“10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” münasebetiyle yayınlanan mesajları toplu olarak okuduğunuzda, Yozgat yerel gazetecilerine yüklenen misyonun çok büyük oranda “Yozgat’ın tanıtımına katkı sağlamak” olduğunu görüyorsunuz. Anlaşılıyor ki, Yozgat’ın mülkî amirlerinden siyasî parti temsilcilerine, üniversitesinden sivil toplum kuruluşlarına kadar bütün kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerin gözünde “yerel gazeteci”nin görevi, ağırlıklı olarak “yaptığı haberlerle Yozgat’ın tanıtımına katkı sağlamak”tan ibaret…
Amennâ… Geçimimizi “gazetecilik”ten sağlıyor olalım ya da olmayalım, eli kalem tutan Yozgatlılar olarak, “Yozgat’ın tanıtımına katkı sağlamak”tan gocunacak değiliz. Bunu yapmak için resmî görevlendirmeye de ihtiyacımız olmadığı gibi, kendi rızamızla ve gönül hoşluğu ile bunu yapıyoruz zaten.
Amma ve lâkin madalyonun bir de diğer tarafı var.
Bizler, tanıtım yapmaktan öte hiçbir meslekî alanda işe yaramayan cahil, sefil ve etkisiz “yerel gazeteciler” olarak, doğup büyüdüğümüz bu güzide şehrin tanıtımını yapalım yapmasına da, nesini, neresini, hangi malzemelerle tanıtalım?
“Bu şehirde tanıtımı yapılmaya değer hiçbir şey yok” demek istemiyorum. Tam tersine ben, Yozgat’ta zannedildiğinden çok daha fazla kültür varlığı olduğuna samimiyetle inananlardanım. İfade etmek istediğim husus şu:
Yozgat’ın Saygıdeğer Mülkî Amirleri,
Uzaya Türk uydusu gönderdiğimiz 2013 yılı itibariyle, elinizde / elimizde Yozgat’ın kültürünü; kültür varlıklarını, folklorik zenginliğini, tarihî ve turistik alan ve mekânlarını gösteren, profesyonelce hazırlanmış ve yüksek kalitede basılmış bir “Turistik Şehir Rehberi” var mı?
17 Şubat 2011’de, Sivas Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün verilerine dayanarak, “İşte Yozgat’taki kültür varlıklarının tam listesi” başlıklı bir haber yayınlamıştık. O uzun listedeki onlarca kültür varlığından kaç tanesinin, Yozgat’ı merak eden herkesin ulaşabileceği, dijital ortamda indirip internet ortamında paylaşabileceği yüksek kalitede fotoğrafı mevcuttur?
Yönetici ve çalışanlarının samimiyetle ve fedakârca çalıştıklarına inandığım Yozgat Müzesi’nde sergilenen o çok değerli tarihî eserleri toplu olarak tanıtan yüksek kalitede bir kitabınız, broşürünüz, kataloğunuz var mı?
Geçmiş yıllarda sınırlı imkânlarla düşük kalitede basılmış da olsalar, Yozgat’ın yerel yazarları tarafından hazırlanıp basılmış, Yozgat’ın kültürünü, kültür varlıklarını, tarihî ve mimarî eserlerini tanıtan kitaplar var. Bu kitapların tanıtılması, daha çok satılması ve yaygınlaştırılması, ya da düzeltilmiş yeni baskılarının yapılması konusunda bir teşebbüsünüz, bir çalışmanız oldu mu? Okurun bu kitaplara ulaşmasını kolaylaştırıcı bir çalışma yaptınız mı?
Hayli uzun bir zaman “vekâleten” yürütülen Yozgat İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün hatalarla, eksikliklerle dolu, bozuk ve eski metinlerden, olabildiğince kalitesiz fotoğraflardan oluşan, bir girenin bir daha girmek istemeyeceği web sitesini güncellemek gibi bir niyetiniz var mı?
