Bu gün işten dönerken, posta kutusunda Yozgat Gazetesini buldum. Baktım tarihi 25 Ekim 2012, Tam da Kurban Bayramına denk geliyor. İlk sayfada; Belediye Başkanının bayram mesajı; "Bayram Paylaşmaktır" başlığı altında son derece güzel temennilerde bulunuyor. Ne tesadüf, bayramdan bir gün önce ben de "Bayram paylaşmaktır" başlığı altında Facebook'ta bir kaş satır yazmıştım. Bu nedenle ilk önce söz konusu mesajın içeriğini okudum. Gördüm ki; bayramların karşılıklı sevgi ve saygının pekiştiği, hoşgörünün egemen olduğu, güzel duyguların paylaşıldığı günler olduğuna dikkat çekilmiş, aydınlık ve güzel yarınlara mutlaka ulaşılacağı müjdelenmiş. Başlıklar aynı olsa da sayın Belediye Başkanı ile iyimserlik ve kötümserlik noktasında ayrıldığımız gibi paylaşılan duyguların niteliği konusunda da ayrıştığımızı gördüm. Bizim meşhur Yozgat Türkümüzde söylendiği gibi "acı görmeyenin yüreği bütün" . Evet, bu günlerde-aylarda yaşadığım acılardan yüreğim lime lime. Herkes için bayram güzel duyguların paylaşıldığı gün olsa da ben o gün sevdiklerimle arkadaşlarımla içinde hüzün, burukluk ve umutsuzluk olan satırlarımı paylaşmıştım, demiştim ki;
"BAYRAM; KUTLAMADIR.
Ben ve çocuklarım neyi kutlayacağız ?
Ömrü boyunca; ülkesine özveriyle, yılmadan, yorulmadan hizmet eden, bir gün bile doğruluktan ayrılmayan, vatan sevgisini evlat sevgisinin üzerinde tutan, bu uğurda canını, emeğini, ömrünü adayan eşimin, gerçek olmayan bir suçlamayla görevinden, ailesinden, özgürlüğünden yoksun bırakılmasını, demir parmaklıklar arkasına konulmasını mı?
Ömrüm boyunca; yargıda devletimin hakkını müdafaa etmişken, şimdi ailemi tarumar eden devletime karşı eşimin masumiyetini müdafaa etmek durumunda kalmamı mı?
Sadece ailemin değil, hukukun, adaletin, ülkemin alt üst oluşunu mu?
BAYRAM, PAYLAŞIMDIR.
Kesilecek bir kurbanın etini paylaşmak, bölüşmek yetecek mi vicdanları rahatlatmak için?
Biz yarın;
Giderek azalan umutlarımızı,
Giderek çoğalan acılarımızı,
Haksızlığa uğramanın kırgınlığını,
İçimize akıttığımız gözyaşlarını paylaşacağız.
Ben bu yüzden kimsenin bayramını kutlamıyorum,
Sadece kutlanacak bayramlar diliyorum."
Bu satırlarla seslenmiştim Arefe günü herkese. Evet; bu bayram benim ve ailemin payına güzel duyguları ve umutları değil, acıları, kederleri, haksızlıkları, umutsuzlukları paylaşmak düştü. 28 şubat soruşturması denilen bir senaryoda iftiralara uğramak, güneşi balçıkla sıvamaya kalkan insanların yüzünden ışıksız kalmak düştü. Her zaman milli ve manevi değerlere sahip olmakla övünen hemşehrilerimin; vatanı milleti uğrunda canını hiçe sayan, gerek şahsi, gerek mesleki ve gerekse ailevi hasletleri herkesçe çok iyi bilinen eşime, dinimizde yasaklanan zulüm, haksızlık, adaletsizlik, iftira gibi kötülüklerin yapılmasını siz sedasız izlemesine üzülmek düştü.
