Bozok Üniversitesi, yeni kurulmakta olan bütün üniversitelerin ortak sorunlarına sahip. Bu ortak sorunlara ek olarak Yozgat’ın kendi özel şartları var. Öncelikle açılan yeni üniversitelerin tamamı, sözlü kültür döneminin göç kültürünü devam ettiren –genelleyerek ve bilerek söylüyorum- Türk kamu yönetiminin alışkanlıklarının ürünü. Göçebenin uzun kış günlerinde aç kalan koyunlarını bahar mevsiminde bir an evvel otlaklarla buluşturma veya güzün dağa çöken sisten ve soğuktan bir an evvel kaçarak kışlaya ulaşma zorunluluğunun doğurduğu “göç yolda düzelir” atasözü, Türk kamu yönetiminin plansızlığının mazereti olarak her zaman kullanıla gelmiştir.
Devlet yöneticilerinin söylediğine göre gelir düzeyi hızla yükselen, ekonomik göstergeleri günden güne iyiye giderek dünyanın ilk on ülkesi arasında yer almayı hedefleyen bir Türkiye’de, kaynakların akıllı kullanımı durumunda üniversite açmak ve onun alt yapısını gerçekleştirmek sanıldığı kadar zor bir iş değildir.
Kurulduğu veya daha doğrusunu söylemek gerekirse kuruluş çalışmalarının başladığı günden beri, ilgili kamu kurumlarınca nasıl yönetileceği konusunda bir türlü uzlaşma sağlayamayan, kuruluş ve rektör atama yasası Meclis ile Çankaya arasında gidip gelen ve sonuçta zaten kendi üniversitelerinde işleri başlarından aşkın “vekil rektör”lerle yönetilmek durumunda kalarak bugüne kadar “kurucu rektör”ü atanamayan Bozok gibi üniversitelerde geçen zaman zarfında “göçün gerçekleşemediği” söylenebilir.
Bozok Üniversitesi, YÖK’ün seçim yapılması için bildiğim kadarıyla gerekli gördüğü 6 adet kadrolu profesöre sahip değildir ve yakın gelecekte de bunun temini kolay görünmüyor. Bu, daha Özal zamanında kuruluşu düşünülen fakat Demirel döneminde son anda vazgeçilen Bozok Üniversitesi kurma planının aradan geçen yaklaşık 15 yıllık zaman diliminde nasıl işletilmediğinin de ip uçlarını vermektedir.
Ankara üniversitelerince kuruluşu gerçekleştirilen Kastamonu, Kırşehir ve Çorum’daki üniversitelerin gelişme grafiklerinin aksine olarak, kendisi de gelişme sürecinde olan bir üniversite olan Erciyes, insan ve alt yapı kaynaklarını Yozgat lehine kullanamamıştır. Bu noktada devreye girmesi ve elbirliği ile sorunu çözmesi gereken Yozgat kamu yöneticileri ve işadamları da gerekli etkinliği çeşitli iç ve dış nedenlerle gösterememişlerdir.
Bozok Üniversitesi, iyi bir kuruluş dönemi geçirir, “bizden olsun çamurdan olsun” mantığı ile “hemşehri” veya “politika” kodlarına göre yapılanmazsa, Yozgatlı işadamları “hayırsever” olmanın erdem ve keyfini bir kez daha tatmayı denerlerse ve Yozgatlı veya Yozgat’taki kamu yöneticileri bu işi hem profesyonelce hem de aşk ve gönül adamı gibi sahiplenirlerse, boşa geçirilen on beş yıl kısa bir zamanda telafi edilebilir.
Türkiye’nin en temel ve en önemli konularından ikisi eğitim ve sağlıktır. Bozok Üniversitesi Tıp ve Eğitim fakülteleri mutlaka açılmalıdır. Öğretim üye ve öğrencilerin Yozgat’ı tercih etmelerini özendirecek şartlar oluşturulmalıdır. Ek ödenek, lojman, öğrencilere burs. Üniversite Vakfı, yurt dışında eğitim görecek gençleri desteklemelidir. Yozgatlı kamu yöneticileri, Yozgat-Ankara ulaşım sorununu gidermelidir. Yozgat ile Ankara arası gibi mesafeler gelişmiş ülkelerde bir saatte kat edilebilmektedir. Yozgat bu anlamda Ankara’nın banliyösü haline gelirse, sert kışı ve serin yazıyla oturulabilir bir “Ankara mahallesi” olacaktır.