Aynı şekilde, “Türkiye’nin ilk millî parkına sahip olan Yozgat”ta, İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’nün web sitesinin “Fotoğraf Galerisi” bölümünde yer alan “Kategori 1” kısmındaki “Fil Ailesi”, “Çekirge” ve “Tavşan” başlıkları altında 3 hayvan fotoğrafı ile “Kategori 2” kısmında yer alan “ice5”, “ice3” ve “ice1” başlıkları altında bir kâse dondurma ve iki pasta olmak üzere alâkasız 3 fotoğrafı kaldırıp, yerine Yozgat Çamlığı’nın, burada görülen hayvanların veya meselâ o güzelim Akdağmadeni Ormanları’nın, burada üretilen geyiklerin yüksek kaliteli fotoğraflarını yerleştirmeyi düşündünüz mü? “Video Galerisi” kısmında yer alan ve deniz kenarında dörtnala koşan atları, fok balıklarını, Amerikan savaş uçaklarının nasıl bomba yağdırdıklarını gösteren video görüntülerinin orada ne işe yaradıklarını siz anlayabildiniz mi?
Yozgat Belediye Başkanı Sayın Yusuf Başer, geçen sene Temmuz ayında yaptığı açıklamada; Yozgat’ın, Hattuşaş, Kapadokya gibi turistlerin yoğun olarak ziyaret ettiği yerlerin geçiş noktasında olduğunu belirterek, turistik seyahat organizasyonları yapan firmalarla görüşüp, gezi güzergâhlarına Yozgat’ın tarihî ve turistik yerlerini de dahil etmelerini isteyeceklerini söylemişti. O günden bu güne kadar bu konuda hangi çalışma yapılmıştır? Hangi kuruluşlarla görüşülmüş ve hangi sonuçlar alınmıştır?
Özellikle “Kerkenes Harabeleri” veya “Tavium Antik Kenti” gibi tarihî alanların, yerli turistten ziyade yabancı turistlere hitab eden bir boyutu olduğu göz önüne alınırsa, bu alanları tanıtan İngilizce web siteleriniz ya da İngilizce matbû yayınlarınız var mı?
Yozgat’taki kültür varlıklarına dair bütün resmî bilgilerin resmî kurumlarda olduğu ya da olması gerektiği düşünülürse, sizler bu verileri, sağlıklı ve sistemli bir şekilde yerel gazetecilerle hangi oranda paylaştınız? Elinde veri olmayan gazeteci, neyi nasıl tanıtacak?
Malûmunuz, artık turizm anlayışı değişti. Turizm, “deniz – kum – güneş” üçgenine hapsolmaktan kurtuldu. Şimdi kültür ve sağlık turizmi revaçta. Bu değişim, sadece belirli alanları değil; ilçelere, beldelere hatta köylere varana kadar, kendine mahsus kültürel özellikleri olan her yerleşim birimini değerli hâle getirebilen bir değişim. Bu değişim, Yozgat için de bir avantaj teşkil ediyor. Gelin görün ki, “Yozgat turizmi” deyince pek çok yetkilinin aklına hâlâ “şehir merkezi” ya da “ilçe merkezi” geliyor… İlçe belediyeleri konusuna zaten hiç girmeyelim; Allah rahmet eylesin…
Kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının, siyasî partilerin, bu partilerin kadın ve gençlik kollarının, üniversitemizin ve sair unsurların sahip oldukları imkânları değerlendirerek turizm alanında yapabilecekleri onlarca hizmet var. Hangi birini sayalım, hangi hataları, eksiklikleri, tuhaflıkları sıralayalım?
