“Yozgat” adının, Hazreti Hızır aleyhisselâmın, aşiret Reisi Ömer Cabbar Ağa için ettiği “Çobanoğlu, yozuna yoz katılsın, memleketinin adı Yoz kat olsun” duasından kaynaklandığı rivayet edilir. Merhum Abbas Sayar ise, yıllar önce Yozgat gazetesinde yayınlanan bir yazısında, Yozgat adının Latince “Yozgates / Yozgatantes” kelimesinden geldiğini ileri sürüyor.
1947 yılında İstanbul’da “Yozgat” adı üzerine bir araştırma yaptığını belirten Sayar, Botanik Araştırmalar Ansiklopedisi’nde “Salvi Yozgatantes” isimli soğanlı bir bitki türünden bahsedildiğini, bu bitkiye de dünyada başka bir yerde rastlanmadığını kaydediyor.
Yozgat adı nereden geliyor?
Mâlûmunuz, Yozgat isminin nereden geldiğine dair muhtelif rivayetler var. Bu rivayetlerin herhalde en çok rağbet göreni de şu:
Aşiret Reisi Ömer Cabbar Ağa’nın yüzü çopurdu. Bu yüzden kendisine Çopur veya Çapar Koca derlerdi. Cabbar Ağa, bir yaz günü koyun sürüsünü yaylakta otlatırken, karşısına Hızır aleyhisselâm çıkar ve Cabbar Ağa’dan içmek için süt ister. Güler yüzlü Ömer Ağa, misafirine ikramda kusur etmez, gönül hoşluğu ile hemen sütü ikram eder. Hızır aleyhisselâm, onun bu tavrından çok memnun kalır ve sütü içtikten sonra Cabbar Ağa’ya “Çobanoğlu, yozuna yoz katılsın, memleketinin adı Yoz kat olsun” der ve ortalıktan kaybolur. “Yoz kat” kelimesi zamanla “Yozgat” hâline dönüşür…
“Yoz” kelimesinin birkaç tane anlamı var ama yukarıdaki rivayete en uygun anlamı, Anadolu’da “davar sürüsü” anlamına gelen “yoz” olsa gerek. Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde, Âşık Ali İzzet’in şu mısraları, “yoz”un “davar sürüsü” anlamında kullanılışına örnek olarak verilmiş:
“Yozların Karataş Dağı’na çıkar
Orada tavlanır, malların Üyük”
Bu açıklamaya göre Hazreti Hızır aleyhisselâm, Ömer Cabbar Ağa için “yozuna yoz katılsın” diye dua etmekle, “Sürüne sürü katılsın; koyunların, malların daha da artsın” diye dua etmiş oluyor…
Bu bir hakikat mi, bir Yozgat efsanesi mi, bir halk hikâyesi mi, sıradan bir rivayet mi? Yarım yamalak anlatılan bu hikâyenin aslı esası nedir? Yozgat adının buradan geldiğine inanalım mı / inanmalı mıyız? Sağ olasıca Yozgat Valiliği / Kültür ve Turizm Müdürlüğü, bu tür konulara pek ilgi göstermediği için, özel ve derin araştırmalar yaptırmak yerine, halk arasında anlatıla gelen rivayetleri aynen tekrarlamakla yetiniyor.
Fakat bu konuda merhum Abbas Sayar’ın ezber bozan bir iddiası var. Sayar’a göre “Yozgat” kelimesi Latince asıllı.
Abbas Sayar, yıllar önce “Yozgat” gazetesinde tefrika edilen (bölümler hâlinde yayınlanan) ve gazetenin sahibi Osman Hakan Kiracı tarafından bir araya getirildikten sonra, Abbas Sayar’ın oğlu Ahmed Güner Sayar’ın girişimiyle Ötüken Yayınevi tarafından “Yozgat var, Yozgatlı yok” adıyla kitap olarak yayınlanan yazılarından birisinde, bu konuda dikkat çeken bir iddiada bulunuyor.
