Ekmek insanlığın en önemli buluşlarından biridir, yufka da Türklerin
Türkçenin en eski ve en büyük sözlüğü olan ve Kaşgarlı Mahmud (1008-1105) tarafından yazılan DivanuLügatit-Türkte yupka olarak geçen bu ekmek türü, akrabası lavaş ile birlikte Azerbaycan, İran, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiyenin ortak çalışmasıyla UNESCOnun Somut Olmayan Kültürel Mirasının Korunması Sözleşmesi kapsamında İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsilî Listesine alınması önerilmiştir. İncelemenin 2016 yılında sonuçlanması ve listeye alma işleminin kesinleşmesi beklenmektedir.Yufka ve lavaşın Çinin Sincan Uygur Özerk Bölgesi olarak adlandırdığı Doğu Türkistandan Osmanlı egemenliğinin sınırları içindeki Balkanlara kadar geniş bir coğrafyada İranlılar, Tacikler, Araplar, Gürcüler, Ermeniler ve daha başka pek çok millet tarafından şu ya da bu adla bilindiğini, bu geniş coğrafyanın aynı zamanda Türk kültürünün etkileşim alanı olduğunu unutmamak lâzımdır.
Yufka sadece bir ekmek türü değildir aynı zamanda bir kültürdür. Oklavası, evirgeci, sacı,tandırı,tandırlığı, küllesi, saçkısı, tahtası, ufrası, itasi, hamuru, bezisi, teknesi, eysireni, sinisi ile ahşap oymacılığından demirciliğe ve bakırcılığa, dokumacılıktan, toprak işlemeciliğine kadar birçok geleneksel sanatın birlikte icra edildiği, yaşatıldığı, kuşaktan kuşağa aktarıldığı bir kültürdür.
Doğu Türkistandan Balkanlara kadar bu kültür bugün de canlı bir şekilde yaşamakta ise de yufkanın Yozgatta ayrı bir yeri, ayrı bir tadı vardır. Tarımın organik, buğdayın yerli, unundere kenarlarındaki su değirmenlerinde öğütüldüğü dönemlerde Yozgatta yufka yapılan evlerdeki ekmek kokusu sokaklar ötesinden duyulurdu. Türk tavrı ve misafirperverliği hemen orada da kendini gösterir, sokaktan geçenlere sıcak al! denirdi. Bir yanda kubaşarak yani imece usulüyle ekmek yapma kültürü, diğer yanda sokaktan her geçene ikram edilen sıcak yufkalar Bu yufkalar bazen onlarca çeşitte ve tattayabanıl otlarla böreğe, bazen tereyağıyla katmere dönüşürdü hemen oracıkta. Çoğu vakit bir bardak ayran da esirgenmezdi yanında. Sokaktan geçerken bir bakmışsın börekle, katmerle, dürümle veya çarpma bazlama ile karnın doyuvermiş, göz hakkı veya komşu hakkı gözetilirken.
Yozgatta yufka daha çok kışa, düğüne, ırgatlığa, bağ bozumuna, Ramazana hazırlık aşamalarında imece usulüyle yapılır, katık damı olarak adlandırılan serin odalarda üst üste istif edilirdi. Günlük tüketime göre kuru yufkalar kıvamınca ıslatılır, Yozgat ağzına göre sulanır, dairesel yufkalar küçük bir kare oluşturacak şekilde katlanır yani düzlenir ve tekrar kurumasın diye sofra bezi içinde saklanırdı.
Banak ve sokum yufkanın Türkçeye iki armağanıdır. Banağı ve banak yapmayı bilmeyen Yozgatlı mı olur? Banak bir başka açıdan bakılırsa kaşık-çatal kullanmaksızın aynı sofrada tek kaptan çorba içip, sulu yemek yiyiphijyeni sağlamanın adıdır.
Yufka bazen peynirli, helvalı, yumurtalı dürüm olur, ırgatlığa, tarlaya tapana, koyuna kuzuya, okula veya oyuna gidene Yufka bazen bağ bozunu, ırgatlık, kendir dövme, kasnak çıkarma, tuz çekme, kerpiç çıkarma, erişte kesme gibi imece usulü yapılan bir işin sonunda pişirilen bulgur pilavının altına kat kat konulur, pilavın sıcaklığıyla yumuşadıkça ekşi pekmez katık yapılarak yenirdi. Yaz sıcaklarında çayır biçerken, mercimek yolarken, ırgatlık işlerken yapılan kesekleme ayranın üstüne gül yaprağı olurdukurumuş yufka kırıntıları, ziyan edilmezdi bir zerresi bile. Aynı kırıntılar evde tereyağında omaç olurdu kahvaltı sofralarına Tereyağının eritildiği tavaya sıralanan iki üç kat yufkanın üstüne kırılan yumurtalarla yapılan kaygana hatırlı bir dost veya misafir yemeği oluverir hemencecik.
Kısacası Yozgatlının ekmeği yufkadır, nimeti odur, yerden alınmadığında insanı çarpan odur, sofraların besi bereketi odur, yüzlerce inanışın, âdetin veya yemeğin kaynağı odur.
