ABD’nin saygın kurumlarından Emory Üniversitesi’nde Geriatri ve Gerontoloji Bölüm Başkanı Dr. Camille Vaughan, dünya çapında 2 milyon 720 binden fazla insanı hasta eden corona virüsünün yaşlılarda farklı semptomlarının tespit edildiğini duyurmuş.
Dr. Vaughan, her yaştakiler için geçerli olan –yüksek ateş- öksürük-nefes darlığı- nedenlerini sıraladıktan sonra demiş ki;
“Bu semptomlar yerine yaşlılar daha farklı davranıyorlar. Covid-19 tespit edilenler kendilerinde değilmiş gibi davranıyorlar. Normalden daha fazla uyuyor olabilirler ya da yemek yemeyi bırakıyor olabilirler. Kafaları karışmış ve etrafta olup bitenlerle ilgilerini yitiriyorlar”
Kesinlikle doğru…
Teşhis ve incelemelerinde eksiklikler bile var.
Adamı veya bayanı sen 45 gün eve kapat…
Çevresiyle, yakınları ve arkadaşlarıyla günlük yaşantılarını kısıtla.
Sokağa çıkarma.
Prof Dr. Osman Müftüoğlu’nun “acımasız” önerisi olan “Burnunuzu dahi dışarı çıkarmayın” komutuna boyun eğdir.
Çoluk-çocuk, torun-tosun ziyaret ve görüşmelerinden men et.
Televizyonlarda, radyolarda ve gazetelerde yayınlanan “tek yanlı” haberleri okumalarına mahkum et.
Alış-verişlerini yasakla.
Hayatta kalmak için, sipariş ettikleri gıda maddelerine kuşku ile bakmalarına neden ol.
“Yürüyün” komutunu ver, ardından “Sakın dışarı çıkmayın” deyip
Yaşlıların kafasını karıştır.
Sen bozuk plk gibi “Sosyal mesafe” deyip yaşamlarının son demlerini keyfini çıkarmaya çalışan 65 yaş üstü “delikanlı ve kız” kesiminin ağız tadını (!) kaçır.
Her akşam TV ekranlarından koronadan ölenlerin sayısından başka sayı-rakam gösterme.
Evinin dibindeki park ve bahçelerde gezinmelerine-kısa yürüyüşlerine izin verme.
Bu yaşlılar, tabii ki kendilerinde değilmiş gibi davranırlar.
Tabii ki, normalden daha fazla uyuyor olabilirler.
Kesinlikle yemek yemeyi bırakıyorlardır.
Koronalı günlerin en masum, en temiz, en saf ama olup bitenlerden haberdar 65 yaş üstündekilerin kafaları karışmış olabilir.
Kafaları dışında “karışacak” başka neleri kalmış ki?
Etrafta olup bitenlerle ilgilerini yitirmeleri hastalık semptomu değil, ülke yöneticilerinin “ ahmakça” aldıkları yanlış ve tutarsız yasak kararlarının sonucudur.
Şükredin siz…
İyi ki bu sabır küpü “akıllı yaşlılar “, her gece kafalarında huni ile balkonlara çıkıp çayda çıra oynamadılar ve oynamıyorlar.
Yatıp kalkıp şükredin, onlar olmasaydı siz bu salgını zor önlerdiniz.
Bundan sonra yapılacak tek şey var bence…
Bu dünyada öylesine “kıytırık” günler var ve kutlanıyor ki...
Bence, Korvit-19’un doğum tarihi her neyse, o gün “Yaşlılar günü” olsun.
Bir yıl boyunca kutladığımız o kadar “dandik” gün var ki.
“Yaşlılar Günü” bence anlamlı günlerden biri olur bence.
Belki de en anlamlısı
24.04.2020
OKUR YORUMLARI
Abdulhamit
28.04.2020 08:11:21
Allah senden razı olsun sayın yazar..bu korona döneminde psikolojimiz bozuldu desem yeridir.Biz yaşlıların duygularını aynen dile getirmişsiniz.çok teşekür ederiz bütün yaşlılar adına...Kaleminize sağlık..
