“Yozgat’ı marka şehir yapacağız” vaadi, son olarak AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından, 17 Mayıs 2011 tarihli Yozgat mitinginde dile getirildi. Başbakan Erdoğan, o mitingde şöyle demişti:
“3 Kasım 2002’de siz, bu harekete sahip çıktınız. Siz, AK Parti’yi bağrınıza bastınız. Yozgat, bu bakımdan bizim göz bebeğimizdir, canımızdır. Yozgat’a hizmet üretmek, bizim gururumuzdur. Yozgat’ı imar etmeye, Yozgat’ı yeniden inşa etmeye devam edecek, bozkırın ortasında, Bozok Ovası’nda bir dünya kenti, bir marka kent oluşturmak için çok daha fazla ter dökeceğiz.”
Başbakan Erdoğan, bu tabiri sadece ‘marka kent’ şeklinde kullanmamış, “Bozok Ovası’nda bir dünya kenti” ifadesiyle birlikte kullanmıştı.
Şüphesiz bu, oldukça iddialı ve büyük bir vaad.
Nitekim AK Parti Yozgat dördüncü sıra milletvekili adayı Abdülkadir Akgül, Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Uğur Bektaş’ı ziyaretinde, Başbakan’ın bu sözüne dikkat çekmiş ve şöyle demişti:
“Yozgat’ın marka şehir olması demek, çok kısa bir süre sonra Yozgat’ta büyük değişikliklerin olacağı anlamına gelir.”
‘Marka şehir’ kavramı, Halk Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın onuruna Yozgat Grand Eser Otel’de verilen yemekte de dile getirilmişti.
“Yozgat’ı marka şehir yapacağız” vaadini sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmemiz için, bu kavramın siyasî geçmişini kısaca hatırlamamız gerekiyor.
Öncelikle bu tabirin özellikle Yozgat için üretilmiş bir ifade olmadığını, bunun 2009 yılında Mahallî İdareler Genel Seçimleri döneminde kullanılan bir slogan olduğunu hatırlamamız gerekiyor.
“AK Belediyeler Marka Şehirler” sloganı için özel bir logo da hazırlanmıştı. Grafiğini de gördüğünüz bu logo, Başbakan Erdoğan’ın o zamanki Yozgat mitinginde kullandığı kürsünün üzerinde de yer alıyordu.
Haber arşivlerine baktığımızda, belediyelerin bağlı olduğu İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun 2009 tarihli konuşmalarında “AK Belediyeler Marka Şehirler” sloganını sık sık kullandığını görüyoruz.
Nitekim, “Yozgat’ı marka şehir yapacağız” vaadini, Başbakan Erdoğan’ın 17 Mayıs’taki mitingde dile getirmesinden önce, Yozgat Belediye Başkanı Yusuf Başer de kullanmış ve buna dair haberler Yozgat basınında yer almıştı.
Peki, ne yapılacak da Yozgat bir ‘marka şehir’ hâline gelecek?
Geçen Nisan ayında düzenlediği basın toplantısında “Yozgat’ı marka şehir hâline getirmek için çalıştıklarını” söyleyen Yozgat Belediye Başkanı Yusuf Başer, Nohutlu Tepesi; yeni adıyla Şahin Tepesi Projesi’nden ve Un Pazarı Projesi’nden bahsetmişti meselâ…
Peki ama, Başbakan Erdoğan, ya da onun konuşma metni için katkı sağlayanlar, Yozgat’ın ‘marka şehir’ olması için müşahhas / somut olarak ne yapmayı düşünüyorlardı?
Bu soruyu, Yozgat Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı ve Yozgat gazetesi sahibi Osman Hakan Kiracı, 20 Mayıs’ta TV 8’de yayınlanan “Seçim Kervanı” programında, AK Parti Grup Başkanvekili ve Yozgat birinci sıra milletvekili adayı Bekir Bozdağ’a sordu.
Bozdağ bu soruya karşılık, yapılan hizmetleri sıraladı. Yozgat’ta 279 kilometre bölünmüş yol yaptıklarını hatırlattıktan sonra “Şimdi ikinci adımı atıyoruz, marka şehir nasıl olacak onun adımını atıyoruz” diyerek, bölünmüş yolları beton asfalta çevireceklerini söyledi. Kırıkkale ayrımıyla Alaca yol ayrımı arasının yapımı için 3 Mayıs’ta ihale yaptıklarını, ihale kesinleşince yapımına başlayacaklarını anlattı. Bozdağ, üçüncü adım olarak da Yozgat’ın anayolunu otobana çevireceklerini duyurdu, “Artık Yozgat’ın bütün hayat damarlarını biz yol açısından açtık” dedi.
