Atatürk’ün Yozgat’a yaptığı iki ziyaret, ilginç hikâyeciklerle dolu. Dikkat çeken hususlardan birisi de, o ziyaretlerden 86 yıl sonra bugün bile Yozgat’ın temel sorunları arasında yer almaya devam eden “yol” ve “doktor” sıkıntısının, her iki ziyarette de gündeme gelmiş olması.
Atatürk’ün, Yozgat’a gelirken uğradığı Kırşehir’de yol sıkıntısıyla ilgilenmeyen valiye sert çıkıp, Yozgat’ta kendisini yolları açarak karşılayan Vali Bekir Sami Beyi takdir edişi, oldukça manidar…
Kış kıyamet… Yol yok, doktor yok…
Henüz “Atatürk” soyadını almamış olan Gazi Mustafa Kemal, 15 Ekim 1924 gecesi Yozgat’a gelir. Geceyi, eşi Lâtife Hanım ile birlikte, şimdi “Sakarya Anaokulu” olarak hizmet veren Miralay Şerif Bey Konağı’nda geçirir. Ertesi sabah, Hükümet Konağı’nda öğretmenlerle ve diğer memurlarla bir toplantı yapar.
Toplantıda Atatürk’e, Yozgat’ın 400 kilometreye varan yollarının baştanbaşa tamire muhtaç bir halde olduğu, yeniden 100 kilometre yol yapılması gerektiği aktarılır.
Yozgat’ta ‘sükûn ve asayiş’ yerindedir. Vakıflara ait emlâkın yenilenmesi ve onarımına teşebbüs edilmiştir. Göçmenlerin durumu nispeten iyidir ama ilçelerin hiçbirisinde doktor yoktur ve “Koskoca Yozgat Hastanesi”nde doktor olarak sadece 1 operatör bulunmaktadır. Halk, Mustafa Kemal’den doktor istemektedir.
Mustafa Kemal, yanındaki milletvekillerine dönerek, “İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerdeki doktorları bütün milletin hayatı ve sağlığı ile ilgilendirmek çarelerini bulmalıyız. Bu böyle olmaz!” der.
“Bilmek lâzım olan bu yol değil, bizim geldiğimiz yoldur…”
“Yol” konusu, Mustafa Kemal’in 3 Şubat 1934’te Yozgat’a yaptığı ikinci ziyarette de gündeme gelir.
O sene şiddetli bir kış yaşanmaktadır. Mustafa Kemal, illerin durumunu görmek ve incelemek üzere yine yola koyulmuştur. Çamura bata çıka ilerleyen arabası bir ara çamura saplanınca, kendisi de inip arabayı itmek zorunda kalır. Binbir güçlükle Kırşehir’e ulaşılır.
Şehrin girişinde Vali Bey, frak diye tabir edilen kıyafeti giyinmiş ve silindir şapkasını takmış bir halde Atatürk’ü karşılar.
Mustafa Kemal, “Vali Bey, bu kıyafet nereden icap etti?” diye sorar. Vali, ‘resmî karşılamalar genellikle bu şekilde (bu yolla) yapılır’ anlamında, “Efendim, yol ve erkan” diye söze başlayacak olur, ancak Mustafa Kemal sözünü keser.
“Bilmek lâzım olan bu yol değil, bizim geldiğimiz yoldur” diyerek, Kırşehir yollarının bozukluğunu ima eder.
Mustafa Kemal, Kırşehir’den Yozgat’a gelirken daha il sınırında Vali Bekir Sami, onu kamyon ve yol açma ekipleriyle karşılayınca, Mustafa Kemal, memnuniyet ve takdirini şöyle dile getirir:
“İşte, yol bilen vali böyle olur…”
Mustafa Kemal, Yozgat Valisi Bekir Sami Bey’e “Baran” soyadını da bu ziyaretinde verir…
Ne ararsan bulunur, derde devâdan gayrı…
Atatürk’ün ilk Yozgat ziyaretinin üzerinden 86 yıl geçmiş. Yozgat’ın “yol” ve “doktor” sıkıntısı ne durumda?
Geçen Eylül ayında, Yozgat’ın Türkmensarılar Köyü’nde yaşayan Duyar ailesinin 1 yaşındaki çocukları Sudenaz Duyar, boğazına kaçan yabancı cisim sebebiyle nefes borusu tıkandığı için kaldırıldığı Bozok Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde hayatını kaybetmişti.
