Romanya’dan Yozgat’a gelen öğrenciler hakkında mahallî basında yer alan haberlere rastlamışsınızdır.
Bozok Üniversitesi ve Romanya Kuzey Baia Mare Üniversitesi’nin işbirliği ile yürütülen ve Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı tarafından sağlanan hibe ile gerçekleşen “Motifler Dile Geldi” projesi kapsamında, Romanyalı öğrenciler Yozgat’a geldiler.
Romanya’dan gelen üniversite öğrencilerine Bozok Üniversitesi Yozgat Meslek Yüksek Okulu Halıcılık Bölümü’nde Türk motifleri hakkında bilgi verilecek. Misafir öğrenciler ayrıca ebru, keçe, batik çalışmaları da yapacaklar ve yaptıkları eserlerden oluşan bir sergi açacaklar. (Sergiyi -bildiğim kadarıyla- kendi ülkelerinde açacaklar.)
Romanya’dan gelen öğrencilere sadece Yozgat’a mahsus, ya da Yozgat’ta kullanılan motifler mi öğretilecek, yoksa genel olarak öne çıkan Türk motifleri mi tanıtılacak, bilmiyorum. Bu motifler, sadece halılarda, kilimlerde kullanılan motiflerden mi seçilmiş, yoksa mimarî eserlerde kullanılan motifler de örnekler arasında yer alıyor mu, bunu da bilmiyorum. (Çünkü konuya dair haberler, ne yazık ki bilgi vermekten çok adeta asap bozmak için yazılmış gibi yetersiz…)
Ben, “Motifler Dile Geldi” projesi vesilesiyle, konunun başka bir cephesine, hazin tarafına dikkatinizi çekmek istiyorum.
Mahallî basında genellikle, Yozgat’ın iktisadî bakımdan geri kalmışlığı üzerinde durulur. Oysa Yozgat’ın geri kalmışlığı sadece iktisadî alanla sınırlı değildir. Yozgat’ın asıl öksüz, yetim bırakılmış olan tarafı, -pek çok Anadolu şehrinde olduğu gibi- kültürel tarafıdır.
“Motifler Dile Geldi” projesi vesilesiyle, merak edip Yozgat’ın halı ve kilim dokumacılığına dair küçük bir araştırma yaptığımda üzülerek gördüm ki, bu konuda kitaplığınızda bulundurabileceğiniz, kapsamlı bir kaynak teşkil edecek hiçbir çalışma yapılmamış.
Allah’tan, Prof. Dr. Bekir Deniz, Aksaray doğumlu bir sanat tarihçisi olarak, 1986 yılı Ağustos ayında Yozgat’ın 50 köyünde araştırmalar yapmış da, bu alan bütünüyle yetim ve öksüz kalmamış.
Bu araştırma da, Ege Üniversitesi Rektörlüğü Araştırma Projesi Fon Saymanlığı’nın maddî katkılarıyla yapılmış. Prof. Deniz’in bu araştırmaları hakkında yazdığı yazı, “Yöresel özellikleriyle Yozgat kilimleri” başlığıyla 1990 yılında Arkeoloji-Sanat Tarihi Dergisi’nin 5. sayısında yayınlanmış. Prof. Deniz, bu yazıyı, 26 Eylül-1 Ekim 1987 tarihinde Mısır’ın başkenti Kahire’de düzenlenen “8. Milletlerarası Türk Sanatı Kongresi”nde bildiri olarak sunduğunu da not etmiş.
1986 yılında bu çalışmayı yapmış olan Prof. Dr. Bekir Deniz, şimdi Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi.
***
“Romanyalı öğrenciler Yozgat motiflerini tanıyacak / tanıtacak” başlıklı haberleri görünce, kendi kendime ister istemez, “Şu Romanyalı öğrenciler ne kadar şanslı. Şu motifleri keşke biz de tanıyabilsek” diye geçirdim içimden.