Bozdağ, hızlı tren hattının, Yozgat’ı ‘marka şehir’ olma noktasında önemli bir merkez hâline getireceğini söyledi. Yozgat’ta kurulan Bozok Üniversitesi’nin, Yozgat’ın ‘marka şehir’ hâline gelmesine yaptığı / yapacağı katkıya işaret etti.
Sayın Kiracı’nın, “Yozgat’ı nasıl ‘marka şehir’ yapacaksınız?” sorusuna Sayın Bozdağ’ın verdiği cevap özetle böyle.
Siz anladınız mı Yozgat’ın nasıl marka şehir hâline geleceğini? Anladınız ve ikna oldunuzsa, lütfen bana da anlatır mısınız?
Sayın Bozdağ’ın sıraladığı bütün bu hizmetlerin son derece önemli hizmetler olduğundan ve Yozgat’a çok büyük katkılar sağlayacağından şüphem yok; fakat benim bildiğim ‘marka şehir’ kavramıyla Sayın Bozdağ’ın içini doldurmaya çalıştığı ‘marka şehir’ kavramı arasında ciddi bir uyuşmazlık var…
Ya ben çok cahilim, ya da Yozgat’ın nasıl ‘marka şehir’ hâline getirileceğini Sayın Bozdağ da bilmiyor…
Muammer Karadeli hem yanılmış hem de ayıp etmiş
Yeni Ufuk gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Muammer Karadeli, “Çifte standart” başlıklı yazısında, Çamlık Millî Parkı’nda gördüğü birtakım çelişkili uygulamaları eleştirmiş.
Karadeli, yazısında işaret ettiği çelişkili uygulamalardan birisini, şöyle özetlemiş:
“500-700 yıllık ağaçların olduğu yerde ocaklar kurulmuş, mangal serbest. 30-50 yıllık ağaçların arasında, hemen göletin kenarında “ateş” de, “mangal” da yasaktır.”
Eğer gerçekten böyle ise, bu gerçekten çelişkili bir uygulama ve Sayın Karadeli’nin bunu kamuoyunun dikkatine sunması da normal.
Fakat Çamlık’taki bir tabelada yazılı olduğunu belirttiği ‘alkollü içkiler kullanılamaz’ ifadesine getirdiği eleştiri tamamen yanlış. Üstelik tabelaya bu ifadeyi yazan kişi için “sivri zeka” ithamında bulunmuş olması da çok yakışıksız, çok çirkin bir ifade olmuş. Çünkü gramer / dilbilgisi / imlâ hatası tabelada değil, Sayın Karadeli’nin yazısında.
Karadeli, ‘alkol’ün zaten ‘alkollü içki’ anlamına geldiğini ileri sürmüş, bu sebeple de ‘alkol’ ve ‘içki’ kelimelerini ‘alkollü içkiler kullanılamaz’ cümlesinde olduğu gibi birlikte kullanmanın yanlış olduğu iddiasında bulunmuş. Ayrıca, “Alkolsüz içki var mı?” diye sormuş…
Sayın Karadeli fena halde yanılmış. Elbette alkolsüz içkiler de var. Çünkü ‘içki’ kelimesi sadece ‘alkollü içki’ler için kullanılmaz. İçki kelimesi, içmek fillinden, fiilden isim yapma eki olan –ki eki kullanılarak türetilmiş bir isimdir. (biçki kelimesinde olduğu gibi…) Bu kelimeyi, içecek olarak kullandığımız her şey için kullanabiliriz. Meselâ limonata da bir içkidir, gazoz da bir içkidir, çay da bir içkidir, kahve de bir içkidir. Hepsi de alkolsüz içkidir. Halk arasında ‘içki’ kelimesinin ‘alkollü içki’ anlamında kullanılıyor olması, tabelaya o ifadeyi yazanı ‘sivri zeka’ diye aşağılamak için haklı bir gerekçe olamaz.
Tabeladaki ifade, ‘alkollü içkiler kullanılamaz’ şeklinde değil de meselâ ‘Park alanı içerisinde alkollü içki kullanmak yasaktır’ şeklinde de yazılabilirdi ve daha hoş olabilirdi; ama Sayın Karadeli’nin iddia ettiği gibi ‘alkollü içki’ ifadesinde bir Türkçe hatası yok.
Eğer mesele imlâ hatası meselesi değil de dolaylı yoldan ‘içki yasağı’na karşı bir tepkiyse, Sayın Karadeli meramını daha açık olarak yazar, o konu da ayrı bir tartışma konusu olarak tartışılabilir.
