılık şuurundaki Yozgat sevdalısı insanların Yozgata dair gözlemlerini,bildiklerini,kayda değer anılarını Yozgat tarihine not düşmek adına önemli bir ödevinin bulunduğunu düşünüyorum.
Gelecekte Yozgatın yazgısını,geçmişini ve geleceğini irdeleyecek insanlara projeksiyon olabilmek için Yozgata dair tüm izlenimlerimizi yazmamız gerekmekte..
Yozgat insanına yıllarca yazılı basınla, 10 yıldanberi de internet gazetesiyle ticari amaç gütmeden ve karşılık beklemeden 43 yıldır hizmet veren bu gazetede Yozgatı gerçekten seven, Yozgat düşünürü, özverili ve değerli yazarlarımızın arasında sizi de görmek dileğimizi sevgili okurlarım adına tekrarlıyorum.
Bu konuyu görüşmek üzere..
Selam ve en iyi dileklerimle..
Osman Hakan KİRACI
0 555 969 79 80
Funda
31.08.2017 22:03:00Hakan bey Yozgatın bugünkü durumu bundan daha güzel anlatılamaz.Kaleminize ve yüreğinize sağlık.Okurlarınız olarak bz sizden arasıra değil,devamlı yazmanızı bekliyoruz.Saygılar.