Yozgat’ta Hıdırellez’e “Eğrice” de denir. Tabii “Eğrice” Yozgat ağzında “Ârice” olarak telaffuz edilir. Başta Sivas olmak üzere İç Anadolu’nun bazı yerlerinde “Eğrilce” dendiğine dair kayıtlar da var.
Eğrice veya Eğrilce’nin“bünelek” veya “büğelek” denen bir sinek türünün adı olduğu da sözlüklerde yazıyor. Acaba gün dönümü, güneşin güneyden kuzeye eğilmesi ile yazın gelmesi arasında bir ilişki kurularak mı bu ad verildi? Yoksa hiç akla gelmeyen başka bir hikâyesi mi var? Türkçe kökenli olduğu açık olan “Eğrice”nin asıl anlamı ve Hıdırellez’e neden ad olarak verildiği hakkında şimdilik bir bilgiye ulaşamadım.
Eğrice, Yozgat’ta Hıdırellez’in tek adı değildir. Halk ikisini bir arada kullanır. Hıdırellez, halk takvimi unutuldukça “bahar bayramı” zannediliyor ama işin aslı öyle değildir. Hıdırellez’in kutlandığı 6 Mayıs, halk takviminde 1 Hızır’dır. Yani yeni yılın ilk günüdür. Halk takviminde yıl Kasım ve Hızır günleri olarak ikiye ayrılır ve 6 Mayıs-7 Kasım arası Yaz, 8 Kasım-5 Mayıs arası Kış sayılır. Halk yazın gelişi ile yeni yılın gelişini birleştirerek “baharla, yazla birlikte yeni yıla girileceğini kabul etmiştir. 1926 yılından beri kullandığımız Miladi takvimle birlikte yeni yıla 1 Ocak’ta girildiği için Hıdırellez’in yılbaşı olduğunu unuttuk ve “bahar bayramı” sandık.
Oysa Hıdırellez, Boz Atlı Hızır veya Hz. Hızır Aleyhisselam etrafında oluşmuş muazzam ve muhteşem bir tören ve şölen kültürüydü. Bugün Yılbaşı ve Noel Baba etrafında oluşan yeni yıl kutlamalarıeskiden daha yerli ve daha köklü uygulamalarıyla Hıdırellez’de ve Hızır etrafında gerçekleştirilirdi. Hıdırellez inanç ve uygulamalarını burada saymaya imkân yoktur, ciltler dolusu kitap olur her bir yöredeki gelenek ve görenekler.
Popüler kültür veya kitle kültürü her şeyi unuttururken Hıdırellez’i de unutturmaya başladı. UNESCO, köklü kültürlerin ve geleneklerin popüler kültürler karşısında unutulmasına karşı çıkmak ve bunları korumak üzere Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi adıyla bir koruma süreci ve bilinci geliştirmeye çalışıyor. Bu kapsamda korunması gereken mirasları koruma listelerine alıyor.
Türkiye 2012-2013 yıllarında Orta Doğu ve Balkan ülkeleri ile bir araya gelerek Hıdırellez’i Somut Olmayan Kültürel Miras Temsili Listesine önerdi. UNESCO Türkiye Millî Komisyonu ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen çalışmalara Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesine taraf olan ve Hıdırellez kutlayan Irak, Suriye, Lübnan, Türkiye, Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Romanya, Moldova, Sırbistan, Hırvatistan, Karadağ ve Bosna Hersek davet edildi. Bu ülkelerden Türkiye, Hırvatistan, Makedonya, Sırbistan, Romanya ve Moldova gerekli dosyaları oluşturarak UNESCO’ya başvurma hakkını kazandı. Kültür ve Turizm Bakanlığımız aracılığıyla başvuru dosyası UNESCO’ya ulaştırıldı.
UNESCO, muhtemelen 2014 yılı içinde gerekli incelemelerini tamamlayarak Hıdırellez’i İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne alacaktır.
Kısacası Türkiye’nin ve Yozgat’ın her yerindeki Hıdırellez ile birlikte Yozgat Çamlığı’nda kutlanan “eğrice” de, adıyla ve ruhuyla korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması gereken bir dünya mirası olarak tescillenmektedir. Lübnan’dan Hırvatistan’a kadar geniş bir coğrafyada Hıdırellez’in kutlanmakta olduğunu bilmek ve bu geniş coğrafyanın “kader-daş”ı olmak, konuya daha geniş boyutlarda bakmayı gerekli kılmaktadır.
Yozgat’ta önemsenmeyen veya unutulan bir eğrice kutlamasının Irak’la veya Makedonya’yla hangi diyalog noktasını ve ortak kültür değerini yok ettiğini bir kez daha düşünmek gerekmektedir.
29.04.2013
Eğrice veya Eğrilce’nin“bünelek” veya “büğelek” denen bir sinek türünün adı olduğu da sözlüklerde yazıyor. Acaba gün dönümü, güneşin güneyden kuzeye eğilmesi ile yazın gelmesi arasında bir ilişki kurularak mı bu ad verildi? Yoksa hiç akla gelmeyen başka bir hikâyesi mi var? Türkçe kökenli olduğu açık olan “Eğrice”nin asıl anlamı ve Hıdırellez’e neden ad olarak verildiği hakkında şimdilik bir bilgiye ulaşamadım.
