Yozgat yerel basını, halkın siyasetçilerden beklediği yatırım müjdelerini alamadığı gerekçesiyle umutsuz ve karamsar bir tablo çiziyor. Bu eğilimde, referandum ihtimali ile birlikte yakın bir gelecekte ard arda 4 kere seçime gidilecek olmasından hareketle öne çıkmaya başlayan siyasî stratejilerin de etkisi olduğu göz ardı edilemez; ama konumuz bu değil…
Bana göre Yozgat, iyi değerlendirilmesi hâlinde fevkalade olumlu bir sürece zorlanıyor. Bu süreç, Yozgat’ın çözüm süreci… Gazeteci arkadaşlarımın gözden kaçırdıkları çok önemli bir husus var; o da, son günlerde bütün parmakların, Yozgat’ın STK’larını, yani sivil toplum kuruluşlarını işaret ediyor olması. Eğer Yozgat kamuoyu, bu süreci iyi yönetebilir ve işaret fişeği atılmış olan ‘STK süreci’ni işletebilirse, sürekli siyasetçilerden müjde bekleyip her seferinde de hayal kırıklığı yaşadığı bir dönemi kapatıp, kendi dinamikleriyle yeni başarılar elde edebileceği yeni bir dönemi başlatabilir.
Yozgat Valisi Sayın Abdülkadir Yazıcı, “Yozgat 2023 Kalkınma Çalıştayı”nda “Yozgat'ta yaşayan, Yozgat’ta rızkını kazanan, Yozgat içerisinde nefes alan insanların da Yozgat ile ilgili sözleri, düşünceleri ve fikirleri olmalıdır. Zamanımızda kurtarıcı dönemi bitmiştir. Bir toplumu, bir devleti, bir kişinin gelip tek başına kurtaracağı dönemler çok gerilerde kalmıştır. Artık bir yöreyi, o yörede yaşayan insanlar kurtaracaktır” dedi. Bu, açıktan ve yüksek sesle sivil toplumu işaret etmektir…
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, çalıştayın ikinci gününde, ‘Benim iyi bir projem var. Ben çok uğraştım, gerçekten iyi bir proje fikri geliştirdim fakat bir türlü para ve kaynak bulamıyorum’ cümlesinin artık bir geçerliliği kalmadığını belirterek, “Projeniz iyi bir projeyse mutlaka bir kaynak bulma imkânınız var. Yeter ki iyi bir proje geliştirin” dedi. Bu, açıktan ve yüksek sesle sivil toplumu işaret etmektir…
Bu gün Yozgat’a gelen Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı da, sivil toplum kuruluşlarının eğitimde yapabilecekleri doğrudan ya da dolaylı çok şey olduğunu söyledi. “Sivil toplum kuruluşları da işin bir ucundan tutmalı” diyerek, o da STK’ları işaret etti…
Son günlerde bütün parmaklar, Yozgat sivil toplum kuruluşlarını, STK’ları işaret ediyor; ama STK’lardan henüz tık yok…
En önemli STK’ların bazılarının başında hâlâ, yıllardır aynı koltukta oturan ve şikâyet etmekten başka hiçbir icraatta bulunmayan, buna rağmen hiç sorgulanmayan ‘sessiz adamlar’ oturuyorlar. Susuyorlar, çünkü nadiren ortaya çıkıp şikâyet etmekten başka çözüm üretmek adına söyleyecekleri sözleri yok.
Kendilerinin sorgulanmalarına engel olmak için de, halkın ‘milliyetçi’ duygularını çok iyi kullanıyorlar. “Şehit verdik” diyorlar, sanki şehitleri devlet yatırımlarının karşılığı olarak vermişiz gibi… “Vergi veriyoruz” diyorlar, sanki devlete vergi veren tek il Yozgat’mış gibi… “Yozgat, Güneydoğu illerinden daha yoksuldur” diyorlar, sanki bu yoksullukta kendilerinin hiç payı yokmuş gibi… “Yozgat sahipsiz” diyorlar, sanki kendileri çok sahip çıkmış gibi…
Fakat çember giderek daralıyor. Bütün parmaklar STK’ları işaret ediyor artık. “STK süreci”, onları proje üretmeye, sadece kendi koltuklarını değil memleketlerini de düşünmeye zorluyor…
Yerel basın, “Sahi siz neden hiç proje üretmiyorsunuz?” diye sormak ve STK’lardaki bu anormal duyarsızlığı, bu anormal ataleti sorgulamaya başlamak yerine, “Bak, gördün mü Ey Yozgatlılar, siyasetçiler sizi yine kandırdılar” diye yaygara koparmayı tercih ediyor. Böyle söyledikçe de alkışlanıyor.
Evet, Yozgat siyasetçilerinin başarılı siyasetçiler olduklarını iddia edemeyiz; ama şehrin asıl itici gücü olması gereken bu STK’ları sorgulamaya ne zaman başlayacağız?..
Sadece son birkaç gündür dile getirilen sözler değil, hep zararla kapanan geride kalan yıllar da gösteriyor ki, Yozgat’ın çözüm süreci, STK sürecidir. Bu süreci ilerletip ilerletmemek, işletip işletmemek, Yozgat kamuoyunun tercihi olacak… Bu şehir, ya kendi dinamiklerini harekete geçirecek ve her alanda bir seferberlik başlatarak gelişmeye, ilerlemeye, kalkınmaya başlayacak, ya da şehre gelen her siyasetçiden bir yatırım müjdesi bekleyip, her seferinde hayal kırıklığı yaşamaya devam edecek.
