Prof. Dr. M.Öcal Oğuz

BOZOK YAZILARI

Yozgat’ın çıkış yolu “3 T”

Tarih kayıtlarına göre 16. Yüzyılda 40 haneli bir köy olan Yozgat, Çapanoğulları sayesinde 18. Yüzyılda gelişmeye başlamış ve 19. Yüzyılda gerileyen ve hızla çöküşe giden Osmanlı Devleti’nin en hızlı büyüyen ve gelişen nadir birkaç şehrinden biri olmuştur. 20. Yüzyıl maalesef Yozgat’a pek yaramamış, önceleri devlet sermayesini çekememiş, sonraları ise “Anadolu kaplanları”na ev sahipliği yapamamıştır. Bugün ise eriyen, yaşlanan ve üretimden düşen bir nüfus ve buna bağlı olarak hızla boşalan köyler ve kasbalar sorunu ile karşı karşıyadır. İç Anadolu’da Ankara’nın, Kayseri’nin, Konya’nın, Çorum’un, Kırıkkale’nin, Eskişehir’in veya Nevşehir’in 20. Yüzyılı, kuşku yok ki Yozgat’tın 20. Yüzyılından çok daha parlak olmuştur. Yozgat, 20. Yüzyılı ve 20. Yüzyılın kalkınma yol ve yöntemlerini iyi değerlendirememiştir. Giden gitmiş, kaçan kaçmıştır, dövünmenin, “tüh” demenin faydası yoktur. İleriye bakmak, Mevlana’nın dediği gibi “şimdi yeni şeyler söylemek lazımdır”.
Gerek dünya gerekse Türkiye 21. Yüzyılda “ağır sanayi” ile kalkınma dönemini geride bırakmıştır. Yozgat’ın fabrikaların kapandığı bu yüzyılda “ağır sanayi” fabrikalarına kavuşmasının zorluğu 21. Yüzyılın geçen on yılında görülmüştür. Yozgat yeni, özgün, kendi şartlarından ve kaynaklarından doğan bir kalkınma modelini devreye sokmalıdır.
Ben geleceğin en önemli konuları olan “çevre duyarlılığı”, “besin güvenliği” ve “kültür çeşitliliği” temeline oturmuş bir kalkınma modelinin ağır sanayi yöntemleriyle kalkınmış çevre iller arasında Yozgat’a önemli bir “marka” değeri kazandıracağına inanıyorum. Özellikle yol ve araç güvenliğinin artması, hızlı trenin gelecek olması gibi nedenlerle ulaşımın ucuz ve kolay hâle gelmesi, Yozgat’ı bir cazibe merkezine dönüştürebilir.
Yozgat, 20. Yüzyıl boyunca “Dimyat’a pirince gitmiştir”. Bugün ise genetiği ile oynanmış yabancı menşeli yiyeceklerin yerini “evdeki bulgur” almaya başlamıştır. Yozgat, 21. Yüzyılı ağır sanayi üretimi ile değil, akılda kalıcı olsun, kulaklara küpe olsun diye “3 T” ile formüle ettiğim Tarım, Termal ve Turizm kaynaklı üretimle yakalayabilir.
Yozgat, coğrafya ve tarih kayıtlarında Özler Bölgesi olarak yer alır. Bu tanımlama, bir tepe, bir dere, ardından yeni bir tepe ve yeni bir dere şeklinde ilginç bir coğrafyaya işaret eder. Bu tabiat her yerde yoktur, kendine özgüdür. Tarımsal ve hayvansal üretim bakımından farklı türleri ve lezzetleri bünyesinde barındırır. Tamamen bu bölgeye özgü yerli bitki türleri ve hayvan ırkları vardır. Bin yılların deneyimleriyle ortaya çıkan bu zenginliğin tohumları ve ırkları ile bunların üretimine yönelik “geleneksel bilgi sistemleri” hızla kayboluyor. Yeni ve modern yol ve yöntemlerle bu tohumları ve ırkları korumak, geliştirmek ve üretimin odağına getirmek, Yozgat’ı yakın geleceğin en önemli konularından biri olacak olan “besin güvenliği” konusunda “marka” hâline getirebilir.