24 Ocak’ta İstanbul TÜYAP’ta düzenlenecek olan Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı (EMITT) başlıyor. Bu gün 15 Ocak ama henüz Yozgat’ın ilgili kurumları tarafından bu konuda yapılmış tek bir satırlık açıklama bile yok…
Yozgat basını, yaptığı haberlerle şehrin tanıtımına katkıda bulunmalıymış!.. Sizi duyan da, Yozgat yerel gazetecilerinin yazıp çizdiklerini dikkatle okuyorsunuz ve değerlendiriyorsunuz zanneder… Yazdıkları çok da umurunuzda sanki… Hiç kusura bakmayınız ama hiç de umurunuzda olmadığını, Yozgat Turizmi’nin yerlerde sürünmesinden anlıyoruz…
Bizler yine de umutla ve inatla yazmaya devam edeceğiz elbette…
15.01.2013
(sururozturk@gmail.com)
Amennâ… Geçimimizi “gazetecilik”ten sağlıyor olalım ya da olmayalım, eli kalem tutan Yozgatlılar olarak, “Yozgat’ın tanıtımına katkı sağlamak”tan gocunacak değiliz. Bunu yapmak için resmî görevlendirmeye de ihtiyacımız olmadığı gibi, kendi rızamızla ve gönül hoşluğu ile bunu yapıyoruz zaten.
Amma ve lâkin madalyonun bir de diğer tarafı var.
Bizler, tanıtım yapmaktan öte hiçbir meslekî alanda işe yaramayan cahil, sefil ve etkisiz “yerel gazeteciler” olarak, doğup büyüdüğümüz bu güzide şehrin tanıtımını yapalım yapmasına da, nesini, neresini, hangi malzemelerle tanıtalım?
“Bu şehirde tanıtımı yapılmaya değer hiçbir şey yok” demek istemiyorum. Tam tersine ben, Yozgat’ta zannedildiğinden çok daha fazla kültür varlığı olduğuna samimiyetle inananlardanım. İfade etmek istediğim husus şu:
Yozgat’ın Saygıdeğer Mülkî Amirleri,
Uzaya Türk uydusu gönderdiğimiz 2013 yılı itibariyle, elinizde / elimizde Yozgat’ın kültürünü; kültür varlıklarını, folklorik zenginliğini, tarihî ve turistik alan ve mekânlarını gösteren, profesyonelce hazırlanmış ve yüksek kalitede basılmış bir “Turistik Şehir Rehberi” var mı?
17 Şubat 2011’de, Sivas Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün verilerine dayanarak, “İşte Yozgat’taki kültür varlıklarının tam listesi” başlıklı bir haber yayınlamıştık. O uzun listedeki onlarca kültür varlığından kaç tanesinin, Yozgat’ı merak eden herkesin ulaşabileceği, dijital ortamda indirip internet ortamında paylaşabileceği yüksek kalitede fotoğrafı mevcuttur?
Yönetici ve çalışanlarının samimiyetle ve fedakârca çalıştıklarına inandığım Yozgat Müzesi’nde sergilenen o çok değerli tarihî eserleri toplu olarak tanıtan yüksek kalitede bir kitabınız, broşürünüz, kataloğunuz var mı?
Geçmiş yıllarda sınırlı imkânlarla düşük kalitede basılmış da olsalar, Yozgat’ın yerel yazarları tarafından hazırlanıp basılmış, Yozgat’ın kültürünü, kültür varlıklarını, tarihî ve mimarî eserlerini tanıtan kitaplar var. Bu kitapların tanıtılması, daha çok satılması ve yaygınlaştırılması, ya da düzeltilmiş yeni baskılarının yapılması konusunda bir teşebbüsünüz, bir çalışmanız oldu mu? Okurun bu kitaplara ulaşmasını kolaylaştırıcı bir çalışma yaptınız mı?
Hayli uzun bir zaman “vekâleten” yürütülen Yozgat İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün hatalarla, eksikliklerle dolu, bozuk ve eski metinlerden, olabildiğince kalitesiz fotoğraflardan oluşan, bir girenin bir daha girmek istemeyeceği web sitesini güncellemek gibi bir niyetiniz var mı?