“Yozgatlı bilmez ama şu gerçek ki, Yozgat, tarihin en eski şehirlerinden biridir” diyen Abbas Sayar, Ankara Üniversitesi’nin eski rektörlerinden Profesör Tahsin Özgüç’ün kendisine verdiği bir rapordan söz ediyor. Bu rapora göre Yozgat, M.Ö. 2500 yıl öncesi; ‘Proto Hati’ / Eti öncesi kurulmuş. Çengeltepe ve Mercimektepe, doğuya doğru giden tepecikler, Eti devrinin Hatuşaş’a yakın en büyük sitelerinden biridir. Rapora göre, Çengeltepe’de 4 devir üst üstedir. Proto Hati Eti-Frik M.Ö. 700 – İskender Devri Roma M.Ö. 300.
Abbas Sayar, M.S. 400’lerde Tavyum-Büyüknefes’in, Anadolu’nun Bizans’a bağlı en büyük uygarlık merkezi olduğu halde Yozgat’ın bir iltifat görmediğini ama bu bölgenin “Yozgat” ismini aldığını kaydediyor. Sayar’ın yazdığına göre, nasıl ki Selçuklu devrinde Yozgat ve havalisine Bozok Eyaleti deniyorsa, o zaman da bu bölgeye “Yozgates / Yozgatantes” deniyor.
1947 yılında İstanbul’da “Yozgat” adı üzerine bir araştırma yaptığını belirten Sayar, Botanik Araştırmalar Ansiklopedisi’nde “Salvi Yozgatantes” isimli soğanlı bir bitki türünden bahsedildiğini, bu bitkiye de dünyada başka bir yerde rastlanmadığını kaydediyor.
Abbas Sayar, bu yazısında açıkça, Yozgat adının hep söylenegeldiği gibi “Yozunu yozuna kat, bu şehrin adı da Yozgat olsun” şeklindeki rivayetten gelmediğini belirtiyor ve “Kelime Latince asıllı” hükmünü veriyor.
Görülüyor ki, Yozgatlılar olarak bizler, daha şehrimizin adının nereden geldiğine, kelimenin köküne, kökenine dair samimi bir merak bile duymamışız. Eğer varsa, bu konuda daha önce yapılmış araştırmaları derleyip toparlayıp incelememiz, “Yozgat” adının nereden geldiğini bilimsel olarak tespit etmemiz gerekiyor.
Abbas Sayar okumalarına ve Yozgat sohbetlerine devam edeceğiz…
20.11.2010
1947 yılında İstanbul’da “Yozgat” adı üzerine bir araştırma yaptığını belirten Sayar, Botanik Araştırmalar Ansiklopedisi’nde “Salvi Yozgatantes” isimli soğanlı bir bitki türünden bahsedildiğini, bu bitkiye de dünyada başka bir yerde rastlanmadığını kaydediyor.
Yozgat adı nereden geliyor?
Mâlûmunuz, Yozgat isminin nereden geldiğine dair muhtelif rivayetler var. Bu rivayetlerin herhalde en çok rağbet göreni de şu:
Aşiret Reisi Ömer Cabbar Ağa’nın yüzü çopurdu. Bu yüzden kendisine Çopur veya Çapar Koca derlerdi. Cabbar Ağa, bir yaz günü koyun sürüsünü yaylakta otlatırken, karşısına Hızır aleyhisselâm çıkar ve Cabbar Ağa’dan içmek için süt ister. Güler yüzlü Ömer Ağa, misafirine ikramda kusur etmez, gönül hoşluğu ile hemen sütü ikram eder. Hızır aleyhisselâm, onun bu tavrından çok memnun kalır ve sütü içtikten sonra Cabbar Ağa’ya “Çobanoğlu, yozuna yoz katılsın, memleketinin adı Yoz kat olsun” der ve ortalıktan kaybolur. “Yoz kat” kelimesi zamanla “Yozgat” hâline dönüşür…
“Yoz” kelimesinin birkaç tane anlamı var ama yukarıdaki rivayete en uygun anlamı, Anadolu’da “davar sürüsü” anlamına gelen “yoz” olsa gerek. Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde, Âşık Ali İzzet’in şu mısraları, “yoz”un “davar sürüsü” anlamında kullanılışına örnek olarak verilmiş:
“Yozların Karataş Dağı’na çıkar
Orada tavlanır, malların Üyük”
Bu açıklamaya göre Hazreti Hızır aleyhisselâm, Ömer Cabbar Ağa için “yozuna yoz katılsın” diye dua etmekle, “Sürüne sürü katılsın; koyunların, malların daha da artsın” diye dua etmiş oluyor…
Bu bir hakikat mi, bir Yozgat efsanesi mi, bir halk hikâyesi mi, sıradan bir rivayet mi? Yarım yamalak anlatılan bu hikâyenin aslı esası nedir? Yozgat adının buradan geldiğine inanalım mı / inanmalı mıyız? Sağ olasıca Yozgat Valiliği / Kültür ve Turizm Müdürlüğü, bu tür konulara pek ilgi göstermediği için, özel ve derin araştırmalar yaptırmak yerine, halk arasında anlatıla gelen rivayetleri aynen tekrarlamakla yetiniyor.
