1960 sonrası gazeteci kuşağının çalışma koşulları çok ağırdı gerçekten…
Daha öncesini bilemem.
Bu meslekte en değerli şey haber atlatmak…
Rakip gazetelerle yarışmak için “atlamamak” yanında, “Haber atlatmak” büyük yeteneği de gerektiriyor.
Yani, bir adım öne geçmek ve rakiplerini geride bırakmak…
En somut örneği Hürriyet Gazeteciliği…
Mesleğe 1960 sonrası başladım ama 1964’lerde henüz 4 yıllık “tırtıl gazeteci” sınıfındaydım.
1965’de Kemal Pekün’ün sahibi olduğu Son Havadis’e transfer oldum.
Rahmetli gazeteciler Ali Utku ve Kenan Kurt’la tanıştığımız yıl.
Hem Dışişleri Bakanlığının “akredite” gazetecisi, hem de Başbakanlık muhabirliği yapıyoruz.
Hürriyet’in parlayan yıldızı “adam gibi adam” rahmetli Ali Utku en kıdemlimiz.
Manyas doğumlu ve özel gazetecilik mezunu. Mesleğe Tan Gazetesinde başlamış, Son Posta ve Akşam Gazetesi’nden sonra Hürriyet’e transfer olmuş.
Kenan Kurt ise Mehmet Şevket Eygi’nin 1966’da çıkardığı Bugün Gazetesinde çalışıyor. Dinci bir gazete…Ankara temsilciliği bürosuna ayakkabılar çıkarılıp, terlik ya da takunya ile girilen bir büro düşünün…
Özetle:
Utku-Kurt ve ben haber atlamama konusunda işbirliği yapıyoruz. Yazdığımız rutin haberleri paylaşmak yanında, Hürriyet’e yarayan yani “Tam da Hürriyet’lik” denilen haberleri Ali Utku’ya aktarıyoruz.
Daha çok gazetelerimizde yer almayacağını bildiğimiz haberleri tabii ki…
Hürriyet, tarafsız ama CHP’ye meyilli yayın politikası izliyor, Son Havadis Demirel ve eski Demokrat Partilileri desteklerken, Bugün ise koyu muhafazakar bir yayın organı.
Ankara gazeteciliğinde 1960 İhtilali sonrası büyük gazeteler arasında kıyasıya rekabet var.
Milliyet, Tercüman, Akşam, Vatan, daha sonraları Günaydın ve Sabah…
1960 sonrası liderlik koltuğuna oturan Hürriyet’in en başarılı gazetecilerinden Cüneyt Arcayürek’li “Altın Yıllar”ı geride kalmış…
Sadece yazarlık (Ankara notları) yapıyor.
Ankara Haber Temsilcisi Oktay Ekşi… İdari temsilci rahmetli Nevzat Ünlü.
Parlamentonun en başarılı muhabiri Kemal Şener, Hürriyet’in Frankfurt Bürosu haber ünitesinin başına getirilmiş. Yılmaz Tunçkol Istanbul merkeze gitmiş.
Ankara kadrosunda (1972) Rahmetli Behiç Ekşi, hem temsilci yardımcısı ve hem de parlamento muhabiri. Selma Tükel, Ajlan Akıncı,
Ali Utku, Oktay Özeskici, İbrahim Hitay , Oktay Köse, sporda Sümer Demir…
Foto muhabirleri: Hüseyin Ezer (rahmetli) Sökmen Baykara, Cemal Gültepe…Mustafa İstemi ve Faysal Geyik…
Ben Hürriyet Haber Ajansı Ankara büro şefi…
Milli Müdafaa Caddesi 10 nodaki büro Rüzgarlı Sokak’a taşınınca kadroya eklenenler artıyor. Oktay Ekşi’nin Istanbu’a başyazar olarak atanmasından sonra Haber Müdürü Ülkü Arman yönetimindeki kadro Ulus‘a taşınmış oluyor.
Utku ile dostluğumuz 1980’den sonra daha pekişiyor.
Rüzgarlı Sokak’ta, Hürriyet kadrosu başarılı yılların tepe noktasını yaşıyor.
Yıllarca zirvede kalıyor.
Daha sonra “Fetret dönemi”
Dahası, rahmetli Mehmet Ali Kışlalı dönemi “gerileme” ve “çöküş”ün başladığı yıllar olarak anılıyor…
Çünkü, Hürriyet’in takviye edilmiş kadrosu ile yeni temsilci Kışlalı arasında “kan uyuşmazlığı” ve “gazetecilik” konusunda anlayış farklılıkları ortaya çıkıyor…
Kışlalı dönemi tasfiyelerinden sonra “ağız tadı” kaçan Utku ayrılmayı planlamaya başlıyor olmalı.
Sonunda Ali Utku, başarı dolu yıllarını geride burakıp köşesine çekilme kararı veriyor.
Gerçekten emekli oluyor ve memleketi Manyas’da tam bir “izole” yaşamın kucağında buluyor kendini…
Yıllardır haber alamadığımız kardeşim Ali Utku’nun bize veda haberini Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi (Bir zamanlar Hürriyet kadrosunda yıldızlaşan, ödül şampiyonlarımızdan) Saygı Öztürk’ten alınca “yıkıldım” diyebilirim.
Sonra Oktay Özeskici’ye haber verdim…
En yakın dost ve arkadaşları olarak Utku’nun ayrılışı bizleri büyük bir üzüntüye uğrattı diyebilirim.