Aynı şekilde, “Türkiye’nin ilk millî parkına sahip olan Yozgat”ta, İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’nün web sitesinin “Fotoğraf Galerisi” bölümünde yer alan “Kategori 1” kısmındaki “Fil Ailesi”, “Çekirge” ve “Tavşan” başlıkları altında 3 hayvan fotoğrafı ile “Kategori 2” kısmında yer alan “ice5”, “ice3” ve “ice1” başlıkları altında bir kâse dondurma ve iki pasta olmak üzere alâkasız 3 fotoğrafı kaldırıp, yerine Yozgat Çamlığı’nın, burada görülen hayvanların veya meselâ o güzelim Akdağmadeni Ormanları’nın, burada üretilen geyiklerin yüksek kaliteli fotoğraflarını yerleştirmeyi düşündünüz mü? “Video Galerisi” kısmında yer alan ve deniz kenarında dörtnala koşan atları, fok balıklarını, Amerikan savaş uçaklarının nasıl bomba yağdırdıklarını gösteren video görüntülerinin orada ne işe yaradıklarını siz anlayabildiniz mi?
Yozgat Belediye Başkanı Sayın Yusuf Başer, geçen sene Temmuz ayında yaptığı açıklamada; Yozgat’ın, Hattuşaş, Kapadokya gibi turistlerin yoğun olarak ziyaret ettiği yerlerin geçiş noktasında olduğunu belirterek, turistik seyahat organizasyonları yapan firmalarla görüşüp, gezi güzergâhlarına Yozgat’ın tarihî ve turistik yerlerini de dahil etmelerini isteyeceklerini söylemişti. O günden bu güne kadar bu konuda hangi çalışma yapılmıştır? Hangi kuruluşlarla görüşülmüş ve hangi sonuçlar alınmıştır?
Özellikle “Kerkenes Harabeleri” veya “Tavium Antik Kenti” gibi tarihî alanların, yerli turistten ziyade yabancı turistlere hitab eden bir boyutu olduğu göz önüne alınırsa, bu alanları tanıtan İngilizce web siteleriniz ya da İngilizce matbû yayınlarınız var mı?
Yozgat’taki kültür varlıklarına dair bütün resmî bilgilerin resmî kurumlarda olduğu ya da olması gerektiği düşünülürse, sizler bu verileri, sağlıklı ve sistemli bir şekilde yerel gazetecilerle hangi oranda paylaştınız? Elinde veri olmayan gazeteci, neyi nasıl tanıtacak?
Malûmunuz, artık turizm anlayışı değişti. Turizm, “deniz – kum – güneş” üçgenine hapsolmaktan kurtuldu. Şimdi kültür ve sağlık turizmi revaçta. Bu değişim, sadece belirli alanları değil; ilçelere, beldelere hatta köylere varana kadar, kendine mahsus kültürel özellikleri olan her yerleşim birimini değerli hâle getirebilen bir değişim. Bu değişim, Yozgat için de bir avantaj teşkil ediyor. Gelin görün ki, “Yozgat turizmi” deyince pek çok yetkilinin aklına hâlâ “şehir merkezi” ya da “ilçe merkezi” geliyor… İlçe belediyeleri konusuna zaten hiç girmeyelim; Allah rahmet eylesin…
Kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının, siyasî partilerin, bu partilerin kadın ve gençlik kollarının, üniversitemizin ve sair unsurların sahip oldukları imkânları değerlendirerek turizm alanında yapabilecekleri onlarca hizmet var. Hangi birini sayalım, hangi hataları, eksiklikleri, tuhaflıkları sıralayalım?