ABDULKADİR ÇAPANOĞLI
26.04.2020 08:43:44
Sayın Bayar, eskilerin deyimiyle fevkaladenin de fevkinde güzel yazınız için kendi yaşıtlarım adına teşekkür ederim. Beceriksiz, basiretsiz, bilgisiz, görgüsüz, sevgisiz kişilerin elinde heder olmuş bir nesil iken onlardan daha beter ehliyetsiz kişilerin yanlış tutum ve söylemleri ile adeta dışlanan bir nesil olduk. Benim zaten kahve kültürüm yok. Lise yıllarından beri yedek subaylığımda dâhil hep sosyal aktivelerin içinde olduğumdan eve kapatılınca da pek bir şikâyetim olmadı çünkü evimin bir odası çok çeşitli el aletleri ile küçük bir atölye. Bir odası iki bin civarında kitaplarım ile küçük bir kütüphane. Bilgisayarımda elim ayağım her şeyim olunca zaten gün nasıl geçiyor haberim bile olmuyor. Ama bizim bir görevimiz var. Kızım İş Bankasında, damadım diş hekimi olunca ikiz erkek torunlarımızla bebekliklerinden beri dünürlerimizle birer hafta dönüşümlü olarak biz ilgileniyoruz. Yani gidip onların evinde kalıyoruz. Yolda bir polis çevirmesinde sıkıntı olmasın diye Bakırköy kaymakamlığından izin alayım istedim. Hangi telefonu çevirdimse 75 yaşındasınız sokağa çıkamazsınız cevabı ile telefon yüzüme kapandı. Yahu sokağa çıkmıyoruz arabamla Ataköy’den Başakşehir’e gideceğiz desem de derdimi anlatamadım. Bozuk plak gibi hep aynı cevap 75 yaşındasınız sokağa çıkamazsınız. Hemşerimiz Yeniçağ yazarı Sayın Arslan Tekin ile dertleşince ben bu konuyu yazayım dedi ve yazdı. Ne arayan ne soran oldu. Sonra “Osmanlının kanunu üç gün sürer” atasözünü uygulamak zorunda kaldık. Sağlıklar diler saygılarımı sunarım
Abdulhamit
28.04.2020 08:11:21Allah senden razı olsun sayın yazar..bu korona döneminde psikolojimiz bozuldu desem yeridir.Biz yaşlıların duygularını aynen dile getirmişsiniz.çok teşekür ederiz bütün yaşlılar adına...Kaleminize sağlık..
ABDULKADİR ÇAPANOĞLI
26.04.2020 08:43:44Sayın Bayar, eskilerin deyimiyle fevkaladenin de fevkinde güzel yazınız için kendi yaşıtlarım adına teşekkür ederim. Beceriksiz, basiretsiz, bilgisiz, görgüsüz, sevgisiz kişilerin elinde heder olmuş bir nesil iken onlardan daha beter ehliyetsiz kişilerin yanlış tutum ve söylemleri ile adeta dışlanan bir nesil olduk. Benim zaten kahve kültürüm yok. Lise yıllarından beri yedek subaylığımda dâhil hep sosyal aktivelerin içinde olduğumdan eve kapatılınca da pek bir şikâyetim olmadı çünkü evimin bir odası çok çeşitli el aletleri ile küçük bir atölye. Bir odası iki bin civarında kitaplarım ile küçük bir kütüphane. Bilgisayarımda elim ayağım her şeyim olunca zaten gün nasıl geçiyor haberim bile olmuyor. Ama bizim bir görevimiz var. Kızım İş Bankasında, damadım diş hekimi olunca ikiz erkek torunlarımızla bebekliklerinden beri dünürlerimizle birer hafta dönüşümlü olarak biz ilgileniyoruz. Yani gidip onların evinde kalıyoruz. Yolda bir polis çevirmesinde sıkıntı olmasın diye Bakırköy kaymakamlığından izin alayım istedim. Hangi telefonu çevirdimse 75 yaşındasınız sokağa çıkamazsınız cevabı ile telefon yüzüme kapandı. Yahu sokağa çıkmıyoruz arabamla Ataköy’den Başakşehir’e gideceğiz desem de derdimi anlatamadım. Bozuk plak gibi hep aynı cevap 75 yaşındasınız sokağa çıkamazsınız. Hemşerimiz Yeniçağ yazarı Sayın Arslan Tekin ile dertleşince ben bu konuyu yazayım dedi ve yazdı. Ne arayan ne soran oldu. Sonra “Osmanlının kanunu üç gün sürer” atasözünü uygulamak zorunda kaldık. Sağlıklar diler saygılarımı sunarım