Oynuyor Yahudi her türlü rolü/Onlar suyu bizler buzu bölüşek/Haçlı talan etsin gazı petrolü/Kurşun sıkıp şu nevruzu bölüşek
Kardelenler başını gösterir göstermez, öksüzoğlan çiçekleri (Öksüz Ali) ile çiğdemler de ardı ardına çıkarak baharı müjdelerler. Üç güllüsünü bulmak her babayiğidin harcı değildir, keşfi zordur ve tutulan dilek için aranır, bulunca “inşallah bereketli bir seneye” diye dua edilmelidir, tabii bu dileğin içinde sevgili vardır, çok dikkat ve sabır ister. Geçen hafta ben buldum onlardan, arkadaşlardan birine gizlice gösterdim, sökmeye kıyamadım ama gece başlayan kar, üstüne yorgan oldu şimdi. Çiçekleri üşüse de umduğum muştuya kavuştum sonunda.
Bu bağlamda çocukluğumuzda yediğimiz çiğdem pilavının tadı hala damağımda durur. Ortak alınan karar gereği bir yerde toplanılır, kızlar bu birlikteliğe katılmazlardı hiç. Ellerimizde ucu sivriltilmiş küsküc diye tabir edilen değneklerle önceden belirlenen mekâna hareket edilirdi. Çiğdemlerin tespitinden sonra bir telaş başlar, tüm çocuklar alanını çizdiği çemberle çevrelerdi. Söküm işinde üst baş batmış kimsenin umurunda olmaz, şayet küskücün üstünde düşürmeden tutulursa “gelin ata bindi” diyerek hemen hemen herkesten birer çiğdem istenirdi. Toplananlar birleştirilince büyük bir çalının dikenlerine tek tek dizilir ve ardından mahalle gezisi başlardı, sokaklar dolaşılırken hiçbir komşu ihmal edilmezdi.
”Çiğdem çiğdem çiçecik/yolda buldum bir tecik/ebemoğlu köçecik/ yağ verenin oğlu olsun/bulgur verenin kızı olsun/oğlan yanımıza yoldaş /kız evine direk olsun”, tekerlemeleriyle ortalığı heyecanlı tempoyla çınlatırdık. Güleryüzlü teyzelere ikram sunar, dolan tenceremizi birimizin anne ya da ablasına götürür yemeğimizin pişmesini sabırsızca beklemeye koyulurduk. Önce mahsustan döke saça yiyerek kızlara gıcık vermeyi göz ardı etmezdik hani. Ardından sofra adabına kesinlikle uyulur ve şükür duası ile kalkardık.
İlk cemre, çocukların yüreğine düşerdi hep. Dileğim odur ki sevgi cemresi, büyüklerin gönlünden de eksilmesin hiç.
Çabuk gel
Kırlangıcım kışın sonu göründü
Kümbet Ova süsleniyor çabuk gel
Şebek Dağı al yeşile büründü
Bülbülleri sesleniyor çabuk gel
Uçurdu kekliğin yazıyla yaban
Şahin oldu telek dizen balaban
Akşamüstü her yamaçtan bir çoban
Kaval çalıp hisleniyor çabuk gel
Kekik tuttu bayırların döşünü
Yarpuz sardı derelerin taşını
Yıldız öper dorukların başını
Koyakları sisleniyor çabuk gel
Susam sümbül müjde ile çıkıyor
Yâr külüngü can evimi yıkıyor
Yaren yoldaş ocağını yakıyor
Umutlarım isleniyor çabuk gel.
Derdim ilmek ilmek çile diz boyu
Sabahlar alkanda geceler koyu
Çağlayarak akan Çekerek Suyu
Gözyaşımdan besleniyor çabuk gel
İkrar verip yedi kandil yakarsam
Bulut olup gökyüzünde akarsam
Kör olayım başkasına bakarsam
Deli gönül uslanıyor çabuk gel
Güzel Eymir kar altında naz eder
Kazankaya her zorluktan haz eder
Konu komşu uğrun uğrun söz eder
Derdin cana yaslanıyor çabuk gel
Seversin sen Aydıncığın elini
Alıcıya kaptırma ha telini
Çabuk dolan Çopraşığın belini
Kirpiklerim ıslanıyor çabuk gel
Düzlük olur Kösrelik’ten bu yanı
Sevdalıya yardım eder insanı
Küşümde bırakma Yusuf Özcan’ı
Bakışlarım puslanıyor çabuk gel!
Yusuf Özcan
İbrahim Özcan
16.01.2023 17:22:08Varol üstad