ÇİZGİ
YOZGAT ŞEKER FABRİKASINI YOZGAT KOOPERATİFLERİ BİRLİĞİ ALMALIDIR
Başlıkta bir yanlışlık yok. Yozgatta böyle bir birlik olmadığını biliyorum. Hatta Yozgatta birlik beraberlik anlayışı olmadığını da biliyorum.
Bu fabrikanın satılması halinde, pancar üreticisi zorda mı kalacaktır?
Çalışanların işlerini ve hayatlarını idame ettirme durumları tehlikede midir?
Nakliyecisinden üreticisine, işçisinden esnafına Çok geniş bir yelpazeyi ve bilhassa Sorgun ve buna bağlı olarak Yozgat il ekonomisini her anlamda olumsuz etkileyecek midir?
Evet! Evet! Evet!
Çünkü daha önce, yerelde yapılan özelleştirme örneklerinden alınan sonuç, yaşanılan durum ve edinilen intiba budur!
Özelleştirme maksadıyla satılan gayrimenkulleri satın alanlar, dilediklerince tasarruf etme hakkını üretime kanalize etmemekte beis görmediler ve görmezler de!
Tuzu kuru taifesinin, istihdammış, üretimmiş, dirlikmiş, düzenmiş, ekonomik anlamda olumsuz yansımalarmış Umurunda mıdır?
Hayır Çünkü onlar kârlarına veya âmiyane tabirle; vurgunlarına bakarlar.
O halde
Hayıflanmalar eşliğinde sosyal medyada veya basın açıklamalarıyla kurdunu döken ekâbir zevâtın somut bir girişimi olmalı artık!
Bu kadar tepki ve itiraza rağmen, şeker fabrikasını satarız da satarız diyorlarsa; şimdi hadi gül hatırınız için vazgeçtik dense bile, birkaç yıl sonra hatır gönül dinlemeden yine satılabilir.
Hatta satılır, satılacak!
Bu satışa devleti idare edenlerin şöyle ya da böyle ihtiyaç duyduğu anlaşılmakta ve dolayısıyla kaçınılmaz gözüküyor.
Daha önce şeker fabrikalarının satışı birkaç kez gündeme getirilip, nabız yoklamaları yapılmamış mıydı?
Geçmiş dönemlerdeki satış kararları ve sonraki vazgeçişler, aslında satış konusunda kamuoyunun beynini şartlandırmak olarak da nitelenebilir.
Artık şeker fabrikalarının satışının; kuru itirazlarla ve hemi de sattırmıyacıyh aga efelenmeleriyle durdurulması mümkün gözükmemektedir.
Karar merciinin yaklaşımından da, geri adım atılmayacağı gözlemlenmekte
Bu konuya dair uluslararası parmak dürtme olayları ile dürtülen yerden pis kokuların çıktığı şayialarına değinmeyeceğim.
*************
Buraya kadar yaşananlar işin hikâye faslıdır.
Bundan sonra yaşanılacak olanları ise; Yozgatın il düzeyindeki kamuoyu belirlemelidir.
Mademki; Yozgatlıların güven bunalımı vardır, mademki; bu devasa kuruluşu Yozgattan üretimci/yatırımcı bir babayiğit veya babayiğitlerin alması mümkün gözükmüyor, mademki; geçmişin vahim hokkabazlıkları nedeniyle, geniş tabanlı bir şirkete de sıcak bakılması zordur!
O halde
Milletvekillerine aman mirim, yapmayın efendim, sattırmayın nolur? yaklaşımları yerine; biz Yozgattaki bütün çiftçi kooperatiflerinin üstünde, hatta hızımızı alamayıp bütün esnaf teşekküllerinden de, siyasi partilerin il ve ilçe yöneticilerinden de temsilci alarak bir ÜST birlik kooperatifi kurduk, bu fabrikanın bu kooperatife satılması sağlansın. Denilmeli ve bu anlamda tazyik edilmelidirler.