Fakat bu konuda merhum Abbas Sayar’ın ezber bozan bir iddiası var. Sayar’a göre “Yozgat” kelimesi Latince asıllı.
Abbas Sayar, yıllar önce “Yozgat” gazetesinde tefrika edilen (bölümler hâlinde yayınlanan) ve gazetenin sahibi Osman Hakan Kiracı tarafından bir araya getirildikten sonra, Abbas Sayar’ın oğlu Ahmed Güner Sayar’ın girişimiyle Ötüken Yayınevi tarafından “Yozgat var, Yozgatlı yok” adıyla kitap olarak yayınlanan yazılarından birisinde, bu konuda dikkat çeken bir iddiada bulunuyor.
“Yozgatlı bilmez ama şu gerçek ki, Yozgat, tarihin en eski şehirlerinden biridir” diyen Abbas Sayar, Ankara Üniversitesi’nin eski rektörlerinden Profesör Tahsin Özgüç’ün kendisine verdiği bir rapordan söz ediyor. Bu rapora göre Yozgat, M.Ö. 2500 yıl öncesi; ‘Proto Hati’ / Eti öncesi kurulmuş. Çengeltepe ve Mercimektepe, doğuya doğru giden tepecikler, Eti devrinin Hatuşaş’a yakın en büyük sitelerinden biridir. Rapora göre, Çengeltepe’de 4 devir üst üstedir. Proto Hati Eti-Frik M.Ö. 700 – İskender Devri Roma M.Ö. 300.
Abbas Sayar, M.S. 400’lerde Tavyum-Büyüknefes’in, Anadolu’nun Bizans’a bağlı en büyük uygarlık merkezi olduğu halde Yozgat’ın bir iltifat görmediğini ama bu bölgenin “Yozgat” ismini aldığını kaydediyor. Sayar’ın yazdığına göre, nasıl ki Selçuklu devrinde Yozgat ve havalisine Bozok Eyaleti deniyorsa, o zaman da bu bölgeye “Yozgates / Yozgatantes” deniyor.
1947 yılında İstanbul’da “Yozgat” adı üzerine bir araştırma yaptığını belirten Sayar, Botanik Araştırmalar Ansiklopedisi’nde “Salvi Yozgatantes” isimli soğanlı bir bitki türünden bahsedildiğini, bu bitkiye de dünyada başka bir yerde rastlanmadığını kaydediyor.
Abbas Sayar, bu yazısında açıkça, Yozgat adının hep söylenegeldiği gibi “Yozunu yozuna kat, bu şehrin adı da Yozgat olsun” şeklindeki rivayetten gelmediğini belirtiyor ve “Kelime Latince asıllı” hükmünü veriyor.
Görülüyor ki, Yozgatlılar olarak bizler, daha şehrimizin adının nereden geldiğine, kelimenin köküne, kökenine dair samimi bir merak bile duymamışız. Eğer varsa, bu konuda daha önce yapılmış araştırmaları derleyip toparlayıp incelememiz, “Yozgat” adının nereden geldiğini bilimsel olarak tespit etmemiz gerekiyor.
Abbas Sayar okumalarına ve Yozgat sohbetlerine devam edeceğiz…
20.11.2010
20.11.2010
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
kani
28.11.2010 00:40:00şehrinin adını doğru düürüst bilmeyen yozgattan başkası varmadır acep..yozgat ölmüş ağlayanı yok..
kerem
21.11.2010 19:49:00Yazınız çok önemli..yozgatta yaşayan yüzlerce yozgatlı şehrinin adının nerden geldiğini tam bilemiyor,düşünülecek ve üzülecek birhusus bu..yazık,çok yazık...