Sezai BAYAR

ANKARA'DAN

ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERMEK

Ekonomi rayından çıktı ya, baş belası “virüs” bu alanı fazlasıyla etkiledi ya, ekonomi yönetiminin elinde tek kurşun kalmıştı, bankalar…

Evet, bankalar süratle devreye sokulmalıydı.

Ama nasıl?

Önce kamu bankaları vardı…

Devletin kontrolünde…

Saray içi yönetimi, daha doğrusu Cumhurbaşkanlığı beslemeleri, önce sayın Erdoğan’ı uyardılar;

“Efendim, batan gemiyi ancak bankaların yardımıyla kurtarabiliriz. Kamusu, özeli tüm bankalar ellerini değil, tüm organlarını taşın altına koyup fedakarlık yapmalı. Yardım kampanyaları yeterli olmaz”

Sayın Erdoğan tüm kamu bankalarını devreye soktu;

“Ekonomiyi kurtarmak için tüm silah ve teçhizatları devreye sokun, batan geminin mallarını ne kadar kurtarırsanız o kadar kardır. Zarar filan düşünmeyin. Enflasyona filan siz karışmayın. Yeter ki düşük faizle borç verin”

Tabii bunun altyapısını hazırlamak için, Saray’a kayıtsız-şartsız bağlı Merkez Bankası, Erdoğan’ın emrindeki BDDK başkanı ve Damat Albayrak derhal harekete geçtiler.

Kamu bankaları kredi yağdırırken bir yandan sayın Erdoğan’ın sesi önce yavaş çıkıyordu;

“Eyyyy özel bankalar neredesiniz? Bakın kamu bankaları kredi için seferber oldular, sizin hiç mi desteğiniz olmayacak”

Özel banklarda derin bir sessizlik…

Kamu Bankaları “hesapsız- kitapsız” ulufe, pardon kredi dağıtmaya devam ettiler.

Özeller tıssss…

Bu kez damat bey girdi araya;

“Tüm sanayi kesimi, üreticiler, tarım erbabı, hizmet sektörü güç durumda, tek çare özel bankaların devreye girmesi.. Ey özel kesim bankaları elinizi kasalara atın, bize yardım edin.. Yoksa kötü olacak…”

Özel banka yönetimleri sanki yoklar, hiç olmamışlar gibi ölüm sessizliğini sürdürdüler.

Ülke yöneticileri Saray’da toplantı üstüne toplantı yaptılar.

Erdoğan ve Albayrak’ın çağrıları işe yaramayınca, Saray’ın “Kapıkulu” ekonomistleri, sözde ekonomi profesörleri devreye sokuldu, Tüm yandaş kanallarda boy gösteren bu “yalaka” sözde bilim adamları Özel sektörün tüm bankalarını hedef tahtasına oturtup adeta tehdit ettiler;

“Son uyarıdır bu. Ya destek verin, ya BDDK gücüyle ağır para cezalara çarptırılabilirsiniz”

Geçmiş yıllardaki ekonomik krizler ve bankerlik facialarını yaşayan özel bankaların yine kılı kıpırdamadı.

Geçmişten ders aldıkları anlaşılan özel bankların sermaye rasyolarını düşünüp, geçmişteki banka batışlarını hatırladıkları için bu baskıya karşı direndikleri ortadaydı…

Verecekleri kredilerin geri dönüşlerinin olmayacağını hesaplıyor olmalıydılar.

Neticede geçmişteki örnekler gözlerinin önündeydi hepsinin.

Her şeyi göze aldılar.

Sonunda BDDK devreye girdi ve aba altından değil sopayı alenen gösterdi:

“Hepinize cezalar yolda… Yolun sonuna geldiniz”

Hemen hatırlatalım, Türkiye’deki bank sayısı elli üç.

Mevduat banka sayısı otuz dört.

Kalkınma bankaları sayısı on üç.

Yatırım bankaları sayısı altı.

Elini taşın altına koyan kamu banka sayısı ise dört.

Şimdi ne olacak?

Sözün özü;

“Çoklu organ yetmezliği” tablosu yaşayan ekonomi için de yeni bir aşı veya ilaç bulunması gerekiyor.

Hazır tıp adamları Korona için arayışlarını sürdürürken, bir zahmet ekonomistlerimiz de “çoklu organ yetmezliği” için yeni çareler üretsinler.

Tabii Saray’ın ekonomistleri hariç…

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