Yeliz SELVİ

KALEMİMDEN DÖKÜLENLER

AH BİZİM BU HALLERİMİZ !

Bayram koşuşturmalarını bilirsiniz. Günler öncesinde başlayan bu hareketlilik arife günü daha fazla hissedilir. Bayramın ilk gününde çoğu yerlerin kapalı olması da bugün de yaşanan hareketlililiğin başlıca nedenlerinden biridir. Alış-veriş merkezine daha bir adım atar atmaz, beni karşılayan uzun mu uzun iki sıra kuyruğu görünce şaşırdım."S" şeklinde olan bu sıranın bittiği yere doğru haliyle bende de takip başladı. Acaba indirim mi vardı? Nedense indirim kelimesini duyunca ne olduğuna bile bakmıyoruz. İşimize yarar mı yaramaz mı diye de düşünmüyoruz! Cazip geliyor hemen almak istiyoruz. Sonrası da paketten çıkmış hazırda bekleyen kalıptaki sözcükler dilimizde bitiveriyor."Büyüyünce de giyersin" sözü küçüklükten itibaren nasıl önümüze sunulduysa, aynı bu söz gibi bizde "Bir gün işimize elbet yarar" sözüyle zamana yayarak özdeşleştiriyoruz. Çünkü çevre sahamız geniş. Bizim işimize yaramasa bile; eş, dost, akraba diye sıra dizesi kalabalık olunca elbet birinin işine yarar düşüncesi, hep aklımızın bir köşesinde yer alıyor.

Bu uzun sıranın bittiği yere baktığımda, kasa olduğu görünce indirim hayallerim de suya düştü. Beş kasa aktif bir şekilde çalışıyordu. Sıra çabuk gelir düşüncesiyle elimdeki alış-veriş listesine yönümü çevirdim. Üç beş bir şey aldım. Evde belirlenen ihtiyaç listesi neyse sepetimde o ürünler yerini aldı. Ve nasıl girdiysem o kapının girişinde bende başladım beklemeye. Her bir adım attıkça beklediğimiz süre zarfında göz göze gelmeye başladık reyondaki ürünlerle...

"Bak emin misin?" sorusu o ilk göz temasıyla belirmeye başladı.

Hani bilgisayarda silme tuşuna basınca sorar ya size "Bak emin misin? Son kararın mı?" diye..

Bizde o reyonların önünden geçerken bu sorularla mücadelemize başladık. Sadece bendeki bir davranış örneği de değildi bu. Ama istikrarlı olanlar gibi bende "Evet, son kararım" diyerek ilerlemeye çalışırken, bu sefer geri dönüşüm kutusuna attıklarım için sormaya başladı. Anlayacağınız bu teknoloji bizi çoktan çözmüştü.

Hiç almayı düşünmediğim ürünler çoktan elimde belirmeye başladı.

-Bunu almamış mıyım?

-Bu ürün yeni mi çıkmış? Bunun tadı güzeldi. Bunun kokusu iyi. Bu ürün gözden kaçmış, hiç denememiştim bir de bunu deneyim diye diye...

Yani bu dürtüyle o sepet kasaya gidene kadar zaten olduğunun üstünde buldu kendini...

Sonra mı?

İşte sonrasına geldik. 

Kasanın önündeyim. Önümde iki kişi var. Sepetle göz göze gelince kendimi paranteze almak istedim. Alış -veriş çılgınlığı bu olsa gerek! Elimdeki liste nerde bu sepetteki ürünler nerde! Kasadan reyona doğru önümden geçen sepeti görünce kasaya doğru baktım. Alınan ürünlerin çoğunun kasada birikmiş hallerini gördüm. Bu seferde, kasadan reyona doğru yolculuk halleri başlamıştı görevlilerinin elinde. Ve geriye doğru baktıkça bu döngü bitecek gibi de durmuyordu. Taşınması güç poşetlerle dilime dolanan şu sözle evin yolunu tuttum:

 "Ah ah bizim bu hallerimiz yok mu! "

Kalın sağlıcakla..

 

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