Varsın yine onlar başarmış olsunlar!
Hem satışın maksadı, üretimin devamında karar kılındığını göstereceğinden bunca gerilimin yerini naif bir huzur alır. Hem de Yozgat üreticisi, işçisi, esnafı ve halkı kendi fabrikasının sahibi olur.
Hemen, derhal bir heyet oluşturulup, Konyadaki Torku örneği ve/veya benzer kooperatifler veya kuruluşlar yerinde incelenmeli, bilgi ve fikir alışverişinde bulunulmalı, onların tecrübelerinden istifade etmeninin yolları aranmalı ve hemen uygulamaya konulmalıdır.
*
Ayrı ayrı, tek tek ve kişisel yakınmalarda kalınması ise; acziyet göstergesinden başka bir şey olmadığı gibi, ciddiye de alınmaz!
Cılız ve zayıf toplanmalar ile akabinde yapılan basın açıklamaları derde çare olmayacak gibi görünüyor.
Gösteri yürüyüşleri, protesto eylem söylem ve demeçleri, ölürüm de sattırmam feveranları derde çare değil
Artık icraat zamanı gelip çatmıştır.
Zaman kaybetmeden vesselam!
03.03.2018
Bu fabrikanın satılması halinde, pancar üreticisi zorda mı kalacaktır?
Çalışanların işlerini ve hayatlarını idame ettirme durumları tehlikede midir?
Nakliyecisinden üreticisine, işçisinden esnafına Çok geniş bir yelpazeyi ve bilhassa Sorgun ve buna bağlı olarak Yozgat il ekonomisini her anlamda olumsuz etkileyecek midir?
Evet! Evet! Evet!
Çünkü daha önce, yerelde yapılan özelleştirme örneklerinden alınan sonuç, yaşanılan durum ve edinilen intiba budur!
Özelleştirme maksadıyla satılan gayrimenkulleri satın alanlar, dilediklerince tasarruf etme hakkını üretime kanalize etmemekte beis görmediler ve görmezler de!
Tuzu kuru taifesinin, istihdammış, üretimmiş, dirlikmiş, düzenmiş, ekonomik anlamda olumsuz yansımalarmış Umurunda mıdır?
Hayır Çünkü onlar kârlarına veya âmiyane tabirle; vurgunlarına bakarlar.
O halde
Hayıflanmalar eşliğinde sosyal medyada veya basın açıklamalarıyla kurdunu döken ekâbir zevâtın somut bir girişimi olmalı artık!
Bu kadar tepki ve itiraza rağmen, şeker fabrikasını satarız da satarız diyorlarsa; şimdi hadi gül hatırınız için vazgeçtik dense bile, birkaç yıl sonra hatır gönül dinlemeden yine satılabilir.
Hatta satılır, satılacak!
Bu satışa devleti idare edenlerin şöyle ya da böyle ihtiyaç duyduğu anlaşılmakta ve dolayısıyla kaçınılmaz gözüküyor.
Daha önce şeker fabrikalarının satışı birkaç kez gündeme getirilip, nabız yoklamaları yapılmamış mıydı?
Geçmiş dönemlerdeki satış kararları ve sonraki vazgeçişler, aslında satış konusunda kamuoyunun beynini şartlandırmak olarak da nitelenebilir.
Artık şeker fabrikalarının satışının; kuru itirazlarla ve hemi de sattırmıyacıyh aga efelenmeleriyle durdurulması mümkün gözükmemektedir.
Karar merciinin yaklaşımından da, geri adım atılmayacağı gözlemlenmekte
Bu konuya dair uluslararası parmak dürtme olayları ile dürtülen yerden pis kokuların çıktığı şayialarına değinmeyeceğim.
*************
Buraya kadar yaşananlar işin hikâye faslıdır.
Bundan sonra yaşanılacak olanları ise; Yozgatın il düzeyindeki kamuoyu belirlemelidir.
