Yozgatın kurucu ailesi olan Çapanoğlu ailesinin son temsilcilerinden, Yozgatın yetiştirdiği değerli bilim adamlarından, sanat tarihçisi Prof. Dr. Hakkı Acunun 15 Ekim 1950de Yozgatta başlayan hayatı, 12 Ağustos 2018de yine Yozgatta son buldu.
Eğer farklılığınız varsa bir yeriniz var düşüncesini taşıyan Acun, ömrünü Türkiyenin, Türk insanının ve bu toprakların medeniyetinin farklılığını, zenginliğini, güzelliğini araştırmak ve ortaya koymaya vakfetmişti. 2017 yılında TRT 1de yayınlanan Pelin Çiftle Gündem Ötesi programında, bu konuda şunları söylemişti:
İletişim araçlarının gelişmesiyle birlikte insanlar, artık en uzak noktada en yakın yerleri hemen neler olduğunu öğrenebiliyor; ama her şeyi değil, ilginç olan şeyleri öğreniyor. Biliyorsunuz, bu ilginç olan şeylerin başında da farklılıklarımız gelir. Farklılıklar ilgi çeker. İlgi, bilgiyi doğurur. Bilgi ise paylaşılmak istenir. Paylaşılan bilgi, gelir düzeyimizi artırır ve dünyadaki yerimizi belirler. Peki farklılığımız nedir? diye sorulacak olursa; yememiz, içmemiz, yatıp kalkmamız, ürettiğimiz eserlerimiz, dinimiz, dilimiz, edebiyatımız, musikimiz Yani, ürettiğimiz her şey. Yaşam biçimimiz, farklılığımız. Bir Japon atasözü vardır, der ki farklılıkları vurgulamak için; Başkalarını taklit etmektense, kendimi tekrar ederim der. Neden? Farklılığını korumak ister. Eğer farklılığınız varsa bir yeriniz var. İnsanlar da öyledir. Farklıysa fark ediliyor, farksızsa yok oluyor. Kültürler de öyle.
Hakkı Acun, Kurân-ı Kerîmin Hucurât Suresinin 13üncü ayet-i kerîmesinde Allahın Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık. Tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık diye buyurduğunu hatırlatarak, Bizim dinimiz de farklılığımızı vurgular. demişti Farklılıklar, insanları geliştirir; ama fazla etki olursa yok eder diyerek de birlik ve beraberliğin önemine işaret etmişti.
Pek çok alanda yayınladığı çok sayıda kitabın ve makalenin yanı sıra, Bozok Sancağı ve Yozgat Tarihi (Yozgat İli Türk Mimarisi) ile Tüm Yönleri ile Çapanoğulları ve Eserleri isimli kitapları ile Yozgatın tarihine, mimarîsine ve kültürüne ışık tutmuştu. Şüphesiz, Anadolu Saat Kuleleri, Osmanlı İmparatorluğu Saat Kuleleri ve Türk Kültüründe Taşlar isimli kitaplarında da Yozgata dair bilgiler sunmuştu.
Çapanoğlu Büyük Caminin restorasyonu, 2009 yılında onun başkanlığında gerçekleştirilmişti. Yozgat Bozok Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesinin kütüphanesine yaptığı bağıştan dolayı, Fakülte kütüphanesine Hakkı Acun Kütüphanesi ismi verilmişti.