Yozgat, başta Sorgun ve Sarıkaya olmak üzere onlarca termal kaynağa sahiptir. Bu termal kaynaklar sağlık sektörünün itici gücü olarak harekete geçirilmelidir. Başta Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi olmak üzere Yozgat, termal imkânların ve bunlardan kaynaklı alternatif tıp yöntemlerinin “marka” şehri olmalıdır. Sağlık sektörü Türkiye’de hızla gelişiyor. Yozgat, termal kaynakları kadar doğal özelliklerini de bu alanın gelişimi için harekete geçirmelidir. Yozgat Çamlığı, Akdağ Ormanları, Bozok Yaylası, “besin güvenliği” ve “çevre duyarlılığı”nı bir arada ele alarak hızlı kent hayatı ve beslenme bozuklukları nedeniyle yükselişe geçen hastalıkların tedavi edildiği “güvenli gıda ve yavaş hayat” ortamları sağlayarak sağlık sektöründe farklı ve alternatif çıkış noktaları yakalayabilir.
Yozgat, kadim uygarlıklardan günümüze uzanan zengin bir tarihe ve kültüre sahiptir. Bu kaynağı ve varlığı koruma, yaşatma ve gelecek kuşaklara aktarma hedeflerini 21. Yüzyılın önemli gelir kaynaklarından biri olan kültür turizmini de dikkate alarak gözden geçirmek gerekiyor. Tarihî sit alanları, konaklamaya uygun köy ve yayla hayatı, “Kerem ile Aslı Yolu”, “Karacaoğlan Yolu”, “Madımak Yolu”, “Yaylaya Göç Yolu” “Hitit Yolu”, Kaplıcalar Yolu” gibi iyi kurgulanmış, iyi hikâyelendirilmiş “kültür rotaları” ve yaşayan müzeler ile tarıma ve termal çıkışlı sağlık alanına yönelik sonuçların turizm ile bütünleşmesi sağlanmalıdır.
Yozgat,“geleneksel bilgi sistemleri”ni ve üretim imkânlarını harekete geçiren organik tarımsal üretimi ve sanayii, termal kaynakları çıkış noktası olarak kurgulayan alternatif sağlık yatırımlarını ve zengin kültür varlıklarını ve kültürel özelliklerini iyi sunan bir “kültür turizmi” yaklaşımı ile 21. Yüzyılı değerlendirebilir.
“3 T” Formülü, çok ayaklı, çok etaplı, çok inovatif (yaratıcı) çabalarla çok azimli, çok çalışkan, çok özverili öncülerle hayata geçirilebilir ama daha da önemlisi “katılım”dır. Yani bütün Yozgatlıların bir kalkınma seferberliği ve torunlarının geleceğinin kurtarılması ideali olarak bu hareketin içinde yer alması gerekmektedir. Bunun içinse önce inanmak, sonra da inandırmak gerekiyor.
On bir ayın sultanının uğurlama töreni olarak inancımızın ve kültürümüzün paylaşma, yardımlaşma, misafirperverlik, ikram ve ziyaretlerle doruğa ulaştığı mübarek Ramazan Bayramınız kutlu olsun. Sağlıkla ve mutlulukla hep birlikte nice bayramlara!

07.08.2013
OKUR YORUMLARI
mahmut ERDEM
02.10.2013 14:54:00

selam, saygıdeğer hocam yazılan kalır söylenen unutulur sizlerin değerli fikirleri de böylece bu bölgemizde bir şeyler yapacağım diyenlere yol tarifidir gönlünden kopan hemşehirli, lerimiz,ve yurdum sermaye gurupları ve de devlet oteriter leri görürler sanırım bu güzel fikir emeğinize teşekkürler, sağlıcakla kalın

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