“Babalarınızın dostlarını ihmal etmeyiniz, onların arada bir hatırını hoş ediniz ki Allah sizden razı olsun” desinler. Asıl amaçsa; ”büyüklerin meclisinde bulunanlar daima geniş düşünür” davranışını belleklere kazımaktır.
Oda Kültürü’yle yetiştik, orada arifler konuşur, her tavır adap gereğidir, eğer yanlış yapılırsa “atın önüne it geçti” tabiri yüze çekinmeden vurulurdu.
Tahtalı ya da Öksüz Duvar diye bilinen yerde gençler oturur, misafire yün döşek daha da ötesinde halıminder atılırdı. Sofraya ekmek bol getirilirdi, ola ki konuklardan birisi utanır isteyemez, bu nedenle aç kalınırsa, vebal altına girilir inancı önde seyrederdi.
Aynı zamanda Odalar köylerin kütüphaneleriydi. En önemli kararlar burada alınır, küsler barıştırılır, yardıma muhtaçlar tespit edilip hacetler incitmeden giderilirdi.
Gezici ozan veya âşıklar, özellikle destancılar büyük bir ilgiyle karşılanır, hizmet ve hürmette kusur edilmemeye gayret gösterilirdi.
Muharrem Ertaş, Çekiç Ali ve daha adı duyulmadık onlarca halk ozanını böyle güzel ortamlarda tanıma şansım oldu. Odalar’ımızın halk kültüründeki önemini daha sonraya bırakırken, o mekânların birinde şahit olduğum bir olayı aktarmadan geçemeyeceğim.
Hani bir mesel vardır; “kapıda yetene danacık derler” diye. Kısacası yakında olanın ucuz sayılması, kendi değerlerimizin hafife alınması manasındadır.
Uzun kış gecelerinin birinde, beldenin bilge kişisi torunuyla Oda’ya iştirak etti, görgü üzerine adama yer verildi. Arifan saçını sıvazladığı kuzusuna: “Bala Bey otursun önce” deyince, sükûtu bir üslupsuz bozdu: ”Daha kendini bilmeze bey diyorsun! “ lafı damdan düşen taş gibi havayı buza döndürdü.
Aksakalı güngörmüş adam: “ulan deyyus,ben demezsem, siz hiç demezsiniz!” diyerek taşı gediğine koydu ve köşesine kuruldu. Bu bağlamda değerlerimizi kendimiz yüceltmedikçe bizler de yücelemeyiz.
İkisi de böcektir amma birine kovan,diğerine cibinlik yapılır.
Nasihat
Haset akrabadan fesat komşudan
Uzak dur ha güzel oğlum uzak dur
Sahtekâr bakkaldan düzme çarşıdan
Uzak dur ha güzel oğlum uzak dur
Olsa da üstünde altından eyer
At diye merkebe verme ha değer
Davul sende çomak eldeyse eğer
Uzak dur ha güzel oğlum uzak dur
İkramda yarışıp olasın cömert
Sunarken sevgiyi ayırma tek fert
Can bildiğin şayet çıktıysa namert
Uzak dur ha güzel oğlum uzak dur
Hile yapma ortağına eşine
Torpil rüşvet karıştırma işine
Heveslenme hak yiyenin leşine
Uzak dur ha güzel oğlum uzak
Mazluma kanat ol öksüze siper
Bir tebessüm yavrum çok gönül yapar
Ödlekler sıvışıp usulca sapar
Uzak dur ha güzel oğlum uzak dur
Ağır taşı yel kaldırmaz yerinden
Kısmet umma çalışanın terinden
Puşt oğlanla kahpe avrat şerrinden
Uzak dur ha güzel oğlum uzak dur
Düşman dese doğru söze darılma
Yâr diyerek hâl bilmeze sarılma
Tasma takıp makamlara kurulma
Uzak dur güzel oğlum uzak dur
Köle olma uçkur ile eteğe
Kara sinek bal mı yapar peteğe
Tabansızlar çabuk batar batağa
Uzak dur ha güzel oğlum uzak dur
Sevdiceğin can olsun Özcan olsun
Sevsin seni olsun bir çoban olsun
Kalbi kara isterse baban olsun
Uzak dur güzel oğlum uzak dur
Yusuf ÖZCAN
Ömer Sen
10.01.2023 19:59:36Agzina ve kalemine saglik Hocam! Töre idi bizi ayakta tutan. Ne zaman ona savas acildi, cok deger kaybettik kültürümüzden, medeniyetimizden. Yasadiklarimizi adet , töre, hukuk, ahlak tanimaya basladik ve bataga dogru sürüklenme basladik. Sizin gibi degerli Hocalarimiz kargasa ve bozgunu önleme gayretleri insallah semeresini verir de biraz rahat nefes aliriz. Allah'a emanet ol!