Geçmişte bazı Belediye Başkanlarının İmar faaliyeti yapacağız diye tarihî Tol Çarşının yok olmasına sebep olduklarını üzüntüyle anlatır, Tol Çarşının bir proje ile yeniden eski hâline getirilip, şehrin dokusunun korunmasının mümkün olabileceğini söylerdi
Binek taşından dinlenme taşına, sadaka taşından yitik taşına, yemek taşından misafir taşına, ezan taşından seccade taşına ve mezar taşına kadar, kültürümüzün farklı boyutlarını taşıyan taşlar hakkında bilgiler verir, o taşların kaldırılıp yok edilmesinin, aslında bir kültürün yok edilmesi demek olduğunu ifade ederdi. İnsanlara iyilik için yapılan bunca taşın muhafaza edilmesi gerektiğini ifade ederken, İslâm inancında yol ortasında karşılaşılan ve insanlara zarar verebilecek olan taşların yoldan uzaklaştırılması tavsiyesini de hatırlatırdı. Bu konuda Yozgattan bir örnek vererek, şöyle söylemişti:
Ben, Anadolunun dört bir tarafında okudum. Bir memur çocuğuydum. Bizim mahallenin bir delisi vardı zamanında, Yozgatta. Yoldaki, insanları rahatsız eden taşları dışarı atardı. Böyle kenara atardı ve hayret ederdim ona, Bu ne yapıyor? diye. Bunun bir hadis-i şerif olduğunu ve delinin bile bu hadis-i şeriften haberdar olduğunu, o kültürden haberdar olduğunu bu şekilde öğreniyorum.
Prof. Acun, geleneklerin ancak inançla birlikte yaşatılabileceğini belirtir, inanç ayağı kırılan geleneklerin, bir bacağı eksik olan bir masa gibi, ayakta kalamayacağını söylerdi
Kâbedeki Hacerül Esved taşının bazı parçalarının Türkiyede olduğunu da halkın bilgisine sunmuştu. Bunlardan birisinin, Kanunî Sultan Süleymanın Mimar Sinan tarafından yapılan türbesinin girişinin üzerindeki pencerelerden birinin üzerinde; diğerlerinin İstanbul Kadırgadaki yine Mimar Sinanın eseri olan Sokullu Mehmed Paşa Camisinin giriş kapısının üzerinde, mihrabının alınlığında ve minberinde; bir diğerinin de Edirne Eski Caminin mihrabının hemen yanında kitabesiyle birlikte bulunduğunu, pek çok kişi ilk kez ondan duymuştu.
Prof. Dr. Hakkı Acun, İtalya, İspanya, Hollanda, Yugoslavya (Sırbistan), Bosna-Hersek, Makedonya, Hırvatistan, Kosova, Arnavutluk, Bulgaristan, Yunanistan, Macaristan, Romanya, Azerbaycan, Nahcivan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Çin, Moğolistan, Ürdün ve Suriye de araştırmalar yapmış, uluslararası kongrelere katıldı.
Kamu kurumlarından ve değişik kuruluşlardan 100 ün üzerinde teşekkür belgesi ve plaket aldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığının açmış olduğu Profesyonel Turist Rehberliği kurslarında öğretim elemanı olarak 2 binin üzerinde öğrenciye ders verdi. Türkiye rehberlerine yaptığı katkıdan dolayı, Ankara Rehberler Birliği tarafından ödüllendirildi.
Çeşitli dergilerde yayın kurulu üyesi olarak yer aldı. 6 belgesel dizinin danışmanlığını veya metin yazarlığını yaptı. 6 yıl Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu asıl üyeliğinde bulundu. Bazı arkeolojik kazıların başkanlığını yaptı, bazı kazı ve restorasyon çalışmalarında proje üyeliğinde bulundu. Kültür ve Turizm Bakanlığı 2005 Yılı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü Değerlendirme Komisyonunda üye olarak yer aldı.
Pek çok yüksek lisans ve doktora tezini yönetti. Çeşitli ansiklopedilere maddeler yazdı.
Uluslararası Süleyman Birina Ödülü, Balkanlar Türk Kültürü Büyük Hizmet Ödülü, Ankara Rehberler Birliği Katkı Ödülü ve Yozgat ve Çevresi Araştırma ve İnceleme Ödülüne lâyık görüldü.
Turkish Studies dergisinin Aralık 2014 sayısı, Türk-İslâm Sanatı ve özellikle
Osmanlı sanatı çalışmaları başta olmak üzere Sanat Tarihi bilimine önemli eserler kazandıran Prof. Dr. Hakkı Acun armağanı olarak yayımlandı.
Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji - Sanat Tarihi Bölümü Başkanlığından emekliye ayrılmış olan Acun, emekliliğinden sonra da çalışmalarına devam ediyordu.