Mademki; Yozgatlıların güven bunalımı vardır, mademki; bu devasa kuruluşu Yozgattan üretimci/yatırımcı bir babayiğit veya babayiğitlerin alması mümkün gözükmüyor, mademki; geçmişin vahim hokkabazlıkları nedeniyle, geniş tabanlı bir şirkete de sıcak bakılması zordur!
O halde
Milletvekillerine aman mirim, yapmayın efendim, sattırmayın nolur? yaklaşımları yerine; biz Yozgattaki bütün çiftçi kooperatiflerinin üstünde, hatta hızımızı alamayıp bütün esnaf teşekküllerinden de, siyasi partilerin il ve ilçe yöneticilerinden de temsilci alarak bir ÜST birlik kooperatifi kurduk, bu fabrikanın bu kooperatife satılması sağlansın. Denilmeli ve bu anlamda tazyik edilmelidirler.
Varsın yine onlar başarmış olsunlar!
Hem satışın maksadı, üretimin devamında karar kılındığını göstereceğinden bunca gerilimin yerini naif bir huzur alır. Hem de Yozgat üreticisi, işçisi, esnafı ve halkı kendi fabrikasının sahibi olur.
Hemen, derhal bir heyet oluşturulup, Konyadaki Torku örneği ve/veya benzer kooperatifler veya kuruluşlar yerinde incelenmeli, bilgi ve fikir alışverişinde bulunulmalı, onların tecrübelerinden istifade etmeninin yolları aranmalı ve hemen uygulamaya konulmalıdır.
*
Ayrı ayrı, tek tek ve kişisel yakınmalarda kalınması ise; acziyet göstergesinden başka bir şey olmadığı gibi, ciddiye de alınmaz!
Cılız ve zayıf toplanmalar ile akabinde yapılan basın açıklamaları derde çare olmayacak gibi görünüyor.
Gösteri yürüyüşleri, protesto eylem söylem ve demeçleri, ölürüm de sattırmam feveranları derde çare değil
Artık icraat zamanı gelip çatmıştır.
Zaman kaybetmeden vesselam!
03.03.2018
03.03.2018
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
Yasin Ali ER
06.03.2018 13:35:00Sayın Abdulkadir Çapanoğlu üstadım.
Sayın Bilal Şahin'in nezdinde bütün iş adamlarımıza yaptığınız daveti; "ÜSTÜNE ALINAN ÇIKAR İNŞALLAH" olarak algıladım.
Biri veya birileri çıkıp; YOZGAT VAR, YOZGATLI VAR, YOZGATLILAR VAR desin diye beklemelerdeyiz.
Ümit fakirin ekmeği!
"Ye Mehmedim ye" hesabı dahilinde!
Katkınız için teşekkür ederim.
ABDULKADİR ÇAPANOĞLU
05.03.2018 20:57:00Değerli dostum,
Anlayana sivrisinek anlamayana davul zurna diyeceğim ama desem ne fayda. Yıllar önce rahmetli Abbas Sayar ağabeyimiz koymuştu teşhisi Yozgat var da Yozgatlı yok diye. Ben biraz şahıslara indirgeyeceğim çaresiz. Hayırsever iş adamımız Sayın Bilal Şahine buradan çağrı yapıyorum. Kazandığı sevaplar kadar sevap kazanmak istiyorsa Şeker Fabrikasını sahiplensin. Bütün Yozgatın hayır duasını alacaktır. Saygılarımla
Yasin Ali ER
05.03.2018 14:42:00Saygıdeğer Muhsin Köktürk Bey ve Kadriye Şahin hanımefendi...
Değerli katkılarınız ve sitayişleriniz için teşekkür ederim.
