Tilkiliğin raconuna herkesin aynı anda huzur içinde yaşaması ve itidal ortamı ters düşer. Aksi halde kendine has kurnazlık etiketine kırmızı çizgi atılır ve kredibilitesine halel gelme ihtimali vardır. Aman diyim!
Evet... Tilkiye ormanların kralına ve kendi cinsleri arasında hükümrân olanlara şipileyeceği gammazlık malzemesi kalmazsa; yel babadan yal gelmez!
Öyle ya! Tilki, birlikte yaşadıklarından daha çok yemeli, daha iyi şartlarda yaşamalı ama lazım olan her şeyi eziyetsiz ve zahmet çekmeden ayağına getirtmelidir.
Tilki gerecek... Tilki gündemi meşgul edecek veya suni gündem oluşturarak; her bir cins arasında olmayanı olmuş gibi yayacak!
Tilki gerginleştirecek... ATLAR tepişecek ki EŞŞEKLER aradan çıksın! Her bir ölü eşşek, tilkinin beslenme sebebidir.
Tilkiler hasım üretecek... Önce ayrı ayrı cinsleri birbirinden koparacak husumetler oluştururlar, sonra da her cinsin içinde yine ayrı ayrı kin ve nefret sebepleri ihdas ederler... Ki hasımlar birbirini kırıp dökerken, kazanan hep o olsun. Çünkü o her iki tarafın topuna da maşallah çekmekte çok mahirdir.
Tilki devreye girince; kuşlar kuşlarla, memeliler memelilerle, ibikliler ibiklilerle, börtüler böcüklerle, yırtıcılar yırtabildikleriyle didişir, yırtanlar da yırtılanlar da akılsız başlarına mı, kaderinlerine mi küsmeleri gerektiğini düşünüp dururlar!
Sonra onların arasında da rengine, tipine, boyuna posuna, şekline şemaline göre ayrı ayrı klan oluşturtur tilki... Leyleğe bir yavrusunu aşağı attıranın da tilki olması ihtimali kafamı hep karıştırmıştır. Acabalarımı hoş görünüz! Çünkü tilkiler her yerde...
Nimetin doğru ahlak temellerine dayalı adil paylaşımı tilkinin işine gelmez. Çünkü her nimeti elde etmek için emek ve gayret gerekir. O da tilkiliğin hazırlopçuluk tarzına aykırıdır.
Tilki, emek sarfetmeden nimete çökmenin bir yolunu illaki bulur. Çünkü her grup ve güruhun içinde, onun fitne yemlerini yutacak kıt akıllıları her daim bulur.
Her bir kavga, her bir kargaşa, her bir didişme; nimeti artırma gayesinden uzaklaştırır ve eldekinden de eder. Elden giden her bir değer ve her bir ürün de, üretenlerinin içi kan ağlayarak tilkinin malı olmuştur artık!
Tilki ihtiras yükler ve hırsları kullanır, tilki, “o kim ki?”yi tetikler, ego pompalar!
Ancak tilki, hiç bir zaman baş olmaya ve bir numaralı makama oturmaya oynamadığı için bu huyundan kimse rahatsız olmaz. Ne hikmetse herkes pohpohlanmaya pek bayılır.
O sebeple ÇAKALLAR bile tilkinin, “en birinci baş çakal sen olmalısın” gazını, kendi için bir şey istemediğini düşünerek yutar ve şişerler.
Kapasiteyi aşan boş hava şişkinliğinin sonunun mukadder patlamak olduğu; bir derinlik sarhoşluğu içinde, hiç bir KURBAĞANIN aklına hiç gelmedi ilk çağdan beri!
Her bir yüce yerde yer alma heveslilerinin ille de bir tilkisi olması lazımmış gibi tilkiler “doğal taraf etraf statüsünü” derhal edinirler.
Tarih, her zaman bu ihtiyatsızlıkları konu etti durdu.
Tilkinin muhbirliğinin, kendine yontan muzırlığından kaynaklandığını FİLLER bile onca tecrübelerine ve mükemmel hafızalarına rağmen bir türlü kavrayamamışlardır.
Bilge ASLAN KRALA karşı, her güz mevsiminin ortasında mutlaka bir çömezi rakip olarak çıkaran tilki, her ikisinin kavgasının sonucunda herkesin zararlı çıkmasından ziyadesiyle yararlanır, nemalanır.
İşin kötüsü bilge kral da tilkiyi itlaf etmeyi hiç akıl edememiştir asırlardır...
Yöneticileri yalaka tilkilere karşı tedbirden uzak tutan yegane efsun; o tilkilerin kendi yerlerinde asla gözü olmadığı gerçeğidir! Onların da yegane derdi kendi yerleridir çünkü!
Merhamet ve bilgi birikimlerine sığınan bir tilki yavrusunu sadece beslemek ve zamanı geldiğinde salıvermek gerektiğini unutanların hazin sonlarını anlatır güngörmüş atalar...
“Aksi halde onu beslediğiniz malzemeyi nasıl elde ettiğinizin size özel metotlarını çalar ve başkalarına pazarlayarak her dalda kendine oynadıklarını kimselere asla fark ettirmezler” denir ama ne çare ki tilkilerin tuzağı çok!
Genetik kodlarında başkalarının emeklerinden yallanmak yazılı zaten! Oluşturdukları gergin elekten elenenler, zahmetsiz nimettir her halükârda...
Seçilmişlik veya atanmışlıklar çerçevesinde, her bir yer ve her bir mevkideki yetkililerin, inisiyatiflerini kendi lehlerine kullandıklarını hiç kimse düşünemez bile! O yer ve makamdakiler de tilkinin kırıtkan sevimliliğini zararsızlık zannederler.
Elinizi veya topuğunuzu ısıranların, geçmişte koruduğunuz ve “bilmem ne cik” diye sevdiklerinizin arasından çıkmasına tepkiniz olur ama hiç şaşırmazsınız.
Çünkü sizinle alakası olmayanın size niye zararı olsun ve niye ensenizdeki nefesi hep hıyanet olarak algılayasınız ki?
Bütün canlı türlerinin hepsini birbirine güvenmekten korkar hale getiren tilkilerin, onca tilkilikleri biline biline müsamaha gösterilmesinin sebebi; sırf tarla farelerini tükettikleri içindir vesselam!