24.05.2011
“3 Kasım 2002’de siz, bu harekete sahip çıktınız. Siz, AK Parti’yi bağrınıza bastınız. Yozgat, bu bakımdan bizim göz bebeğimizdir, canımızdır. Yozgat’a hizmet üretmek, bizim gururumuzdur. Yozgat’ı imar etmeye, Yozgat’ı yeniden inşa etmeye devam edecek, bozkırın ortasında, Bozok Ovası’nda bir dünya kenti, bir marka kent oluşturmak için çok daha fazla ter dökeceğiz.”
Başbakan Erdoğan, bu tabiri sadece ‘marka kent’ şeklinde kullanmamış, “Bozok Ovası’nda bir dünya kenti” ifadesiyle birlikte kullanmıştı.
Şüphesiz bu, oldukça iddialı ve büyük bir vaad.
Nitekim AK Parti Yozgat dördüncü sıra milletvekili adayı Abdülkadir Akgül, Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Uğur Bektaş’ı ziyaretinde, Başbakan’ın bu sözüne dikkat çekmiş ve şöyle demişti:
“Yozgat’ın marka şehir olması demek, çok kısa bir süre sonra Yozgat’ta büyük değişikliklerin olacağı anlamına gelir.”
‘Marka şehir’ kavramı, Halk Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın onuruna Yozgat Grand Eser Otel’de verilen yemekte de dile getirilmişti.
“Yozgat’ı marka şehir yapacağız” vaadini sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmemiz için, bu kavramın siyasî geçmişini kısaca hatırlamamız gerekiyor.
Öncelikle bu tabirin özellikle Yozgat için üretilmiş bir ifade olmadığını, bunun 2009 yılında Mahallî İdareler Genel Seçimleri döneminde kullanılan bir slogan olduğunu hatırlamamız gerekiyor.
“AK Belediyeler Marka Şehirler” sloganı için özel bir logo da hazırlanmıştı. Grafiğini de gördüğünüz bu logo, Başbakan Erdoğan’ın o zamanki Yozgat mitinginde kullandığı kürsünün üzerinde de yer alıyordu.
Haber arşivlerine baktığımızda, belediyelerin bağlı olduğu İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun 2009 tarihli konuşmalarında “AK Belediyeler Marka Şehirler” sloganını sık sık kullandığını görüyoruz.
Nitekim, “Yozgat’ı marka şehir yapacağız” vaadini, Başbakan Erdoğan’ın 17 Mayıs’taki mitingde dile getirmesinden önce, Yozgat Belediye Başkanı Yusuf Başer de kullanmış ve buna dair haberler Yozgat basınında yer almıştı.
Peki, ne yapılacak da Yozgat bir ‘marka şehir’ hâline gelecek?
Geçen Nisan ayında düzenlediği basın toplantısında “Yozgat’ı marka şehir hâline getirmek için çalıştıklarını” söyleyen Yozgat Belediye Başkanı Yusuf Başer, Nohutlu Tepesi; yeni adıyla Şahin Tepesi Projesi’nden ve Un Pazarı Projesi’nden bahsetmişti meselâ…
Peki ama, Başbakan Erdoğan, ya da onun konuşma metni için katkı sağlayanlar, Yozgat’ın ‘marka şehir’ olması için müşahhas / somut olarak ne yapmayı düşünüyorlardı?
Bu soruyu, Yozgat Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı ve Yozgat gazetesi sahibi Osman Hakan Kiracı, 20 Mayıs’ta TV 8’de yayınlanan “Seçim Kervanı” programında, AK Parti Grup Başkanvekili ve Yozgat birinci sıra milletvekili adayı Bekir Bozdağ’a sordu.
Bozdağ bu soruya karşılık, yapılan hizmetleri sıraladı. Yozgat’ta 279 kilometre bölünmüş yol yaptıklarını hatırlattıktan sonra “Şimdi ikinci adımı atıyoruz, marka şehir nasıl olacak onun adımını atıyoruz” diyerek, bölünmüş yolları beton asfalta çevireceklerini söyledi. Kırıkkale ayrımıyla Alaca yol ayrımı arasının yapımı için 3 Mayıs’ta ihale yaptıklarını, ihale kesinleşince yapımına başlayacaklarını anlattı. Bozdağ, üçüncü adım olarak da Yozgat’ın anayolunu otobana çevireceklerini duyurdu, “Artık Yozgat’ın bütün hayat damarlarını biz yol açısından açtık” dedi.
