31 Ekim son yüzyılda Hristiyan dünyasında “Cadılar Bayramı” olarak kutlanır olmuştur. Kuzey Avrupa ve Kelt halklarının “hasat bayramı” veya “mitolojik takvime göre yeni yılın ilk günü” olarak kutladıkları bu geleneksel gün, kendisine tarih, ritüel, bayram gibi toplanma vesileleri arayan ABD toplum mühendisleri tarafından Cadılar Bayramı da Şükrün Günü ve Noel’le birlikte önemli bir kültürel gün olarak biçimlendirilmiştir. Bu günün en önemli sembolü ise “kabak”tır. İnsan başı biçiminde oyulan kabaklar, bu günün sembolüdür.
Son Cadılar bayramı öncesinde ABD Devlet Başkanı George W. Bush, kabakçı dükkanlarını dolaşarak kabakları kontrol etmiş, kabaklar arasında poz vermiş. Bu fotoğraflar basına yansını ve Türk medyası da kullandı.
Her toplum, toplu yaşamanın gerektirdiği buluşma, bir araya gelme alanlarına sahip olmak zorundadır. İnsanın toplumsal bir varlık olduğu, toplanma mekan, biçim ve nedenleriyle birlikte görülür. Her insanın da buna ihtiyacı vardır. Kutsal günler, kahramanlık günleri, özel günler, ritüeller gibi çeşitli toplanma biçimleri insanların en çok korktuğu duygulardan biri olan yalnızlıktan kurtulmasını sağlar.
Çağdaş Amerikan toplumu ve onun başkanı Bush, ritüellerin etrafından bir toplanma modelini onaylarken ve sürdürürken, Türk toplumunun kâh “modernist” kâh “hurafeci” yorumlarla bütün kültürel toplanma biçim, mekan ve nedenlerini ortadan kaldırmaya çalışması, kültürlerin ve kültürel tutumların analizinde hata mı yapılıyor sorusunu yeniden gündeme taşımaktadır.
Bush’un kutladığı Cadılar Bayramı, köken olarak eski Avrupa haklarının sonbaharı yılın başlangıcı gören ve hasatın bol olmasını kutlayan bir pagan bayramına dayanıyor. Bu bayramın bizde karşılığı Nevruz veya Hıdrellez olabilir. Kabak yerine de bizde “Dilek Ağacı” düşünülebilir.
Hıdrellez günü, devletimizin en üst yöneticisinin eline bir kurdela veya bez alarak (ama asla çaput değil) halkı, kendisi ve bütün insanlık için iyi dilekler dileyerek, dilek ağacına bez bağlayıp Hıdrellez şölenlerini başlattığını düşünün. Şimdiden taban tabana zıt iki ayrı görüşün bu ritüeli yok etmek üzere ortaklaşa harekete geçtiğini görür gibi oluyorum: Birinci görüş, “bu çağda, bu zamanda, insanlar aya giderken, bizi geriye götürüyorlar” filan diye ortalığı yıkar. İkinci görüş, “bunlar hurafe, dinde böyle şeyler yok” diye karşı çıkar.
Modernizmin ve din kurallarının yanlış algılanıp yanlış yorumlandığı bu toplumsal yapıda, kültürel bütün toplanma mekanları, biçimleri ve nedenleri torpillenirken, birileri de gider dilek ağacını keser.
Arice’de Çamlığa çıkmak, gül ağacına bez bağlamak ve kendi kültürüne göre eğlenmek, bir nevi “suç işlemek” haline gelir. O zaman gençler bu kavga ortamından kurtulmak ama insanın toplanma ihtiyacını gidermek üzere, Cadılar Bayramına katılırlar.
Sonra da biz yaşlılar, gençler duyarsızlaştı, kültürlerine sahip çıkmıyorlar diye sızlanırız.
Tarih : 09.11.2006
Son Cadılar bayramı öncesinde ABD Devlet Başkanı George W. Bush, kabakçı dükkanlarını dolaşarak kabakları kontrol etmiş, kabaklar arasında poz vermiş. Bu fotoğraflar basına yansını ve Türk medyası da kullandı.
Her toplum, toplu yaşamanın gerektirdiği buluşma, bir araya gelme alanlarına sahip olmak zorundadır. İnsanın toplumsal bir varlık olduğu, toplanma mekan, biçim ve nedenleriyle birlikte görülür. Her insanın da buna ihtiyacı vardır. Kutsal günler, kahramanlık günleri, özel günler, ritüeller gibi çeşitli toplanma biçimleri insanların en çok korktuğu duygulardan biri olan yalnızlıktan kurtulmasını sağlar.
Çağdaş Amerikan toplumu ve onun başkanı Bush, ritüellerin etrafından bir toplanma modelini onaylarken ve sürdürürken, Türk toplumunun kâh “modernist” kâh “hurafeci” yorumlarla bütün kültürel toplanma biçim, mekan ve nedenlerini ortadan kaldırmaya çalışması, kültürlerin ve kültürel tutumların analizinde hata mı yapılıyor sorusunu yeniden gündeme taşımaktadır.
Bush’un kutladığı Cadılar Bayramı, köken olarak eski Avrupa haklarının sonbaharı yılın başlangıcı gören ve hasatın bol olmasını kutlayan bir pagan bayramına dayanıyor. Bu bayramın bizde karşılığı Nevruz veya Hıdrellez olabilir. Kabak yerine de bizde “Dilek Ağacı” düşünülebilir.
Hıdrellez günü, devletimizin en üst yöneticisinin eline bir kurdela veya bez alarak (ama asla çaput değil) halkı, kendisi ve bütün insanlık için iyi dilekler dileyerek, dilek ağacına bez bağlayıp Hıdrellez şölenlerini başlattığını düşünün. Şimdiden taban tabana zıt iki ayrı görüşün bu ritüeli yok etmek üzere ortaklaşa harekete geçtiğini görür gibi oluyorum: Birinci görüş, “bu çağda, bu zamanda, insanlar aya giderken, bizi geriye götürüyorlar” filan diye ortalığı yıkar. İkinci görüş, “bunlar hurafe, dinde böyle şeyler yok” diye karşı çıkar.
Modernizmin ve din kurallarının yanlış algılanıp yanlış yorumlandığı bu toplumsal yapıda, kültürel bütün toplanma mekanları, biçimleri ve nedenleri torpillenirken, birileri de gider dilek ağacını keser.
Arice’de Çamlığa çıkmak, gül ağacına bez bağlamak ve kendi kültürüne göre eğlenmek, bir nevi “suç işlemek” haline gelir. O zaman gençler bu kavga ortamından kurtulmak ama insanın toplanma ihtiyacını gidermek üzere, Cadılar Bayramına katılırlar.
Sonra da biz yaşlılar, gençler duyarsızlaştı, kültürlerine sahip çıkmıyorlar diye sızlanırız.
Tarih : 09.11.2006
09.11.2006
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