Geçmişe veya Yozgat’a gitmeden ve başka bir şeyden söz etmeden Bilal Şahin kimdir diye bana sorsalar ilk olarak herhalde kendisine telefon ettiğim zaman biraz geç cevap vermesini istediğim kadim dostumdur diye cevap veririm. Zira onun telefonu açılmadığı zaman sizi Gülşen Kutlu’nun söylediği Yozgat türküleri karşılar ve onun olağanüstü yorumuyla bir kelime bir mısra daha derken bir başka âleme geçersiniz birkaç saniye içinde.
İşte Bilal Şahin ile ilgili ilk izleniminiz ilk fikriniz böyle oluşur. Ne var ki bunda diyebilirsiniz. Birçok kişi telefonuna böyle türküleri, yöre müziklerini koyuyor, bunun abartılacak nesi var diye düşünebilirsiniz. Burada konuşulmaya değer olan sözle eylemin ahengi, birliği ve bütünlüğüdür. Örneğin mazlum ve mağdur bir âşığın sevgilisinden karşılık görmemesini, aşkına cevap alamamasını ah vah ile dile getirmesi herkeste bir burukluk yaratır ama aynı duygular Yavuz Sultan Selim (1470-1520) gibi güç ve kudretin zirvesindeki biri tarafından söylenirse bu sözlerin anlamı ve etkisi büyük olur:
Şirler pençe-i kahrımda olurken lerzan
Beni bir gözleri âhuya zebûn etti felek
Sağlıklı olmanın, zengin veya iktidar sahibi olmaktan daha önemli olduğunu fakir ve iktidar gücüne sahip olmayan biri söylerse çok anlam ifade etmez. Ama bu söz zenginliğin ve kudretin zirvesindeki Kanunu Sultan Süleyman (1495-1566) tarafından söylendiği zaman başka bir anlam ve derinlik kazanır:
Halk içinde muteber nesne yok devlet gibi
Olmaya cihanda devlet bir nefes sıhhat gibi
Bilal Şahin, Gülşen Kutlu’nun Yozgat türkülerini repertuarına almasını, onları programlarında icra etmesini öneren, onu bu konuda yüreklendiren ve destekleyen kişidir. Bilal Şahin, Yozgatlı Karacaoğlan’dan Hüznî Baba’ya (1879-1936), Âşık Nâzî’ye (1869-1902) kadar bir çok şairin şiirini ezbere bilen, gündelik hayatını onlarla, onların yarattığı kültür ortamıyla oluşturan bir gönül adamıdır.
O nedenledir ki, Yozgat’ta kültür hayatına, eğitim hayatına ve hayır hasenat işlerine Yozgatlı işadamlarının katkısı konuşulduğunda onun adı hep ön sırada gelir. Esenli köyünü yaptığı eserlerle, hibe ve yardımlarla modern bir beldeye dönüştürmesi, Yozgat Kent Parkı yakınındaki Bilal Şahin Külliyesi ve Bozok Üniversitesine kazandırdığı İlahiyat Fakültesi, uygulama camii ve diğer imkânlar onun yardımseverlik ruh ve kültürünün son anıtlarıdır. Nitekim düşküne, fakir fukaraya ve öğrenciye sağladığı destekler, burslar ve yaptırdığı huzurevleri nedeniyle Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü 2011 yılında kendisine altın madalya ile teşekkür etmiştir.
Bilal Şahin’in son günlerde üzerinde durduğu bir başka proje Nohutlu tepesine hayat veriyor. Nohutlu Seyir Terası Projesi, Çamlık ile Nohutlu Tepesi arasındaki Yozgat’ı iki açıdan ve karşılıklı seyretme, hissetme ve nihayet var etme projesi olarak önemlidir. Bilal Şahin’in destek verdiği teleferikli, eğlence mekânlı ve sosyal alanlı bu proje özellikle Orta Anadolu’nun incisi, efsaneler ve hikâyeler durağı Çamlığın üzerindeki ziyaretçi ve piknikçi yükünü azaltacağı için çok önemli bir kültürel miras koruma projesidir aynı zamanda. Bu proje tek başına bile Çamlığın özensiz kullanımına, -dilim varmıyor söylemeye- bir piknikçi yangınına maruz kalmasına engel olsa dahi binlerce hayır işine bedeldir.
Bilal Şahin’in telefonuna yansıyan Çamlığın başında tüter bir tütün veya Yozgat’ı sel almış Soğluğu duman türküleri bu nedenle bir derinliğin, bir mananın ve bir gönül zenginliğinin eseri olarak karşımıza çıkıyor. Bu türküler Bilal Şahin’in telefonunda Yozgat ağzıyla söyleyecek olursak “guru guruya gurban olayım” lafları olmaktan çıkıyor, özle sözün buluşması olarak anlam kazanıyor.