Prof. Dr. Hakkı Acunun vefatı, Yozgat için büyük bir kayıp oldu. Kendisine Allahtan rahmet, ailesine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum
20.08.2018
Eğer farklılığınız varsa bir yeriniz var düşüncesini taşıyan Acun, ömrünü Türkiyenin, Türk insanının ve bu toprakların medeniyetinin farklılığını, zenginliğini, güzelliğini araştırmak ve ortaya koymaya vakfetmişti. 2017 yılında TRT 1de yayınlanan Pelin Çiftle Gündem Ötesi programında, bu konuda şunları söylemişti:
İletişim araçlarının gelişmesiyle birlikte insanlar, artık en uzak noktada en yakın yerleri hemen neler olduğunu öğrenebiliyor; ama her şeyi değil, ilginç olan şeyleri öğreniyor. Biliyorsunuz, bu ilginç olan şeylerin başında da farklılıklarımız gelir. Farklılıklar ilgi çeker. İlgi, bilgiyi doğurur. Bilgi ise paylaşılmak istenir. Paylaşılan bilgi, gelir düzeyimizi artırır ve dünyadaki yerimizi belirler. Peki farklılığımız nedir? diye sorulacak olursa; yememiz, içmemiz, yatıp kalkmamız, ürettiğimiz eserlerimiz, dinimiz, dilimiz, edebiyatımız, musikimiz Yani, ürettiğimiz her şey. Yaşam biçimimiz, farklılığımız. Bir Japon atasözü vardır, der ki farklılıkları vurgulamak için; Başkalarını taklit etmektense, kendimi tekrar ederim der. Neden? Farklılığını korumak ister. Eğer farklılığınız varsa bir yeriniz var. İnsanlar da öyledir. Farklıysa fark ediliyor, farksızsa yok oluyor. Kültürler de öyle.
Hakkı Acun, Kurân-ı Kerîmin Hucurât Suresinin 13üncü ayet-i kerîmesinde Allahın Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık. Tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık diye buyurduğunu hatırlatarak, Bizim dinimiz de farklılığımızı vurgular. demişti Farklılıklar, insanları geliştirir; ama fazla etki olursa yok eder diyerek de birlik ve beraberliğin önemine işaret etmişti.
Pek çok alanda yayınladığı çok sayıda kitabın ve makalenin yanı sıra, Bozok Sancağı ve Yozgat Tarihi (Yozgat İli Türk Mimarisi) ile Tüm Yönleri ile Çapanoğulları ve Eserleri isimli kitapları ile Yozgatın tarihine, mimarîsine ve kültürüne ışık tutmuştu. Şüphesiz, Anadolu Saat Kuleleri, Osmanlı İmparatorluğu Saat Kuleleri ve Türk Kültüründe Taşlar isimli kitaplarında da Yozgata dair bilgiler sunmuştu.
Çapanoğlu Büyük Caminin restorasyonu, 2009 yılında onun başkanlığında gerçekleştirilmişti. Yozgat Bozok Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesinin kütüphanesine yaptığı bağıştan dolayı, Fakülte kütüphanesine Hakkı Acun Kütüphanesi ismi verilmişti.
Geçmişte bazı Belediye Başkanlarının İmar faaliyeti yapacağız diye tarihî Tol Çarşının yok olmasına sebep olduklarını üzüntüyle anlatır, Tol Çarşının bir proje ile yeniden eski hâline getirilip, şehrin dokusunun korunmasının mümkün olabileceğini söylerdi
Binek taşından dinlenme taşına, sadaka taşından yitik taşına, yemek taşından misafir taşına, ezan taşından seccade taşına ve mezar taşına kadar, kültürümüzün farklı boyutlarını taşıyan taşlar hakkında bilgiler verir, o taşların kaldırılıp yok edilmesinin, aslında bir kültürün yok edilmesi demek olduğunu ifade ederdi. İnsanlara iyilik için yapılan bunca taşın muhafaza edilmesi gerektiğini ifade ederken, İslâm inancında yol ortasında karşılaşılan ve insanlara zarar verebilecek olan taşların yoldan uzaklaştırılması tavsiyesini de hatırlatırdı. Bu konuda Yozgattan bir örnek vererek, şöyle söylemişti:
Ben, Anadolunun dört bir tarafında okudum. Bir memur çocuğuydum. Bizim mahallenin bir delisi vardı zamanında, Yozgatta. Yoldaki, insanları rahatsız eden taşları dışarı atardı. Böyle kenara atardı ve hayret ederdim ona, Bu ne yapıyor? diye. Bunun bir hadis-i şerif olduğunu ve delinin bile bu hadis-i şeriften haberdar olduğunu, o kültürden haberdar olduğunu bu şekilde öğreniyorum.