Bunları neden mi yazıyorum. Hâla içimizi kor gibi yakan bir haksızlığı paylaşmak için ve belki de gazetenizin bir sayısında, bir köşesinde okurlarınızla paylaştığınızı görebilmek için.
En derin sevgi ve selamlarımla.
Dilek BACANLI
"BAYRAM; KUTLAMADIR.
Ben ve çocuklarım neyi kutlayacağız ?
Ömrü boyunca; ülkesine özveriyle, yılmadan, yorulmadan hizmet eden, bir gün bile doğruluktan ayrılmayan, vatan sevgisini evlat sevgisinin üzerinde tutan, bu uğurda canını, emeğini, ömrünü adayan eşimin, gerçek olmayan bir suçlamayla görevinden, ailesinden, özgürlüğünden yoksun bırakılmasını, demir parmaklıklar arkasına konulmasını mı?
Ömrüm boyunca; yargıda devletimin hakkını müdafaa etmişken, şimdi ailemi tarumar eden devletime karşı eşimin masumiyetini müdafaa etmek durumunda kalmamı mı?
Sadece ailemin değil, hukukun, adaletin, ülkemin alt üst oluşunu mu?
BAYRAM, PAYLAŞIMDIR.
Kesilecek bir kurbanın etini paylaşmak, bölüşmek yetecek mi vicdanları rahatlatmak için?
Biz yarın;
Giderek azalan umutlarımızı,
Giderek çoğalan acılarımızı,
Haksızlığa uğramanın kırgınlığını,
İçimize akıttığımız gözyaşlarını paylaşacağız.
Ben bu yüzden kimsenin bayramını kutlamıyorum,
Sadece kutlanacak bayramlar diliyorum."
Bu satırlarla seslenmiştim Arefe günü herkese. Evet; bu bayram benim ve ailemin payına güzel duyguları ve umutları değil, acıları, kederleri, haksızlıkları, umutsuzlukları paylaşmak düştü. 28 şubat soruşturması denilen bir senaryoda iftiralara uğramak, güneşi balçıkla sıvamaya kalkan insanların yüzünden ışıksız kalmak düştü. Her zaman milli ve manevi değerlere sahip olmakla övünen hemşehrilerimin; vatanı milleti uğrunda canını hiçe sayan, gerek şahsi, gerek mesleki ve gerekse ailevi hasletleri herkesçe çok iyi bilinen eşime, dinimizde yasaklanan zulüm, haksızlık, adaletsizlik, iftira gibi kötülüklerin yapılmasını siz sedasız izlemesine üzülmek düştü.
Bunları neden mi yazıyorum. Hâla içimizi kor gibi yakan bir haksızlığı paylaşmak için ve belki de gazetenizin bir sayısında, bir köşesinde okurlarınızla paylaştığınızı görebilmek için.
En derin sevgi ve selamlarımla.
Dilek BACANLI
07.11.2012
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
Ahmet büyük
04.07.2013 11:12:00Başbakanın oğulları gemicikler alıyor. Başbakanın karısı hastanelere sahip oluyor. başbakanın bütün yanındakiler tıksırıncaya , kadar yiyor. Vatandaşta 750 tl asgari ücretler 2 cocuk bakıp, ev geçindirmeye uğraşıyor. hadi bakalım :)
bilal
20.06.2013 16:41:00kardeş kamudan emekli olan biri 2200 tl alıyor.emekli sandığında 30 yıl çalışmış bir memur 1180 tl alıyor bunları dile getirin bunlar adilmidir.ilgili yerlere ve ilgili vekillerimize ulaştırın en güzel ulaştırma yerleri sizlersiniz saygılarımla
SAYHA
08.11.2012 01:01:00Dilek hanım, geçmiş olsun dileklerimi bildirerek diyorum ki Hak herzaman haklının yanındadır.Sabrıda kazancıdır. Sabırla ve dualarla yapılan her haksızlığı Allaha havale edene Rabbim yardımcı olacaktır. Dualarımız sizlerle. Allaha emanet olunuz.