Sezai BAYAR

ANKARA'DAN

ADALETİN TERAZİSİ YİNE ŞAŞTI..

Yargıtay Eski Birinci Başkanı, Prof. Dr. Sami Selçuk, CHP’li Enis Berberoğlu hakkında verilen Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmaması konusunda, “Anayasa Mahkemesinin kararı istisnasız herkesi bağlar. Yasamayı da, yürütmeyi de, yargıyı da bağlar. İlk mahkeme, Anayasa Mahkemesinin verdiği kararı hiçbir açıdan asla ve kat’a değerlendiremez. Anayasa’nın buyruğu da, hukuk düzeninin buyruğu da budur. Dolayısıyla ilk mahkemelerin, Anayasa Mahkemesinin kararlarını tutarlılık, yerindelik açısından asla değerlendirme yetkileri yoktur” demiş

Selçuk devamında şunu eklemiş özetle:

“Beğenmese bile yargıçlar, o karara uyarmak ve gereğini yapmak zorundadırlar. Ama isterlerse daha sonra o yargıçlar, ya da onlardan biri, bir inceleme yazısı yazar. Kamuoyuna kararın hukuk açısından neden doğru olmadığını anlatır, eleştirir, bu görüşünü yayımlar. Bizler de öğreniriz. Ama onun dışında mahkemelerin bir değerlendirme yaparak AYM’nin verdiği kararı dışlama yetkisi asla ve kat’a yoktur.”

Enis Berberoğlu, tek bir örnek değil ki bu ülkede…

Sadece son örnek…

AKP yönetimi adalet sistemine bakışı “Bu ülkede çatlak ses çıkmayacak” felsefesi üzerine kurmuş…

Aslında bu felsefe filan değil, safsata.

Kendileri de biliyor…

Biliyorlar ki, gelişmiş ülkelerde yönetime gelenler “insan haklarının korunması” için en çok adalete ihtiyaç duyarlar.

Bu nedenle hukuku “baş tacı” yaparlar.

Hukuk insanlarını da, rahat hareket etsinler, vicdanlarının seslerini dinleyerek kararlarını versinler diye ayrı bir uygulamaya başvururlar.

Bazı ülkeler Yüksek Mahkeme üyelerini “görevlerini, ölene kadar sürdürürler” sistemi üzerine kurarlar.

ABD’de olduğu gibi…

Bazı ülkelerde ise yüksek hakimler ve savcıların kazançlarının ne kdar olduğu bilinmez ve açıklanmaz.

“Cüzdanları ile vicdanları arasında sıkışmasınlar” diye olmalı, bu kesim maaşlarını ömür boyu, özel hesaplarından alır.

İngiltere’de olduğu gibi…

Ülkemizde adalet sistemi her devirde tartışmaya açık hale gelmiş veya getirilmiştir.

Sadece AKP döneminde değil.

1950’lerden sonra her dönem iktidara gelenlerin ilk işi, adalet sistemine ellerini sokmak olmuştur.

AKP iktidara geldikten sonra kaç adalet bakanı değişti bilemem.

Önemli de değil…

Ama bildiğim ve yaşadığım tek bir olay var.

AKP döneminde (X) adalet bakanını “hayırlı olsun” diye gazeteci olarak ziyarete gitmiştim.

O zamanki adıyla HSYK “Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu” üyelerinin seçimi sistemini değiştirecek misiniz?” sorusunu sormuştum bir gazeteci olarak.

“Yazmamak” kaydıyla şöyle demişti:

“Çok partili yaşam, yarım asrı aşkın süredir devam ediyor. İktidara gelenler her an bu kurulu bir şekilde kendi menfaatleri çerçevesinde kullanmışlar. Koltuğa oturduktan sonra kısa zamanda gördüm ki, istisnasız her partinin bir eli bu kurulun içinde olmuş. Onlar kullanmışlar, biz neden bundan yararlanmayalım ki”

AKP iktidarı bu sistemi ya çok iyi kullanamadı, ya da daha fazla “yararlanmak” üzere sistemi yeniden ele aldı ve referandumla son şekle getirdi.

Tabii ki her sorunda olduğu gibi bu değişikliğin altında ”FETÖ vardı” dendi.

İş işten geçtikten sonra da bugünlere geldik.

Şimdi neyi tartışıyoruz ki?

Ne diyor sayın Selçuk?

“İlk mahkeme, Anayasa Mahkemesinin verdiği kararı hiçbir açıdan asla ve kat’a değerlendiremez”

İyi de, Enis Berberoğlu kararında bal gibi değerlendirdi.

İktidarın gücü, ilk mahkeme üyelerine yetmiyor mu sanıyorsunuz?

Güldürmeyin beni…

Bu “hukuk”, sadece Berberoğlu davasında “guguk” olmadı ki…

Yarım asırdan bu yana zaten “guguk” tu.

Sadece belirli aralıklarla “guguk” sesini duyuyoruz, hepsi bu.

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