Keşke, Bozok Üniversitesi Yozgat Meslek Yüksek Okulu Halıcılık Bölümü, bu konuda yaptığı çalışmalardan Yozgat kamuoyunu haberdar etse. Yayınlanmış ya da yayına hazırlanan eserleri varsa, bunları açıklasa, hepimiz istifade etsek. Zaman zaman sergiler düzenlese… Hepsinden önemlisi, Halıcılık Bölümü’ne özel bir web sitesi kursa, bütün çalışmalarını zengin fotoğraflar eşliğinde ilim, kültür ve sanat çevrelerinin ilgisine sunsa…
Bozok Üniversitesi, bu alanda ciddi çalışmalar yapsa… Yapıyorsa, bizleri de bilgilendirse…
Yozgat’ta dokumacılığın geçmişte ve günümüzde hangi boyutlarda olduğunu bizler de öğrensek. Yozgat’ta dokumacılığın yeniden nasıl canlandırabileceği konusunu hep beraber müzakere etsek… Dokumacılığı canlandıramıyorsak, hiç olmazsa bu konudaki kültürel / folklorik mirasımızı nasıl muhafaza edebileceğimiz üzerine kafa yorsak…
Diğer taraftan, eğer gerçekten “Yozgat Kültür ve Turizm Müdürlüğü” diye bir müdürlük varsa, bu müdürlük de bu tür konulara biraz olsun ilgi gösterse…
İnsanlarımıza sahip çıkamadık, bari halılarımıza, kilimlerimize, folklorik ürünlerimize sahip çıkalım. Ama “İnsanına sahip çıkmayan, halısına-kilimine sahip çıkar mı?” diye sorarsanız, yutkunur ve size cevap veremem…
Prof. Dr. Bekir Deniz, sözünü ettiğim yazısında, “Tarihi ilk çağlara kadar uzanan şehir, tarihî eserlerinin yanı sıra halı, kilim vb. el sanatı eserleriyle de ünlüdür” diyor. Bu alanda ünlü olduğumuz doğruysa, “ünlü” olduğumuz bir alanı nasıl bu kadar ilgisiz bırakabilmişiz, hayret!..
Şunu da belirtmeliyim ki, Bozok Üniversitesi Yozgat Meslek Yüksek Okulu Halıcılık Bölümü’nün çalışmalarının yanı sıra, Yozgat Halk Eğitim Merkezi’nin de bu konuda önemli çalışmalar yaptığını biliyorum. Ben, bu konudaki bilimsel çalışmalar, basılı yayınlar ve çalışmaların kamuoyuna aktarılması hususundaki büyük boşluğa dikkat çekmek istiyorum.
Bozok Üniversitesi Yozgat Meslek Yüksek Okulu Halıcılık Bölümü yöneticilerine, akademik personeline ve bu konuyla ilgilenen herkese sayfalarımız ardına kadar açık… Sizler yazsanız, yazsanız, yazsanız ve bizler de okusak, okusak, okusak…
29.09.2011
Bozok Üniversitesi ve Romanya Kuzey Baia Mare Üniversitesi’nin işbirliği ile yürütülen ve Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı tarafından sağlanan hibe ile gerçekleşen “Motifler Dile Geldi” projesi kapsamında, Romanyalı öğrenciler Yozgat’a geldiler.
Romanya’dan gelen üniversite öğrencilerine Bozok Üniversitesi Yozgat Meslek Yüksek Okulu Halıcılık Bölümü’nde Türk motifleri hakkında bilgi verilecek. Misafir öğrenciler ayrıca ebru, keçe, batik çalışmaları da yapacaklar ve yaptıkları eserlerden oluşan bir sergi açacaklar. (Sergiyi -bildiğim kadarıyla- kendi ülkelerinde açacaklar.)
Romanya’dan gelen öğrencilere sadece Yozgat’a mahsus, ya da Yozgat’ta kullanılan motifler mi öğretilecek, yoksa genel olarak öne çıkan Türk motifleri mi tanıtılacak, bilmiyorum. Bu motifler, sadece halılarda, kilimlerde kullanılan motiflerden mi seçilmiş, yoksa mimarî eserlerde kullanılan motifler de örnekler arasında yer alıyor mu, bunu da bilmiyorum. (Çünkü konuya dair haberler, ne yazık ki bilgi vermekten çok adeta asap bozmak için yazılmış gibi yetersiz…)
Ben, “Motifler Dile Geldi” projesi vesilesiyle, konunun başka bir cephesine, hazin tarafına dikkatinizi çekmek istiyorum.
Mahallî basında genellikle, Yozgat’ın iktisadî bakımdan geri kalmışlığı üzerinde durulur. Oysa Yozgat’ın geri kalmışlığı sadece iktisadî alanla sınırlı değildir. Yozgat’ın asıl öksüz, yetim bırakılmış olan tarafı, -pek çok Anadolu şehrinde olduğu gibi- kültürel tarafıdır.
“Motifler Dile Geldi” projesi vesilesiyle, merak edip Yozgat’ın halı ve kilim dokumacılığına dair küçük bir araştırma yaptığımda üzülerek gördüm ki, bu konuda kitaplığınızda bulundurabileceğiniz, kapsamlı bir kaynak teşkil edecek hiçbir çalışma yapılmamış.