Bozdağ, hızlı tren hattının, Yozgat’ı ‘marka şehir’ olma noktasında önemli bir merkez hâline getireceğini söyledi. Yozgat’ta kurulan Bozok Üniversitesi’nin, Yozgat’ın ‘marka şehir’ hâline gelmesine yaptığı / yapacağı katkıya işaret etti.
Sayın Kiracı’nın, “Yozgat’ı nasıl ‘marka şehir’ yapacaksınız?” sorusuna Sayın Bozdağ’ın verdiği cevap özetle böyle.
Siz anladınız mı Yozgat’ın nasıl marka şehir hâline geleceğini? Anladınız ve ikna oldunuzsa, lütfen bana da anlatır mısınız?
Sayın Bozdağ’ın sıraladığı bütün bu hizmetlerin son derece önemli hizmetler olduğundan ve Yozgat’a çok büyük katkılar sağlayacağından şüphem yok; fakat benim bildiğim ‘marka şehir’ kavramıyla Sayın Bozdağ’ın içini doldurmaya çalıştığı ‘marka şehir’ kavramı arasında ciddi bir uyuşmazlık var…
Ya ben çok cahilim, ya da Yozgat’ın nasıl ‘marka şehir’ hâline getirileceğini Sayın Bozdağ da bilmiyor…
Muammer Karadeli hem yanılmış hem de ayıp etmiş
Yeni Ufuk gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Muammer Karadeli, “Çifte standart” başlıklı yazısında, Çamlık Millî Parkı’nda gördüğü birtakım çelişkili uygulamaları eleştirmiş.
Karadeli, yazısında işaret ettiği çelişkili uygulamalardan birisini, şöyle özetlemiş:
“500-700 yıllık ağaçların olduğu yerde ocaklar kurulmuş, mangal serbest. 30-50 yıllık ağaçların arasında, hemen göletin kenarında “ateş” de, “mangal” da yasaktır.”
Eğer gerçekten böyle ise, bu gerçekten çelişkili bir uygulama ve Sayın Karadeli’nin bunu kamuoyunun dikkatine sunması da normal.
Fakat Çamlık’taki bir tabelada yazılı olduğunu belirttiği ‘alkollü içkiler kullanılamaz’ ifadesine getirdiği eleştiri tamamen yanlış. Üstelik tabelaya bu ifadeyi yazan kişi için “sivri zeka” ithamında bulunmuş olması da çok yakışıksız, çok çirkin bir ifade olmuş. Çünkü gramer / dilbilgisi / imlâ hatası tabelada değil, Sayın Karadeli’nin yazısında.
Karadeli, ‘alkol’ün zaten ‘alkollü içki’ anlamına geldiğini ileri sürmüş, bu sebeple de ‘alkol’ ve ‘içki’ kelimelerini ‘alkollü içkiler kullanılamaz’ cümlesinde olduğu gibi birlikte kullanmanın yanlış olduğu iddiasında bulunmuş. Ayrıca, “Alkolsüz içki var mı?” diye sormuş…
Sayın Karadeli fena halde yanılmış. Elbette alkolsüz içkiler de var. Çünkü ‘içki’ kelimesi sadece ‘alkollü içki’ler için kullanılmaz. İçki kelimesi, içmek fillinden, fiilden isim yapma eki olan –ki eki kullanılarak türetilmiş bir isimdir. (biçki kelimesinde olduğu gibi…) Bu kelimeyi, içecek olarak kullandığımız her şey için kullanabiliriz. Meselâ limonata da bir içkidir, gazoz da bir içkidir, çay da bir içkidir, kahve de bir içkidir. Hepsi de alkolsüz içkidir. Halk arasında ‘içki’ kelimesinin ‘alkollü içki’ anlamında kullanılıyor olması, tabelaya o ifadeyi yazanı ‘sivri zeka’ diye aşağılamak için haklı bir gerekçe olamaz.
Tabeladaki ifade, ‘alkollü içkiler kullanılamaz’ şeklinde değil de meselâ ‘Park alanı içerisinde alkollü içki kullanmak yasaktır’ şeklinde de yazılabilirdi ve daha hoş olabilirdi; ama Sayın Karadeli’nin iddia ettiği gibi ‘alkollü içki’ ifadesinde bir Türkçe hatası yok.
Eğer mesele imlâ hatası meselesi değil de dolaylı yoldan ‘içki yasağı’na karşı bir tepkiyse, Sayın Karadeli meramını daha açık olarak yazar, o konu da ayrı bir tartışma konusu olarak tartışılabilir.
24.05.2011
25.05.2011
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