Günümüzden 945 yıl önce Kaşgarlı Mahmut’un Bağdat’ta yazıp tamamladığı Türk dilinin Arapça sözlüğü olan Divanu Lugati’t-Türk, 24 Oğuz boyunun adlarını ve damgalarını verir. Uygurlar arasında bulunan ve bugün Paris Millî Kütüphanesine olan Oğuz Kağan Destanı adlı yazma eser ise, Oğuzlar’ın nasıl ortaya çıktığını mitolojik ve destansı bir dille anlatır. Daha sonra pek çok tarihî kaynak Oğuz boylarından söz eder.

Oğuz’un gök ışık içinde gökten gelen karısından doğan Günhan, Ayhan ve Yıldızhan soyundan gelenler Bozoklar, gök ışıklı kutlu bir ağacın kovuğunda karşılaştığı karısından doğan Gökhan, Dağhan ve Denizhan soyundan gelenler ise Üçoklar olarak anılır. Bunların her birinin dörder oğlu vardır ve 24 Oğuz boyunu oluştururlar.

Selçuklu Devletinin kurucusu Üçokların Denizhan soyundan Kınık boyu, Osmanlı Devletinin kurucusu Bozokların Günhan soyundan Kayı boyudur. Dede Korkut Kitabındaki hükümdarlar Bayındır Han ve Salur Kazan Üçoklardan, onların akıl danışmanı, bilgesi Dede Korkut, Bozokların Bayat boyundandır. Yani boylar arası güç birliği, işbirliği yüksektir.

16. yüzyılda küçük bir köy olan Yozgat’ı da içine alan geniş bir bölge tarihte “Bozok Yaylası” olarak anılmıştır ve hâlen öyledir. Bu adlandırma bölgenin Bozok Türkmenlerinin yaylağı olduğunu gösterir. Nitekim Sarıkaya’nın Pınarkaya, Tepedoğan ve Akbenli Çifliği köylerinin bir yamacına Deredoğan,Yukarı Sarıkaya ve Aşağı Sarıkaya köylerinin diğer yamacına yaslandığı Yazır Dağı da adını Ayhan oğlu Yazır’dan almaktadır. Kısacası Bozokların yaylaları diyebileceğimiz Kayseri-Çorum-Ankara arasındaki bölge, Osmanlı döneminde Bozok Vilayeti olarak adlandırılmış, Cumhuriyet döneminde ise Yozgat adı benimsenmiştir.

Yozgat ağzında yayla, ova gibi açık alanlar “yazı” olarak adlandırılır. “Yazı yaban” veya “yazının yüzü” gibi kullanımlar yaygındır. Meşhur “hem okudum hemi yazdım” türküsündeki “el yazıya el yazıya” mısraı da buradan geliyor.

Yazı, aynı zamanda “söz uçar yazı kalır” vecizesinde olduğu gibi, sözlerin tespiti, kaydı ve kalıcı hâle gelenidir.

Yozgat’ın medarıiftiharı, övüncü ve gururu, kıymeti ve hizmeti zamanla daha iyi anlaşılacak olan Osman Hakan Kiracı’nın Yozgat Gazetesinde yazarak tarihe birlikte kayıt düşelim dediğinde köşeme ne ad verebilirim diye düşündüm. Trabzon’da Ziyad Nemli’nin çıkardığı Türksesi Gazetesinde “Ayna” diye bir köşem vardı. Önceleri “Ayna” demek istedim ama sonraları o anılar orada kalsın dedim ve bundan vazgeçtim. Atalarımız, “doğru söyleyenin bir ayağı üzengide gerek” demişler, ondan esinlenerek “Ayağım Üzengide” demek istedim, beğenmedim.

Bozok Yaylasında Yazır Dağının eteklerinde doğmuş bir Yozgat evladı olarak, köşemin adının “Bozok Yazıları” olmasında karar kıldım. Bozok Yazıları, benim için hem “Bozok’un yazı yabanı” hem de “Bozok’un yazıya geçirilen yüzü” anlamına geliyordu.

Osman Hakan Beyin teşvik ve nezaketi elden bırakmayan ısrarı ile uzun yıllar, özel gün ve sayıları da dikkate alarak yazdım. Bu yazılar, yine Osman Hakan Beyin teşviki ve Yozgat Belediyesinin o dönemdeki değerli başkanı Yusuf Başer Beyefendinin katkılarıyla “Bozok Yazıları” adıyla kitaba dönüştü.

Belki Abbas Sayar üstadın “Yozgat Var Yozgatlı Yok” serisi gibi akıcı ve mükemmel bir eser olamasa da “Bozok Yazıları”nın da bir döneme ışık tuttuğunu, dönemin tanıkları kayboldukça, gelecek kuşaklar daha iyi değerlendirecektir.

Şimdi Yozgat Gazetesi yeni bir yayın dönemine giriyor, umarım yine buradan sizlerle daha başka konular ve sorunlar üzerinden sohbet imkânı bulurum.

Selam, sevgi ve saygıyla…

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