Yozgat Tabip Odası, yaptığı incelemelerin sonucunda yaptığı açıklamada, Sudenaz’ın öncelikli olarak ekipman ve doktor eksikliğinden, bunun yanı sıra, sevk sisteminin iyi olmayışından dolayı öldüğünü açıklamıştı. Bu açıklamaya göre, koskoca Yozgat’ta, boğazına yabancı cisim kaçan bir çocuğu bu sıkıntıdan kurtarabilecek bir doktor yokmuş…
Yozgat Cumhuriyet Savcılığı, Sudenaz’ın öldüğü bu hastanenin başhekimi ve diğer bazı memurlar hakkında daha önce “nitelikli dolandırıcılık” yaptıkları iddiasıyla dava açmıştı.
Bazı özel hastanelerin durumu da pek farklı değil. Özel Yozgat Şifa Hastanesi hakkında da “dolandırıcılık” iddiasıyla dava açılmış, Özel Yaşam Tıp Merkezi hakkında da soruşturma açılmıştı.
Daha başka vahim iddialar da vardı.
Geçen yıl, Aydıncık Devlet Hastanesi Başhekimi Pratisyen Dr. H. A.’nın, aynı zamanda hastaların muayene edildiği, bayan doktorların da kıyafetlerini değiştirdiği makam odasındaki saatin içinde gizli kamera ve dinleme cihazı bulunmuş, durum bir sağlık personelinin şikâyetiyle yargıya taşınmış, Aydıncık Belediye Başkanı Ahmet Demirel, Aydıncık halkının görüntülerinin de gizli kayıtlarda olabileceğini dile getirerek, sert tepki göstermişti…
Dahası, Sağlık Bakanlığı Müfettişi, geçen yıl Aydıncık Devlet Hastanesi’ndeki iki doktorun, sağlık taramasından geçirdiği bin 617 öğrenciyi hastanede muayene edilmiş gibi gösterip döner sermayeden para aldığını tespit etmişti…
Atatürk’ün ziyaretinden 86 yıl sonra Yozgat’tan hastane manzaraları ne yazık ki böyle… İnsanın aklına, İkinci Mahmud’un hekimbaşısı Abdülhak Molla’nın ecza dolabının üstüne yazdırdığı o söz geliyor:
“Ne ararsan bulunur, derde devâdan gayrı...”
Yol durumuna gelince… 2010 yılında Yozgat halkı hâlâ yolların bozuk oluşundan şikâyet ediyor…
05.10.2010
Atatürk’ün, Yozgat’a gelirken uğradığı Kırşehir’de yol sıkıntısıyla ilgilenmeyen valiye sert çıkıp, Yozgat’ta kendisini yolları açarak karşılayan Vali Bekir Sami Beyi takdir edişi, oldukça manidar…
Kış kıyamet… Yol yok, doktor yok…
Henüz “Atatürk” soyadını almamış olan Gazi Mustafa Kemal, 15 Ekim 1924 gecesi Yozgat’a gelir. Geceyi, eşi Lâtife Hanım ile birlikte, şimdi “Sakarya Anaokulu” olarak hizmet veren Miralay Şerif Bey Konağı’nda geçirir. Ertesi sabah, Hükümet Konağı’nda öğretmenlerle ve diğer memurlarla bir toplantı yapar.
Toplantıda Atatürk’e, Yozgat’ın 400 kilometreye varan yollarının baştanbaşa tamire muhtaç bir halde olduğu, yeniden 100 kilometre yol yapılması gerektiği aktarılır.
Yozgat’ta ‘sükûn ve asayiş’ yerindedir. Vakıflara ait emlâkın yenilenmesi ve onarımına teşebbüs edilmiştir. Göçmenlerin durumu nispeten iyidir ama ilçelerin hiçbirisinde doktor yoktur ve “Koskoca Yozgat Hastanesi”nde doktor olarak sadece 1 operatör bulunmaktadır. Halk, Mustafa Kemal’den doktor istemektedir.
Mustafa Kemal, yanındaki milletvekillerine dönerek, “İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerdeki doktorları bütün milletin hayatı ve sağlığı ile ilgilendirmek çarelerini bulmalıyız. Bu böyle olmaz!” der.
“Bilmek lâzım olan bu yol değil, bizim geldiğimiz yoldur…”
“Yol” konusu, Mustafa Kemal’in 3 Şubat 1934’te Yozgat’a yaptığı ikinci ziyarette de gündeme gelir.