Eğer Yozgat’a hızlı tren gelirse, Ankara’dan Yozgat’a veya Yozgat’tan Ankara’ya göçü gerektirecek şartlar da ortadan kalkmış olacaktır. Göç olmayacağına göre göçün yolda düzelmesi de gerekmeyecektir.
Geriye oturup sakin sakin çağdaş ve güçlü bir üniversite planlamak kalıyor.
Tarih : 30.12.2006
Devlet yöneticilerinin söylediğine göre gelir düzeyi hızla yükselen, ekonomik göstergeleri günden güne iyiye giderek dünyanın ilk on ülkesi arasında yer almayı hedefleyen bir Türkiye’de, kaynakların akıllı kullanımı durumunda üniversite açmak ve onun alt yapısını gerçekleştirmek sanıldığı kadar zor bir iş değildir.
Kurulduğu veya daha doğrusunu söylemek gerekirse kuruluş çalışmalarının başladığı günden beri, ilgili kamu kurumlarınca nasıl yönetileceği konusunda bir türlü uzlaşma sağlayamayan, kuruluş ve rektör atama yasası Meclis ile Çankaya arasında gidip gelen ve sonuçta zaten kendi üniversitelerinde işleri başlarından aşkın “vekil rektör”lerle yönetilmek durumunda kalarak bugüne kadar “kurucu rektör”ü atanamayan Bozok gibi üniversitelerde geçen zaman zarfında “göçün gerçekleşemediği” söylenebilir.
Bozok Üniversitesi, YÖK’ün seçim yapılması için bildiğim kadarıyla gerekli gördüğü 6 adet kadrolu profesöre sahip değildir ve yakın gelecekte de bunun temini kolay görünmüyor. Bu, daha Özal zamanında kuruluşu düşünülen fakat Demirel döneminde son anda vazgeçilen Bozok Üniversitesi kurma planının aradan geçen yaklaşık 15 yıllık zaman diliminde nasıl işletilmediğinin de ip uçlarını vermektedir.
Ankara üniversitelerince kuruluşu gerçekleştirilen Kastamonu, Kırşehir ve Çorum’daki üniversitelerin gelişme grafiklerinin aksine olarak, kendisi de gelişme sürecinde olan bir üniversite olan Erciyes, insan ve alt yapı kaynaklarını Yozgat lehine kullanamamıştır. Bu noktada devreye girmesi ve elbirliği ile sorunu çözmesi gereken Yozgat kamu yöneticileri ve işadamları da gerekli etkinliği çeşitli iç ve dış nedenlerle gösterememişlerdir.
Bozok Üniversitesi, iyi bir kuruluş dönemi geçirir, “bizden olsun çamurdan olsun” mantığı ile “hemşehri” veya “politika” kodlarına göre yapılanmazsa, Yozgatlı işadamları “hayırsever” olmanın erdem ve keyfini bir kez daha tatmayı denerlerse ve Yozgatlı veya Yozgat’taki kamu yöneticileri bu işi hem profesyonelce hem de aşk ve gönül adamı gibi sahiplenirlerse, boşa geçirilen on beş yıl kısa bir zamanda telafi edilebilir.
Türkiye’nin en temel ve en önemli konularından ikisi eğitim ve sağlıktır. Bozok Üniversitesi Tıp ve Eğitim fakülteleri mutlaka açılmalıdır. Öğretim üye ve öğrencilerin Yozgat’ı tercih etmelerini özendirecek şartlar oluşturulmalıdır. Ek ödenek, lojman, öğrencilere burs. Üniversite Vakfı, yurt dışında eğitim görecek gençleri desteklemelidir. Yozgatlı kamu yöneticileri, Yozgat-Ankara ulaşım sorununu gidermelidir. Yozgat ile Ankara arası gibi mesafeler gelişmiş ülkelerde bir saatte kat edilebilmektedir. Yozgat bu anlamda Ankara’nın banliyösü haline gelirse, sert kışı ve serin yazıyla oturulabilir bir “Ankara mahallesi” olacaktır.
Eğer Yozgat’a hızlı tren gelirse, Ankara’dan Yozgat’a veya Yozgat’tan Ankara’ya göçü gerektirecek şartlar da ortadan kalkmış olacaktır. Göç olmayacağına göre göçün yolda düzelmesi de gerekmeyecektir.
Geriye oturup sakin sakin çağdaş ve güçlü bir üniversite planlamak kalıyor.
Tarih : 30.12.2006
30.12.2006
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