Nuhsin Bey! Bizim inatla biat alışkanlıklarımızın önüne geçmek mümkün değildir. Siyasi partisini eleştirdiğiniz herkes, kendi tercihinde yanılmış olmayı kabullenmemek adına; her yanlışı mubah saymanın anlamsız savunuculuğu içinde kalınıyor. Kuzu kuzu dinlemeye ve maalesef uyumaya devam etmekteyiz.
Kadriye Hanım!
Ereğli DÇ'ye dair hatırlatmanız, benim arzetmeye çalıştığım çözüm yollarına muhteşem bir emsal olmuş.
Konunun Yozgat Valisi Sayın Kemal Yurtnaç tarafından incelenmesi, araştırılması ve Turhal Şeker Fabrikasının da aynı makus akıbetle karşı karşıya kalacağının bilinciyle bütün şeker fabrikalarının üretim işlevinin devamlılığına katkı sağlamalarını ümit ediyorum.
İZ BIRAKAN bir Vali olarak tarihin temiz bir sayfası kendilerini bekliyor.
...ve evet!
Devlet mademki satmaya mecbur... O halde halkın malı olmasına hiç bir engel yok!
Muhsin Köktürk
04.03.2018 16:28:00Sayın Yasin Ali Er,
Şeker fabrikaları ile ilgili konuyu köşenize taşıdığınız için teşekkürler. Ama öylesine suskun ve kabullenici bir toplum olduk ki hakkımızı arayamıyoruz. Altımızdan minderimizi çekseler sesimizi çıkarmıyoruz. Başımızdakiler de bizim bu garip yapımızın farkında olmalılar ki dilediklerini yapıyor ve en ufak bir geri adım atmıyorlar. Oyumuzla da cezalandıramıyoruz bizi dinlemeyenleri, cezalandırmak bir yana bir sonraki seçimde daha da çok oy veriyoruz. O zaman yapılanlara layığız demektir. Susuyoruz, dolayısıyla sıra bize gelecek. Bugün şeker fabrikamızı elimizden alacaklar, yarın bir başka fabrikamızı. Biz de Tarkan'ın "Kuzu Kuzu"sunu dinleyip uyumayı sürdüreceğiz.
Özellikle İç Anadolu bölgesi insanının aşırı kaderci yapısı; onu mücadeleden, hak aramadan vazgeçiriyor.
Bir gün akıllanırız ama, "Atı alan Üsküdar'ı geçer." çoktan.
Saygılarımla.
Kadriye ŞAHİN
03.03.2018 19:23:00Sayın Ali Yasin Er Beyefendi;
Haberlerden okuduğumuz kadarı ile bilgi sahibi oluyoruz. Elbette ki halk, kendi güvencesini kendi sağlamalı. Birlik beraberlik ve güvenin şart olduğu ortamlarda başarılmayacak hiç bir şey yoktur. Ne yazı ki, bizim halkımız geminin kaptanı, gemiyi nereye sürüklerse oraya rıza gösteriyor. İnsan bindiği gemide nereye yolculuk yapacağına karar veremiyorsa, kaptana tabi olmak zorunda. Yozgat halkı da bu durumda. Gideceği limanın adresini kaptana bildirmekten aciz. Sadece (olacakları) etrafı seyretmekle meşgul. Sonrada benin ne işim var bu limanda? Diye, çırpınıyor... Zamanın birinde "Demir Çelik fabrikaları" Ereğli de aynı sorunu yaşamıştı. Lâkin, içinde çalışan işçiler kooperatif kurarak hisse payı ile kendileri satın almışlardı. Devlet "satacağım" derken illâ yabancı alsın demiyor. Öncelik elbette kendi halkına ait dir.
Her şey; birileri işletsin, birileri kazansın durumuna dönüştürülmeden, işçinin emeği taşeronların cebine girmeden... Kendin işlet, kendin kazan durumuna çevrilmeli.
Duyarlılığınız için teşekkürler. İnşAllah birlik olmanın değerini halkımız anlamış olur.
Selamlar saygılar...