Prof. Acun, geleneklerin ancak inançla birlikte yaşatılabileceğini belirtir, inanç ayağı kırılan geleneklerin, bir bacağı eksik olan bir masa gibi, ayakta kalamayacağını söylerdi
Kâbedeki Hacerül Esved taşının bazı parçalarının Türkiyede olduğunu da halkın bilgisine sunmuştu. Bunlardan birisinin, Kanunî Sultan Süleymanın Mimar Sinan tarafından yapılan türbesinin girişinin üzerindeki pencerelerden birinin üzerinde; diğerlerinin İstanbul Kadırgadaki yine Mimar Sinanın eseri olan Sokullu Mehmed Paşa Camisinin giriş kapısının üzerinde, mihrabının alınlığında ve minberinde; bir diğerinin de Edirne Eski Caminin mihrabının hemen yanında kitabesiyle birlikte bulunduğunu, pek çok kişi ilk kez ondan duymuştu.
Prof. Dr. Hakkı Acun, İtalya, İspanya, Hollanda, Yugoslavya (Sırbistan), Bosna-Hersek, Makedonya, Hırvatistan, Kosova, Arnavutluk, Bulgaristan, Yunanistan, Macaristan, Romanya, Azerbaycan, Nahcivan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Çin, Moğolistan, Ürdün ve Suriye de araştırmalar yapmış, uluslararası kongrelere katıldı.
Kamu kurumlarından ve değişik kuruluşlardan 100 ün üzerinde teşekkür belgesi ve plaket aldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığının açmış olduğu Profesyonel Turist Rehberliği kurslarında öğretim elemanı olarak 2 binin üzerinde öğrenciye ders verdi. Türkiye rehberlerine yaptığı katkıdan dolayı, Ankara Rehberler Birliği tarafından ödüllendirildi.
Çeşitli dergilerde yayın kurulu üyesi olarak yer aldı. 6 belgesel dizinin danışmanlığını veya metin yazarlığını yaptı. 6 yıl Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu asıl üyeliğinde bulundu. Bazı arkeolojik kazıların başkanlığını yaptı, bazı kazı ve restorasyon çalışmalarında proje üyeliğinde bulundu. Kültür ve Turizm Bakanlığı 2005 Yılı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü Değerlendirme Komisyonunda üye olarak yer aldı.
Pek çok yüksek lisans ve doktora tezini yönetti. Çeşitli ansiklopedilere maddeler yazdı.
Uluslararası Süleyman Birina Ödülü, Balkanlar Türk Kültürü Büyük Hizmet Ödülü, Ankara Rehberler Birliği Katkı Ödülü ve Yozgat ve Çevresi Araştırma ve İnceleme Ödülüne lâyık görüldü.
Turkish Studies dergisinin Aralık 2014 sayısı, Türk-İslâm Sanatı ve özellikle
Osmanlı sanatı çalışmaları başta olmak üzere Sanat Tarihi bilimine önemli eserler kazandıran Prof. Dr. Hakkı Acun armağanı olarak yayımlandı.
Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji - Sanat Tarihi Bölümü Başkanlığından emekliye ayrılmış olan Acun, emekliliğinden sonra da çalışmalarına devam ediyordu.
Prof. Dr. Hakkı Acunun vefatı, Yozgat için büyük bir kayıp oldu. Kendisine Allahtan rahmet, ailesine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum
20.08.2018
20.08.2018
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
Ahmet ACUN
18.11.2023 11:24:47Mekanı cennet olsun inşallah.