24 Ocak’ta İstanbul TÜYAP’ta düzenlenecek olan Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı (EMITT) başlıyor. Bu gün 15 Ocak ama henüz Yozgat’ın ilgili kurumları tarafından bu konuda yapılmış tek bir satırlık açıklama bile yok…
Yozgat basını, yaptığı haberlerle şehrin tanıtımına katkıda bulunmalıymış!.. Sizi duyan da, Yozgat yerel gazetecilerinin yazıp çizdiklerini dikkatle okuyorsunuz ve değerlendiriyorsunuz zanneder… Yazdıkları çok da umurunuzda sanki… Hiç kusura bakmayınız ama hiç de umurunuzda olmadığını, Yozgat Turizmi’nin yerlerde sürünmesinden anlıyoruz…
Bizler yine de umutla ve inatla yazmaya devam edeceğiz elbette…
15.01.2013
(sururozturk@gmail.com)
15.01.2013
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
Suzan
22.01.2013 00:13:00Sayın Suriri Bey;Yazınızın ana fikrini ve anlatmak istediklerinizi anlayarak aşağıdaki yorumu yapmışımdır.Anlatmak istediğinizi siz yazınızda etraflıca zaten anlatmışsınız.Sayın yetkililer okuma ahmetinde bulunurlarsa kendi paylarına düşeni alacaklar elbetteki.
Basının görevi tanıtım ve kalkınma için yatırım yapmak değil ki bu konuda basından beklentiye girilsin."Yozgat Gazetesi"ni Yozgat'lı okuyor.Yozgat halkınada reklam yapacak değilsiniz.Ancak, bir şehirde alt yapı hazırlanır, sonra tanıtım konusunda bazı sanat dallarından faydalanılır.Yozgat'a yolu düşen insan, rahat yürüyecek yol,dinlenecek mekan,çayını kahvesini yudumlarken etrafında gözünü dolduracak manzara,huzurlu bir ortam ister.Her şeyden önce Yozgat'ın halkı tavır ve davranışlarını değiştirmeli. Üniversite Yozga'a geleli yıllar oldu.Halâ bir kadın tek başına bir parkta oturup rahatça çay içemiyor. Tüm gözler üzerine çevriliyor. Hatta sinsi sinsi takip ediliyor.Kimin nesi, neden gelmiş, tekbaşına parkda- bahcede ne işi var?İnsanlar bakışlarında bu soruları direk yansıtıyorlar. Rahat ve ferah bir ortamın hangisi Yozgat'ta var.öncelikle bunları hazırlamak gerekir.Konu illada isim duyurmak ise günümüz örnekleri ve en etkili yöntemlerini dilim döndüğünce belki haddim olmayarak anlatmaya çalıştım.
Saygılar...
SUZAN
20.01.2013 01:00:00Sayın Sururi bey; elbetteki bir yerin tanıtımı için basın,yayın çok önemli.Ancak, günümüzde medya daha etkin.Sanal alemin etkisi medyadan sonra geliyor.Medya yardımıyla tanışıldıktan sonra sanal dan yani bilgisayardan araştırma yapılıyor.Sizide belirttiğiniz gibi Ülkemiz insanlarında okuma alışkanlığı yok ama seyretme alışkanlığı çok.Bu bakımdan bir yerin, bir şeyin tanıtımı için kısa yada uzun metrajlı filim, dizi yapılarak, içinde bir kaç kez adı yada görüntüsü geçdiği zaman her çabadan daha etkili oluyor Düşüncesindeyim."asmalı konak" dizisi sayesinde yöreye turist akını olmuştur.Hatta gezme imkanı olmayan insanlar bölge hakkında bilgi edinme