Hikâyeler, masallar, meseller geçmişi geleceğe nakleden edebi araçlardır. Ders verme yönleriyle hafızalara yerleşerek, nesillerin kimliklerinin oluşmasında, kulaklara küpeleşirler adeta. Nükteler insanları duygulandırırken düşünsel yanını da kamçılarlar. Kıssalardaki kahramanlar ilgilisiyle özdeşleşip, hatalardan ders çıkarma imkânına yol açarlar. Eşitsizlikten, haksızlıktan, haramdan daha doğrusu sadakatsizlikten firarı öğütlerken, saadeti, paylaşımı, adaleti örgütlerler. Esas anafikirleri ise sevgiyi aşılamaktır.
Bazen şiirdeki bir mısranın ifadelediğini, sayfalar dolusu kitap anlatamaz. Aktarım kolaylığı bulunan dizelerle, özü hisse olan edebiyatımızın bu ezber ürünleri, çeşitli dinletilerle dilden dile miraslığına devam ede durur.
Bu bağlamda; yolculuktaki iki kişi arasında anlaşmazlık çıkınca, biri diğerine okkalı bir şamar yapıştırır. Mağdur karşılık vermez, parmağı ile yoldaki kuma “yaranım bana vurdu” ifadesini yazar. Sessizliğin dehlizinde ilerlerken sopalanan adam bataklığa düşer, can telaşesi başarısızlaşınca, yoldaşının yardımıyla hayata tutunur. Bu sefer kenardaki kayaya “en iyi arkadaşım canımı kurtardı” notlarını düşer.
Dayak atan ve yardıma koşan aynı kişi, şaşkınlık içinde yapılanların manasını sorar. Olayların muhatabı,” Dostum; ilk hareketin çirkindi, kuma yazdım ki rüzgârla silinsin, böylelikle af yolu açılır inşallah. Güzel olanı taşa kazıdım ki ölümsüzleşsin diye”, cevabını verir.
Yavrularımızın ayağına batan dikenler, ya ektiğimizden veya sökmediğimizdendir.
Müptela
Âlem pür neşe içinde
Gamın müptelası benim
Sevgiler şişe içinde
Camın müptelası benim
Bellemedim hiçbir sanat
Boşuna çırparım kanat
Nefsanîyim ele inat
Kamın müptelası benim
Cemreler düşeli cana
Suç işledim aşktan yana
Müebbet versinler bana
Damın müptelası benim
Kader demir yazgım çelik
Hayal üryan umut delik
Hünkâr olurum gündelik
Namın müptelası benim
Yüz sürerim yatırına
Kan bulaştı satırına
Kerbela’nın hatırına
Şam’ın müptelası benim
Dikenler aklımı süsler
İmanım ruhumu besler
İçimde yarım hevesler
Tamın müptelası benim
İşi vurup sarhoşluğa
Özcan’ı attım boşluğa
Olgun yetişmez kuşluğa
Hamın müptelası benim