Benim aklıma şimdilik bunlar geldi siz değerli okurlarımızın anılarıyla, bilgileriyle Yozgatın yufka ekmek kültürünün ayrıntıları daha da netleşecektir. Belki Bozok Üniversitesinin değerli akademisyenleri bu konuda bir araştırma, Yozgat genelinde derleme çalışması yaparlar önümüzdeki dönemlerde. Daha fazla bilgiye kavuşuruz bu sayede
Ama asıl görev Yozgatlılara düşüyor. Yufkayı ve yufka kültürünü unutmamak, onun paylaşımcı, bölüşümcü ruhunu gelecek kuşaklara aktarmak gerekiyor. Aksi hâlde bir bakarsınız birkaç yüz yıl geçmeden Türkler yufkayı, tandırı bilmezler diyen kültür araştırmacıları çıkıverir ortaya
06.04.2015
Yufka sadece bir ekmek türü değildir aynı zamanda bir kültürdür. Oklavası, evirgeci, sacı,tandırı,tandırlığı, küllesi, saçkısı, tahtası, ufrası, itasi, hamuru, bezisi, teknesi, eysireni, sinisi ile ahşap oymacılığından demirciliğe ve bakırcılığa, dokumacılıktan, toprak işlemeciliğine kadar birçok geleneksel sanatın birlikte icra edildiği, yaşatıldığı, kuşaktan kuşağa aktarıldığı bir kültürdür.
Doğu Türkistandan Balkanlara kadar bu kültür bugün de canlı bir şekilde yaşamakta ise de yufkanın Yozgatta ayrı bir yeri, ayrı bir tadı vardır. Tarımın organik, buğdayın yerli, unundere kenarlarındaki su değirmenlerinde öğütüldüğü dönemlerde Yozgatta yufka yapılan evlerdeki ekmek kokusu sokaklar ötesinden duyulurdu. Türk tavrı ve misafirperverliği hemen orada da kendini gösterir, sokaktan geçenlere sıcak al! denirdi. Bir yanda kubaşarak yani imece usulüyle ekmek yapma kültürü, diğer yanda sokaktan her geçene ikram edilen sıcak yufkalar Bu yufkalar bazen onlarca çeşitte ve tattayabanıl otlarla böreğe, bazen tereyağıyla katmere dönüşürdü hemen oracıkta. Çoğu vakit bir bardak ayran da esirgenmezdi yanında. Sokaktan geçerken bir bakmışsın börekle, katmerle, dürümle veya çarpma bazlama ile karnın doyuvermiş, göz hakkı veya komşu hakkı gözetilirken.
Yozgatta yufka daha çok kışa, düğüne, ırgatlığa, bağ bozumuna, Ramazana hazırlık aşamalarında imece usulüyle yapılır, katık damı olarak adlandırılan serin odalarda üst üste istif edilirdi. Günlük tüketime göre kuru yufkalar kıvamınca ıslatılır, Yozgat ağzına göre sulanır, dairesel yufkalar küçük bir kare oluşturacak şekilde katlanır yani düzlenir ve tekrar kurumasın diye sofra bezi içinde saklanırdı.
Banak ve sokum yufkanın Türkçeye iki armağanıdır. Banağı ve banak yapmayı bilmeyen Yozgatlı mı olur? Banak bir başka açıdan bakılırsa kaşık-çatal kullanmaksızın aynı sofrada tek kaptan çorba içip, sulu yemek yiyiphijyeni sağlamanın adıdır.
Yufka bazen peynirli, helvalı, yumurtalı dürüm olur, ırgatlığa, tarlaya tapana, koyuna kuzuya, okula veya oyuna gidene Yufka bazen bağ bozunu, ırgatlık, kendir dövme, kasnak çıkarma, tuz çekme, kerpiç çıkarma, erişte kesme gibi imece usulü yapılan bir işin sonunda pişirilen bulgur pilavının altına kat kat konulur, pilavın sıcaklığıyla yumuşadıkça ekşi pekmez katık yapılarak yenirdi. Yaz sıcaklarında çayır biçerken, mercimek yolarken, ırgatlık işlerken yapılan kesekleme ayranın üstüne gül yaprağı olurdukurumuş yufka kırıntıları, ziyan edilmezdi bir zerresi bile. Aynı kırıntılar evde tereyağında omaç olurdu kahvaltı sofralarına Tereyağının eritildiği tavaya sıralanan iki üç kat yufkanın üstüne kırılan yumurtalarla yapılan kaygana hatırlı bir dost veya misafir yemeği oluverir hemencecik.
Kısacası Yozgatlının ekmeği yufkadır, nimeti odur, yerden alınmadığında insanı çarpan odur, sofraların besi bereketi odur, yüzlerce inanışın, âdetin veya yemeğin kaynağı odur.
Benim aklıma şimdilik bunlar geldi siz değerli okurlarımızın anılarıyla, bilgileriyle Yozgatın yufka ekmek kültürünün ayrıntıları daha da netleşecektir. Belki Bozok Üniversitesinin değerli akademisyenleri bu konuda bir araştırma, Yozgat genelinde derleme çalışması yaparlar önümüzdeki dönemlerde. Daha fazla bilgiye kavuşuruz bu sayede
Ama asıl görev Yozgatlılara düşüyor. Yufkayı ve yufka kültürünü unutmamak, onun paylaşımcı, bölüşümcü ruhunu gelecek kuşaklara aktarmak gerekiyor. Aksi hâlde bir bakarsınız birkaç yüz yıl geçmeden Türkler yufkayı, tandırı bilmezler diyen kültür araştırmacıları çıkıverir ortaya
06.04.2015
06.04.2015
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