zorunluluğuna bilinç altından yönelmişlerdir."Fatma Gülün Suçu ne?"dizisinden sonra İzmirde ikamet den aynı mekanın insanları;zaman zaman kim bilir kaç kez aynı mekana uğradıkları halde sıradan bir yer olarak gördükleri alakadar olmadıkları Çeşme'nin Ildır kasabası, dizi esnasında ve sonrasında insan akınına uğramıştır.Dışardan gelen turistler bu akına kendilerini ister istemez kaptırmışlardır.Bu sayede kaç otel inşa etmek zorunda kalınmıştır.Bu insanların görmek için gittikleri, bayram tatillerini, cumartesi-pazarlarını hatta misafir ağırlamak için her fırsatta ziyaret ettikleri mekanda sadece bir kaç zeytin ağacı ve dizi konusu"Mustafa'nın" hem yapıp, hem yaktığı dizi çekiminden kalan yarı yanık ev(dört sıra tuğla) enkazı.İnsanlar öylesine inceleyerek geziyor ki,nerdeyse bastıkları toprakları altın diye cüzdanlarında taşıyacaklar. Çalısına-dalına çabut bağlayacaklar.2013 yaz sezonunda Çeşme'den daha çok turist çeken yer Ildır olmuştur.Yozgat'ın kendi kültürünü yansıtan,kendi acılarını, kendi sancılarını,kendi umutlarını anlatan,kendi ışığını parlatan bir film yapıtına ihtiyaçı vardır.Abbas Sayar, Neşet Ertaş, Ahmet Efendi,Çapanoğulları bu dizinin konu kaynağı olamazlar mı? Elbetteki bu topraklardan nice değerli, hayatı dolu dolu yaşayan insanlar gelip geçmiştir.Yaşamları kaleme alınıp, ekranlara taşınmalıdır.Artık insanlar tecavüz sahnelerinden,aldatma figürlerinden Yozgat değimiyle "Tokmaladı". Toplumu rahatlatmak için maden suyuna ihtiyaç var.Bu maden suyu Yozgatımızda yeteri kadar var.İkramı edile ki, ikram göre...Çağımız insanın nabzına göre şerbet verile.Güçlü kalemler söze gele,sözler görüntüye döküle.İlgiyle okuduğumuz Köşe yazarımız sayın Çapanoğlu'nun değerli kalemi ve sosyal çevresi Yozgat için çok büyük işler başarmaya muktadir sanıyorum.
Saygılar Selamlar
SAYHA
18.01.2013 19:14:00"ŞEHİRİ ŞEHİR YAPAN İÇİNDEKİ İNSANDIR" DEMİŞ SAYIN BAŞBAKAN.ÇOK YERİNDE BİR SÖZ SÖYLEMİŞ.YOZGATLI YOZGATINA ASLA SAHİP ÇIKMADI ÇIKMAMAKTADA ISRAR EDİYOR.ELİNDEKİ DEĞERLERİN DEĞERİNİ BİLMİYOR.BİLMİŞ OLSAYDI, ONCA İNSANA EKMEK KAPISI OLAN FABRİKAYI YIKTIRIP YERİNE BİNA YAPTIRMAZLARDI.MALZEME EĞRİ İSE DÜZELTME YOLLARI ARANMALI.ELİNDEKİ OKLAVA EĞRİ DİYE OKLAVAYI YAKIP, HAMURU ATIP AÇ KALMAYI TERCİH ETMİŞTİR YOZGAT HALKI.ÇALIŞIP VAR ETMEK YERİNE TURİZM BEKLENTİSİNE GİRİLDİ.ŞEHRE GELEN TURİSTİ ORTAMA ULAŞTIRACAK YOLU YOK,İSTEKLERİNİ ANLATACAK BİR ALLAHIN KULU YOK.YOZGATLI KENDİ MEMLEKETİNE ÖZLEM GİDERMEK İÇİN GİTTİĞİ ZAMAN BİLE İKİ GÜNDE SIKILIYOR.TURİST KAÇ GÜN KALIR BU ŞEHİRDE.
SURURİ BEY ÇOK YERİNDE TENKİTLERDE BULUNMUŞSUNUZ.UMULAKİ BELEDİYE BAŞKANI VE DİĞER YETKİLİLER AZ ÇOK OKUMA VEYA MERAK ETME DUYGULARINDAN TAMAMEN YOKSUN KALMADILARSA SÖZLERİNİZİ DİKKATE ALIRLAR İNŞALLAH.
KALEMİNİZ VAROLSUN.