Bilal ağabey keşke Yozgat’ın senin gibi hem iş adamı hem gönül adamı birkaç evladı daha olsa…
Not: Değerli büyüğüm, ağabeyim, Yozgat halkbiliminin ve sözel belleğinin kıymetli araştırıcısı Yılmaz Göksoy’a başsağlığı, muhterem eşine Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı Cennet olsun.
İşte Bilal Şahin ile ilgili ilk izleniminiz ilk fikriniz böyle oluşur. Ne var ki bunda diyebilirsiniz. Birçok kişi telefonuna böyle türküleri, yöre müziklerini koyuyor, bunun abartılacak nesi var diye düşünebilirsiniz. Burada konuşulmaya değer olan sözle eylemin ahengi, birliği ve bütünlüğüdür. Örneğin mazlum ve mağdur bir âşığın sevgilisinden karşılık görmemesini, aşkına cevap alamamasını ah vah ile dile getirmesi herkeste bir burukluk yaratır ama aynı duygular Yavuz Sultan Selim (1470-1520) gibi güç ve kudretin zirvesindeki biri tarafından söylenirse bu sözlerin anlamı ve etkisi büyük olur:
Şirler pençe-i kahrımda olurken lerzan
Beni bir gözleri âhuya zebûn etti felek
Sağlıklı olmanın, zengin veya iktidar sahibi olmaktan daha önemli olduğunu fakir ve iktidar gücüne sahip olmayan biri söylerse çok anlam ifade etmez. Ama bu söz zenginliğin ve kudretin zirvesindeki Kanunu Sultan Süleyman (1495-1566) tarafından söylendiği zaman başka bir anlam ve derinlik kazanır:
Halk içinde muteber nesne yok devlet gibi
Olmaya cihanda devlet bir nefes sıhhat gibi
Bilal Şahin, Gülşen Kutlu’nun Yozgat türkülerini repertuarına almasını, onları programlarında icra etmesini öneren, onu bu konuda yüreklendiren ve destekleyen kişidir. Bilal Şahin, Yozgatlı Karacaoğlan’dan Hüznî Baba’ya (1879-1936), Âşık Nâzî’ye (1869-1902) kadar bir çok şairin şiirini ezbere bilen, gündelik hayatını onlarla, onların yarattığı kültür ortamıyla oluşturan bir gönül adamıdır.
O nedenledir ki, Yozgat’ta kültür hayatına, eğitim hayatına ve hayır hasenat işlerine Yozgatlı işadamlarının katkısı konuşulduğunda onun adı hep ön sırada gelir. Esenli köyünü yaptığı eserlerle, hibe ve yardımlarla modern bir beldeye dönüştürmesi, Yozgat Kent Parkı yakınındaki Bilal Şahin Külliyesi ve Bozok Üniversitesine kazandırdığı İlahiyat Fakültesi, uygulama camii ve diğer imkânlar onun yardımseverlik ruh ve kültürünün son anıtlarıdır. Nitekim düşküne, fakir fukaraya ve öğrenciye sağladığı destekler, burslar ve yaptırdığı huzurevleri nedeniyle Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü 2011 yılında kendisine altın madalya ile teşekkür etmiştir.
Bilal Şahin’in son günlerde üzerinde durduğu bir başka proje Nohutlu tepesine hayat veriyor. Nohutlu Seyir Terası Projesi, Çamlık ile Nohutlu Tepesi arasındaki Yozgat’ı iki açıdan ve karşılıklı seyretme, hissetme ve nihayet var etme projesi olarak önemlidir. Bilal Şahin’in destek verdiği teleferikli, eğlence mekânlı ve sosyal alanlı bu proje özellikle Orta Anadolu’nun incisi, efsaneler ve hikâyeler durağı Çamlığın üzerindeki ziyaretçi ve piknikçi yükünü azaltacağı için çok önemli bir kültürel miras koruma projesidir aynı zamanda. Bu proje tek başına bile Çamlığın özensiz kullanımına, -dilim varmıyor söylemeye- bir piknikçi yangınına maruz kalmasına engel olsa dahi binlerce hayır işine bedeldir.
Bilal Şahin’in telefonuna yansıyan Çamlığın başında tüter bir tütün veya Yozgat’ı sel almış Soğluğu duman türküleri bu nedenle bir derinliğin, bir mananın ve bir gönül zenginliğinin eseri olarak karşımıza çıkıyor. Bu türküler Bilal Şahin’in telefonunda Yozgat ağzıyla söyleyecek olursak “guru guruya gurban olayım” lafları olmaktan çıkıyor, özle sözün buluşması olarak anlam kazanıyor.
Bilal ağabey keşke Yozgat’ın senin gibi hem iş adamı hem gönül adamı birkaç evladı daha olsa…
Not: Değerli büyüğüm, ağabeyim, Yozgat halkbiliminin ve sözel belleğinin kıymetli araştırıcısı Yılmaz Göksoy’a başsağlığı, muhterem eşine Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı Cennet olsun.
16.01.2012
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