Eğrice, Yozgat’ta Hıdırellez’in tek adı değildir. Halk ikisini bir arada kullanır. Hıdırellez, halk takvimi unutuldukça “bahar bayramı” zannediliyor ama işin aslı öyle değildir. Hıdırellez’in kutlandığı 6 Mayıs, halk takviminde 1 Hızır’dır. Yani yeni yılın ilk günüdür. Halk takviminde yıl Kasım ve Hızır günleri olarak ikiye ayrılır ve 6 Mayıs-7 Kasım arası Yaz, 8 Kasım-5 Mayıs arası Kış sayılır. Halk yazın gelişi ile yeni yılın gelişini birleştirerek “baharla, yazla birlikte yeni yıla girileceğini kabul etmiştir. 1926 yılından beri kullandığımız Miladi takvimle birlikte yeni yıla 1 Ocak’ta girildiği için Hıdırellez’in yılbaşı olduğunu unuttuk ve “bahar bayramı” sandık.
Oysa Hıdırellez, Boz Atlı Hızır veya Hz. Hızır Aleyhisselam etrafında oluşmuş muazzam ve muhteşem bir tören ve şölen kültürüydü. Bugün Yılbaşı ve Noel Baba etrafında oluşan yeni yıl kutlamalarıeskiden daha yerli ve daha köklü uygulamalarıyla Hıdırellez’de ve Hızır etrafında gerçekleştirilirdi. Hıdırellez inanç ve uygulamalarını burada saymaya imkân yoktur, ciltler dolusu kitap olur her bir yöredeki gelenek ve görenekler.
Popüler kültür veya kitle kültürü her şeyi unuttururken Hıdırellez’i de unutturmaya başladı. UNESCO, köklü kültürlerin ve geleneklerin popüler kültürler karşısında unutulmasına karşı çıkmak ve bunları korumak üzere Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi adıyla bir koruma süreci ve bilinci geliştirmeye çalışıyor. Bu kapsamda korunması gereken mirasları koruma listelerine alıyor.
Türkiye 2012-2013 yıllarında Orta Doğu ve Balkan ülkeleri ile bir araya gelerek Hıdırellez’i Somut Olmayan Kültürel Miras Temsili Listesine önerdi. UNESCO Türkiye Millî Komisyonu ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen çalışmalara Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesine taraf olan ve Hıdırellez kutlayan Irak, Suriye, Lübnan, Türkiye, Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Romanya, Moldova, Sırbistan, Hırvatistan, Karadağ ve Bosna Hersek davet edildi. Bu ülkelerden Türkiye, Hırvatistan, Makedonya, Sırbistan, Romanya ve Moldova gerekli dosyaları oluşturarak UNESCO’ya başvurma hakkını kazandı. Kültür ve Turizm Bakanlığımız aracılığıyla başvuru dosyası UNESCO’ya ulaştırıldı.
UNESCO, muhtemelen 2014 yılı içinde gerekli incelemelerini tamamlayarak Hıdırellez’i İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne alacaktır.
Kısacası Türkiye’nin ve Yozgat’ın her yerindeki Hıdırellez ile birlikte Yozgat Çamlığı’nda kutlanan “eğrice” de, adıyla ve ruhuyla korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması gereken bir dünya mirası olarak tescillenmektedir. Lübnan’dan Hırvatistan’a kadar geniş bir coğrafyada Hıdırellez’in kutlanmakta olduğunu bilmek ve bu geniş coğrafyanın “kader-daş”ı olmak, konuya daha geniş boyutlarda bakmayı gerekli kılmaktadır.
Yozgat’ta önemsenmeyen veya unutulan bir eğrice kutlamasının Irak’la veya Makedonya’yla hangi diyalog noktasını ve ortak kültür değerini yok ettiğini bir kez daha düşünmek gerekmektedir.
29.04.2013
29.04.2013
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
ABDULKADİR ÇAPANOĞLU
29.04.2013 12:24:00Değerli ve sevgili Hocam.
Çocukluğumuzda doyasıya yaşadığımız birçok âdetimizi zaman içinde unuttuğumuzu sizin yazılarınızdan hatırlıyor ve çok üzülüyordum. Yazınızda ki şu bilgi biraz içime su serpti. Türkiye 2012-2013 yıllarında Orta Doğu ve Balkan ülkeleri ile bir araya gelerek Hıdırellezi Somut Olmayan Kültürel Miras Temsili Listesine önerdi. UNESCO Türkiye Millî Komisyonu ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen çalışmalara Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesine taraf olan ve Hıdırellez kutlayan Irak, Suriye, Lübnan, Türkiye, Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Romanya, Moldova, Sırbistan, Hırvatistan, Karadağ ve Bosna Hersek davet edildi. Bu ülkelerden Türkiye, Hırvatistan, Makedonya, Sırbistan, Romanya ve Moldova gerekli dosyaları oluşturarak UNESCOya başvurma hakkını kazandı. Kültür ve Turizm Bakanlığımız aracılığıyla başvuru dosyası UNESCOya ulaştırıldı. UNESCO, muhtemelen 2014 yılı içinde gerekli incelemelerini tamamlayarak Hıdırellezi insanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesine alacaktır. Sevgili Hocam, gerek Yozgat ve Anadolu örf ve adetlerimiz gerek Hüzni Baba müzesi ile ilgili çabalarınız için en kalbi teşekkürlerimi arz ederken Yozgatta önemsenmeyen veya unutulan bir eğrice kutlamasının Irakla veya Makedonyayla hangi diyalog noktasını ve ortak kültür değerini yok ettiğini bir kez daha düşünmek gerekmektedir tesbitinizi de tüm efkar-ı umumiyenin takdirine arz ediyorum. Saygılarımla.