Kurt dumanlı havayı sever.
Hâli hazırda bunca sıkıntının yükünün altında inlemekte olan milletimiz salgın, tâciz, tecavüz, tasallut, kadın cinayetleri, hırsızlar ve uğursuzlarla, maganda kurşunlarına kafa atma bunalımlarından uyanamamışken...
Halkımız, ihtiyacı olanlara vermenin bu ibadetin esas maksadı olduğunu bir türlü kavrayamadığından; hâlâ kurban etini kavurma mı yapsak, dolaba mı saklasak ikilemi arasında sakız çiğnerse, kurbanının kabul edilip edilmeyeceğinde aklı kalmışken...
Orucunu hangi vakit namazının hangi rekâtında parmağının hangisini pırttırıp keserek kan akıtmak suretiyle açacağını danışacak bir şeyh ararken...
“Aaaah eski bayramlar nerede?” sorusunu sormaktan bir türlü vazgeçemeyen bizim kuşak ve önceki ile sonraki tüm kuşaklar, kendi eskittiği eskilere dalmaktan bir türlü vazgeçememişken...
Arefenin bir vaktini işgal eden bayram mesajlarında boy gösteren ve kıvrımlı boynuzunun arasındaki nazar boncuğuyla bilmem kaç yıldır poz veren koç; hâlâ yaşıyor mu, kesildi mi açığa kavuşmamışken...
Tv muhabirleri ve kameramanları hastanelerin acil servisleri civarında, kurbanını kesemeden kendi ense köküne balta saplayanları haber yapmak için pusuda beklerlerken...
Cep telefonlarının ve güvenlik kameralarının görüş açılarına yakalanan kesim kaçkını boğaların, gündem değiştirme görevlerini yerine getirerek ekonomik gidişata nefes aldırması umulurken...
İnandığı dinin ne dediğini aslî kaynağı olan Kur’an-ı Kerim’den anlamayı ve Peygamberi’nin hayatından öğrenmeyi bir türlü akıl etmemişken...
Tam da burada dumanlı havayı seven kurtlar devreye girer!
Kürsülerdeki borazanlarından bir kaçı; “zaten öğrenemezsiniz ama siz öğrenip de ne yapacaksınız, biz anlatıyoruz ya işte” cümleleriyle aşağılayıcı hakaretlerle yüklenmelerine mukabil, o cübbe ve sakalların cezbesine ve hatta câzibesine kapılanlara hemen el atılır.
*En hakiki ibadet dizayn edicibaşı vakıf biziz biliyor musunuz?
*Marketler zinciri demek, kurban ibadetine de burnumuzu sokmak demektir, anladınızsa da öyle, anlamadınızsa da böyle!
*En bir numara kurbanı biz keseriz.
*Bize inanmıyorsanız, kurbanınızı keserken seyredin.
*Yurt dışında da kesmezsek iki gözümüz önümüze aksın!
*Sizin adınıza koç kesersek şu kadar, büyük baş kesersek bu kadar kilo et veririz! Bizim hayvanlarımız tornadan çıkmış gibi tek tiptir.
*Size zahmet olmasın, biz dağıtırız.
*Bizdeki fiyatlar var ya? Ötekilerden daha uygun!
*Aynı ney sesleri eşliğinde ve aynı makamla reklam yayımları yapıyor olsak da biz farklıyız.
*Afrika da Afrika, Filistin de Filistin...”
*Verirseniz garantörünüz oluruz, vermezseniz siz bilirsiniz haaa!
****
Öte yandan tam da bu dönemi seçerek; hayatının miadını dolmuş kuru kütükler ve hazan yapraklarıyla besleniyorlarmış gibi, “hayvan katliamı ile ibadet mi olurmuş” yaygarası yapanlar...
Yılbaşında nar gibi kızarttıkları culukları, mükellef sofralarındaki her bir zıkkımı ve sıcak kırmızı şarapları lüplerken çekindikleri fotoğrafları sosyal medyada paylaşan boyalı kokanalar...
Hayvanseverlikle toplumsal ihtiyaçlar arasındaki farkı fark edememiş bir kısım yaygaratörler...
Kurban kesmeseniz de, şunu şunu şunu yapsanız ne olurdu diyerek; dinin içine kural katma küstahlığı yapan kıvırtma yarışçıları...
Sair zamanda ise bu kesimlerdeki çığırtkanlar, toplumların refah seviyelerini devletlerin nüfuslarına oranla tükettikleri et miktarlarını içeren istatistiksel verileri paylaşırlar ya!
****
İşte iki arada bir derede kalmışlık dedikleri kırk çatal yol kavşağı burasıdır.
Aaa maaaannh! Ben tatilimi yapıp sahildeki cıbıldaklara gösteriş cumplarıyla denize tumup, kumsallarda tepinmeme bakarım, kim uğraşacak kesip dağıtma işiyle...
Tüm ibadetlerini ve hatta cennete giriş vizesini bile başkalarına havale eden iş bilmez eringenlere de el atılır.
Alın size otlu sulu bir dere daha!
Yine safların safiyâne, uyanıkların da bile bile akıttığı ibadet vekâletleri ve ödedikleri bedeller!
Buhar olacağından duyulan onca şüpheye rağmen!
Yeşil yumurta yutturan tosuncuklara üttürülen itimat duygularının kokusu üstünde ve henüz sıcacıkken!
O halde!
Cıngırdağı bayramda satanlara kaptırmadığınız bir kurbanınız kalmıştı...
Sakın kendi sorumluluklarınızı bizâtihî yerine getirmeyi düşünmeyin.
Sakın elinizi kana bulamayın.
Sakın öğrenmeyin, sakın anlamayın, sakın bilmeyin ve nasıl bildiğine, hangi fitnenin mahsülü olduğunu araştırıp, icraatlarına bakmaksızın birilerine teslim olun.
Bayramların icabını vâiz edalarıyla yazın çizin, sosyal medya trübünlerinde öttürün ama sakın kendi hayatınızda uygulamayın!
Ama bayramınız kutlu olsun.
Ne diyelim?
Allah kabul etsin vesselam!
K doğan
19.07.2021 08:01:09Üstadım yazınızı zevkle okudum teşekkürler benimde sorularım var ama istiyorsan sormayayım bayram günü beynine kan neyim sıçrarda 😳🤪😜
Arif oral
19.07.2021 05:54:34Teşekkürler kardeşim. Kalemine yüreğine sağlık.