Yeliz SELVİ

KALEMİMDEN DÖKÜLENLER

RESİM

Artık tamamlanması gereken resimden bahsediliyordu. "Bak" kelimesiyle uzaklara dalıp gidenler, bilinmeyen, görülmeyen, tadılmayan yerlerde gezintiye çıkanlar; o resmi bitirme mücadelesinin içine sürüklenmişti.
Zaman geçti. Kime baksam anlatılması güç.. Kime sorsam yol tarifi olmayan bir adres.. Bazen de çizilmesi zor resme dönüştü. 
Kırmızı ışıkta durdum, sarı ışıkta hazır oldum, yeşil ışıkta geçtim. Günlük koşuşturmanın içinde yeri geldi herkes gibi unuttum kendimi.. 
Düşündüm. Ne kadar da çok ses vardı kulaklarımda.. Bir nilüfer çiçeğinin etrafındaki sivrisinekler gibi kulağımı tırmayanlar. Bu seslerin arasında kendi sesimi duymak için verdiğim mücadele ve bu mücadelede bir yolculuğun içinde kendini bulmakla başlayan herşey. 
"Bak" kelimesiyle o yöne çevirdim kendimi. Herkesin penceresinde gördüğü resim, o resimde durduğu bir yer ve ona da şekil veren duygudan bahsediyordu.
Gözlerimdeki belirsizlik çoktan yüzüme yansımıştı.
Dolaylı bir anlatımda doğru kelimenin tasvirini aralamak düşmüştü bize..
Bir yandan düşünüyor bir yandan da yürüyordum.
Elindeki yırtık bir resme bakıp uzaklara dalıp giden bir çift göz... Sanki bedeni burda değildi. Başka bir yer ve mekandaydı. Derin bir nefes aldı bir çiçeği koklar gibi.. O anda gözleri resme bakarken, hissetmişti sanki eskimeyen zamanda yer eden o kokuyu ve ona bakan bana da yansımıştı onun hissi. Zaman bir tek onun için durmuştu sanki!.. Belleğinde yer eden o anın içinde tekrar tekrar yaşıyordu resme bakıp. Tozlu rafların arasında bekleyen resimde olsa,  tozun bile  örtemediği bir resimdi artık onun hafızasında.. Ve bu duyguyu iliklerine kadar yaşayan bir insan vardı karşımda.. Elindeki bastonu masanın kenarına koydu ve o resme bakmaya devam etti.
Baktığımızda yırtık bir resimdi oysa. Ama onun için bu bir resimden de fazlasıydı.
Başa sardım zamanı.. Ve o günde buldum kendimi.. 
Komşumuzun penceresinde çizilen resimler eve girmeden önce dikkatimi çekmişti.
Küçücük parmak uclarında beliren resim, camın buğusuyla şekil alıyordu. Taa ki kaldırımda gelen annesini görüp, gözlerinin buluştuğu o ana dek. Gözlerindeki mutluluk ve sevinç o an evin içinden apartmana yankılanmaya başlamıştı. Kapının açılması ve merdivenden çıkan annesinin sesine karşılık verdiği anda, sevinci ikiye katlandı ve sarılma anını iple çekmeye başlayan bir hareketliliğin içinde buldu kendini. Bir çocuğun dünyasında çizdiği resme kavuşma anıydı bu sahne. O sahneye tanık olmak ve bir annenin günün yorgunluğunu unutup, ona sarıldığı, kokladığı andaki ağzından çıkan tek kelimeyle o duygunun hayat buluşu. Bu duygu onun dilinde huzurdu. 
İnsan bir duygunun insandan insana nasıl şekil aldığını betimleyerek tanımlıyor. Ve insanların hep hasret kaldığı duyguya baktığı görülüyor. İnsanı duraktan durağa, yolculuktan yolculuğa sürükleyen o duygunun gezgini oluverirsiniz. Evinizin duvarına astığınız, seçtiğiniz resimler bile bazen içinizdekileri anlatır size.. Görmek istediğiniz, bazen de içinizde bir ses olan resmi..  Ve onun izide size hissettirdiklerinde gizli. Bir dili olsa kaç tane dil bildiğini görürdük belkide.. Bize kendini hep anlatan ama bizim göremediğimiz kaç duyguya şahit olurduk.
Herkesin penceresinde gördüğü resim, o resimde durduğu bir yer ve ona da şekil veren duyguda siz hangi resimdesiniz? İçinizde yer eden bir resim varsa, artık onun betimlemsi de sizin baktığınız duyguda gizli.. 
Kalın sağlıcakla..

 

OKUR YORUMLARI
Melik Demir
09.05.2021 22:25:07

Yeliz hanım çok güzel bir yazı. Adeta romanların kısa bir özeti gibi. Yeni yazılarınızı da sabırsızlıkla bekliyorum. Aydın'dan selamlar.

Levent
04.05.2021 22:30:35

Harika 😊😊😊

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