Allah’tan, Prof. Dr. Bekir Deniz, Aksaray doğumlu bir sanat tarihçisi olarak, 1986 yılı Ağustos ayında Yozgat’ın 50 köyünde araştırmalar yapmış da, bu alan bütünüyle yetim ve öksüz kalmamış.
Bu araştırma da, Ege Üniversitesi Rektörlüğü Araştırma Projesi Fon Saymanlığı’nın maddî katkılarıyla yapılmış. Prof. Deniz’in bu araştırmaları hakkında yazdığı yazı, “Yöresel özellikleriyle Yozgat kilimleri” başlığıyla 1990 yılında Arkeoloji-Sanat Tarihi Dergisi’nin 5. sayısında yayınlanmış. Prof. Deniz, bu yazıyı, 26 Eylül-1 Ekim 1987 tarihinde Mısır’ın başkenti Kahire’de düzenlenen “8. Milletlerarası Türk Sanatı Kongresi”nde bildiri olarak sunduğunu da not etmiş.
1986 yılında bu çalışmayı yapmış olan Prof. Dr. Bekir Deniz, şimdi Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi.
***
“Romanyalı öğrenciler Yozgat motiflerini tanıyacak / tanıtacak” başlıklı haberleri görünce, kendi kendime ister istemez, “Şu Romanyalı öğrenciler ne kadar şanslı. Şu motifleri keşke biz de tanıyabilsek” diye geçirdim içimden.
Keşke, Bozok Üniversitesi Yozgat Meslek Yüksek Okulu Halıcılık Bölümü, bu konuda yaptığı çalışmalardan Yozgat kamuoyunu haberdar etse. Yayınlanmış ya da yayına hazırlanan eserleri varsa, bunları açıklasa, hepimiz istifade etsek. Zaman zaman sergiler düzenlese… Hepsinden önemlisi, Halıcılık Bölümü’ne özel bir web sitesi kursa, bütün çalışmalarını zengin fotoğraflar eşliğinde ilim, kültür ve sanat çevrelerinin ilgisine sunsa…
Bozok Üniversitesi, bu alanda ciddi çalışmalar yapsa… Yapıyorsa, bizleri de bilgilendirse…
Yozgat’ta dokumacılığın geçmişte ve günümüzde hangi boyutlarda olduğunu bizler de öğrensek. Yozgat’ta dokumacılığın yeniden nasıl canlandırabileceği konusunu hep beraber müzakere etsek… Dokumacılığı canlandıramıyorsak, hiç olmazsa bu konudaki kültürel / folklorik mirasımızı nasıl muhafaza edebileceğimiz üzerine kafa yorsak…
Diğer taraftan, eğer gerçekten “Yozgat Kültür ve Turizm Müdürlüğü” diye bir müdürlük varsa, bu müdürlük de bu tür konulara biraz olsun ilgi gösterse…
İnsanlarımıza sahip çıkamadık, bari halılarımıza, kilimlerimize, folklorik ürünlerimize sahip çıkalım. Ama “İnsanına sahip çıkmayan, halısına-kilimine sahip çıkar mı?” diye sorarsanız, yutkunur ve size cevap veremem…
Prof. Dr. Bekir Deniz, sözünü ettiğim yazısında, “Tarihi ilk çağlara kadar uzanan şehir, tarihî eserlerinin yanı sıra halı, kilim vb. el sanatı eserleriyle de ünlüdür” diyor. Bu alanda ünlü olduğumuz doğruysa, “ünlü” olduğumuz bir alanı nasıl bu kadar ilgisiz bırakabilmişiz, hayret!..
Şunu da belirtmeliyim ki, Bozok Üniversitesi Yozgat Meslek Yüksek Okulu Halıcılık Bölümü’nün çalışmalarının yanı sıra, Yozgat Halk Eğitim Merkezi’nin de bu konuda önemli çalışmalar yaptığını biliyorum. Ben, bu konudaki bilimsel çalışmalar, basılı yayınlar ve çalışmaların kamuoyuna aktarılması hususundaki büyük boşluğa dikkat çekmek istiyorum.
Bozok Üniversitesi Yozgat Meslek Yüksek Okulu Halıcılık Bölümü yöneticilerine, akademik personeline ve bu konuyla ilgilenen herkese sayfalarımız ardına kadar açık… Sizler yazsanız, yazsanız, yazsanız ve bizler de okusak, okusak, okusak…
29.09.2011
29.09.2011
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
muhlis bey
04.12.2011 19:29:00sizin sağduyulu ,tutarlı ve yozgata yararlı mükemmel yazılarını dikkatle takip eden bir okurunuzum.Ama yaklaşık iki aydır yazılarınızı göremiyorum.sayfayı açtıkca hayal kırıklığı yaşıyorum.niye yazmıyormusunuz bir sıkıntınız mı var,yoksa yozgata veya yozgatlıya kırgınmısınız.saygılarımla.