O sene şiddetli bir kış yaşanmaktadır. Mustafa Kemal, illerin durumunu görmek ve incelemek üzere yine yola koyulmuştur. Çamura bata çıka ilerleyen arabası bir ara çamura saplanınca, kendisi de inip arabayı itmek zorunda kalır. Binbir güçlükle Kırşehir’e ulaşılır.
Şehrin girişinde Vali Bey, frak diye tabir edilen kıyafeti giyinmiş ve silindir şapkasını takmış bir halde Atatürk’ü karşılar.
Mustafa Kemal, “Vali Bey, bu kıyafet nereden icap etti?” diye sorar. Vali, ‘resmî karşılamalar genellikle bu şekilde (bu yolla) yapılır’ anlamında, “Efendim, yol ve erkan” diye söze başlayacak olur, ancak Mustafa Kemal sözünü keser.
“Bilmek lâzım olan bu yol değil, bizim geldiğimiz yoldur” diyerek, Kırşehir yollarının bozukluğunu ima eder.
Mustafa Kemal, Kırşehir’den Yozgat’a gelirken daha il sınırında Vali Bekir Sami, onu kamyon ve yol açma ekipleriyle karşılayınca, Mustafa Kemal, memnuniyet ve takdirini şöyle dile getirir:
“İşte, yol bilen vali böyle olur…”
Mustafa Kemal, Yozgat Valisi Bekir Sami Bey’e “Baran” soyadını da bu ziyaretinde verir…
Ne ararsan bulunur, derde devâdan gayrı…
Atatürk’ün ilk Yozgat ziyaretinin üzerinden 86 yıl geçmiş. Yozgat’ın “yol” ve “doktor” sıkıntısı ne durumda?
Geçen Eylül ayında, Yozgat’ın Türkmensarılar Köyü’nde yaşayan Duyar ailesinin 1 yaşındaki çocukları Sudenaz Duyar, boğazına kaçan yabancı cisim sebebiyle nefes borusu tıkandığı için kaldırıldığı Bozok Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde hayatını kaybetmişti.
Yozgat Tabip Odası, yaptığı incelemelerin sonucunda yaptığı açıklamada, Sudenaz’ın öncelikli olarak ekipman ve doktor eksikliğinden, bunun yanı sıra, sevk sisteminin iyi olmayışından dolayı öldüğünü açıklamıştı. Bu açıklamaya göre, koskoca Yozgat’ta, boğazına yabancı cisim kaçan bir çocuğu bu sıkıntıdan kurtarabilecek bir doktor yokmuş…
Yozgat Cumhuriyet Savcılığı, Sudenaz’ın öldüğü bu hastanenin başhekimi ve diğer bazı memurlar hakkında daha önce “nitelikli dolandırıcılık” yaptıkları iddiasıyla dava açmıştı.
Bazı özel hastanelerin durumu da pek farklı değil. Özel Yozgat Şifa Hastanesi hakkında da “dolandırıcılık” iddiasıyla dava açılmış, Özel Yaşam Tıp Merkezi hakkında da soruşturma açılmıştı.
Daha başka vahim iddialar da vardı.
Geçen yıl, Aydıncık Devlet Hastanesi Başhekimi Pratisyen Dr. H. A.’nın, aynı zamanda hastaların muayene edildiği, bayan doktorların da kıyafetlerini değiştirdiği makam odasındaki saatin içinde gizli kamera ve dinleme cihazı bulunmuş, durum bir sağlık personelinin şikâyetiyle yargıya taşınmış, Aydıncık Belediye Başkanı Ahmet Demirel, Aydıncık halkının görüntülerinin de gizli kayıtlarda olabileceğini dile getirerek, sert tepki göstermişti…
Dahası, Sağlık Bakanlığı Müfettişi, geçen yıl Aydıncık Devlet Hastanesi’ndeki iki doktorun, sağlık taramasından geçirdiği bin 617 öğrenciyi hastanede muayene edilmiş gibi gösterip döner sermayeden para aldığını tespit etmişti…
Atatürk’ün ziyaretinden 86 yıl sonra Yozgat’tan hastane manzaraları ne yazık ki böyle… İnsanın aklına, İkinci Mahmud’un hekimbaşısı Abdülhak Molla’nın ecza dolabının üstüne yazdırdığı o söz geliyor:
“Ne ararsan bulunur, derde devâdan gayrı...”
Yol durumuna gelince… 2010 yılında Yozgat halkı hâlâ yolların bozuk oluşundan şikâyet ediyor…
05.10.2010
05.10.2010
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