Koranavirüsle ilgili olumsuz bazı halk davranışlarına "erkeklik", "korkaklık", "umursamazlık", "katillik", "bıkkınlık", "tiryakilik"; olumlu olanlara da “fedakârlık” ve “duyarlılık” başlıkları altında bu sayfadan dikkat çekmiştim.
Sağlık yöneticilerinin halka yaptıkları çağrıya kulak verecek olursak bu gün bizim ve dünyanın geldiği nokta itibariyle koronavirüsle mücadele için topyekûn bir “seferberlik” gerekmektedir.
Malum olduğu üzere seferberliği kısaca “bir ülke ve milletin başta askerî gücü olmak üzere mümkün olan bütün imkân ve kaynaklarını savaşa hazır hâle getirmek ve gerektikçe savaş için kullanmak” olarak tanımlayabiliriz.
Eğer böyle bir duygu ve ruh hâli ile koronavirüs ile mücadele edilirse, Yahya Kemal’in dediği gibi “ordu-milletlerin en çok döğüşen en sarpı” olan bizim milletimiz elbette zafere ulaşır.
Bu gün içinde bulunduğumuz şartlar gereği, öncelikle her birimizin bu seferberlik çağrısına “seferberlik emri” almasak bile “gönüllülük” içinde katılmamız ve “fedakârlık” yoluyla bir şekilde “kahramanlık” göstermemiz gerekiyor.
Dünyada olduğu gibi bizde de artan hasta sayıları ve can kayıpları, bu savaşın şehit veya gazilerini işaret etmektedir. Bu güne kadar cephede ön safta savaşarak şehit veya gazi olanlara minnet duyduğumuzu onların geride bıraktıklarına kol kanat gererek göstermeliyiz.
Kurtuluş Savaşında ilan edilen seferberlik günlerinde soğukta tir tir titreyen çocuğunun yorganını ıslanmasın diye cepheye taşıdığı merminin üstüne örten anaların seferberlik ruhuna fert-şirket, kamu-özel hepimizin sahip olması gerekiyor.
Bu seferberlik günlerinde en önemli görev ve “sorumluluk” sloganımız bir önceki yazımda da ifade ettiğim gibi “bana bulaşmasın, kimseye bulaştırmayayım” olmalı ve ilan edilen kural ve yasaklara uymalıyız. Bunun için “hasretlik” çekelim, bağrımıza taş basalım, hayati konular dışında dostlarımızı görmeyelim, özlediklerimizle görüşmeyelim.
Sekiz asır önce yaşayan Ahi Evran’ın milletimize armağan ettiği “ahilik” kültürü, esnafa “ben bu gün siftah yaptım, sen alışverişini komşumdan yap” erdemini armağan etmiştir. 2021 yılında doğumunun 850. yılını kutlayacağımız Ahi Evran’ı hatırlayarak “komşuluk” ilişkimizi bu ruhla yeniden inşa edelim.
“Çok şükür komşularımızda bir sorun yok” diyorsak, durmayalım, tıpkı Hz. Ömer’in duyduğu kaygıyla “Fırat kıyısındaki kuzuyu” kurtarmaya çalışalım.
Seferberlik günleri, kâr, kazanç günleri değildir. “Fırsatı ganimet bilip” çaresizi tuzağa düşürmeye ve “fırsatçılık” yapmaya kalkanlara karşı uyanık olalım, engel olalım.
Hanemize giren ekmeği bölüşelim; ocaklara düşen ateşi söndürmeye çalışalım. “Düşmez kalkmaz bir Allah” diyerek “her üsrün bir yüsrü var” ümidini diri tutalım. Etrafımıza “ümitsizlik” ve “karamsarlık” tohumları ekmeyelim.
Alacaklı isek borçluyu; mal, mülk veya ev sahibi isek kiracıyı gözetelim. İyi günlerde bize sağladıkları kazanca şükredip, zor günlerinde alacağımızı erteleyelim, mümkün ise azaltalım. Hiç değilse bu günlerde zam yapmayalım.
İşli isek işsizi; çok gelirli isek az gelirliyi veya evinde kazanı kaynamayanı düşünelim. Kendimizi onların yerine koyalım.
Varlıklılar, bu seferberlik günlerinde gereksiz harcamaya “heveskârlık” etmesinler; “müsriflik” girdabına düşmesinler; eğlencede “çılgınlık” hayalleri kurmasınlar. Varsa imkânları, iyi ise durumları, Yunus’un dediği gibi “bir gönle girsinler”, bir düşküne “iyilik” etsinler.
Seferberlikte sadece fertler değil, dernekler, vakıflar, şirketler, kurumlar, kuruluşlar da “örneklik” ve “öncülük” etmelidir.
İşveren işçisine; borç veren borçlusuna; mal veren müşterisine; ders veren öğrencisine, sözün kısası hangi şekil ve durumda olursa olsun her “avantajlı” bir “dezavantajlı”ya el uzatsın.
İnşallah hepimiz tarih ve kültürümüzü şekillendiren seferberlik ruhuyla “ordu-millet” ve “millet-devlet” olarak el ele vererek bu görünmez düşmanla savaşımızı da tez zamanda kazanır, muzaffer oluruz.
 
 
 
 
 
 
 
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