Ömer GÜNGÖR
10.11.2011 16:59:00Sürur Bey Merhaba Geçmiş Kurban Bayramınız Kutlar Mutluluklar dilerim.Merakımdan sormak istiyorun Sürur bey uzun zamandır blok sayfanızda ve köşenizde yazı yazmıyorsunuz.Yazılarınızdan ve yorumlarınızdan bizi mahrum etmeyeceğinizi umarım.Saygılarımla..
www.hasbekliomer.com
Remzi ATAMAN
02.11.2011 10:53:00Yaza yaza usan(ma)dım(!) Ama yine yazmayı düşündem belki bu kurban bayramında bari derdimize dertdaş olanlar olur diye.
Ülkemizde son zamanlarda sıradışı olağanüstü olaylar olmaktadır.Özellikle teröre kurban verdiğimiz şehitlerimize ve Van depreminde yaşamını kaybeden Yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet,ailelerine,tüm Türk Ulusuna başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyorum.Ne olursa olsun görülüyor ki ateş düştüğü yeri yakıyor.Herkesin bir sorunu var.Kimisi depremden,kimisi tetörden,kimisi odun kömür alamamaktan,kimisi aile bireylerinin geçimini sağlayamamaktan kimisi de Bizim gibi sosyal Devletten(!) Maaş alacaklarını alamamaktan dertlidir.Ancak ortak paydamız hepimizin sorunu olduğudur.
Dünya nın neresinde olursa olsun en ufacık bir üzücü olayla üzülmesini,en ufacık bir sevinçle mutlu olmasını bilen bir toplumuz.Binlerce KM uzaklıktadı Somali'ye yardım eden devletimiz(kuşkusuz sonuna kadar bu yardımı destekliyoruz)elinin ucunda ki Esenli belediyesi çalışanlarının 2maaş alacaklarını ödemeye ulaşmıyor mu?Ramazan ve bayramı geldi geçti,işte kış geliyor,bu hafta sonu da mübarek Kurban Bayramı.Bayram bizim neyimeze ?Maaşlarımızı alamamanın ızdırabını düşünmek bile insanı ürpertiyor."Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir"felsefesine inanan bir toplum olmamızın gereği Anayasamıza T.C.Devleti Demokratik Liek ve SOSYAL bir devlettir ilkesini koymuşuzu(!) ama bu ilkenin gereğini maalesef görememenin acısını hissediyoruz.657SDM Yasasının 164.maddesi Devletmemurlarının maaşı her ayın 15'inde ödenir yazar ama öylece kalır.Başbakanımız ve maliye Bakanımız Bayram Öncesi Maaşlar Avans olaraks ödenecektir diyor.Hangi avans biz geçmiş maaşlarımızı alamıyoruz avansşöyle dursun !
Siz okurlara ve yetkililere sesleniyorum ;değil 23-25 ay acaba bir ay dahi maaş alamasanız ne yanrdınız söyleyin lütfern de biz de onu yapalım.Allah aşkına sorunumuza çare olun.İnsanın yüreği yanıyor.Sadaka değil emeğimizin karşılığı maaş alacaklarımızı istiyoruz.Belediyemizin nüfusu 1.125 İller bankasınca gönderilen aylık hissemiz 10-15 bin TL arasında bununla değil bir maaş avans dahi alamıyoruz.Maaş alacaklarımızın toplamı eski para ile 560 milyar.Şu andan itibaren hiç maaş tahakkuku yapmasa bu gelen paralarla içerideki maaşlarımı ancak 56 ayda alırız.belediyemizin elektrik,yakıt,kömür,tamirat gibi masrafları hariç.
Kurban bayramında bari hüzünlü boynu bükük ağlayan çocukların gülmesi,kıt kanaat tüten bacalarının tütmesinin devamı ailelerin birazıcık olsun mutluluğu için belediyemize devlet yetkililerinin acilen maaş karşılığı para göndermelerini istiyoruz.Belediyemizin mali olanakları bu maaşlarımızı ödemeye yeterli değil.Çok mu şey istiiyoruz dersiniz !Sadece gençliğimizi verdiğimiz devletimizden alınterimiz olan maaş alacağımızı istiyoruz taktir,karar ve yrum sizlerindir.Kurban Bayramınızı kutluyor hepinize Bahar tadın bayram,Bayram tadında yaşam dilerim.