Ahi Ocağı’ndan yetişen çıraklar “güneşi görmeden çalışasın” öğüdüyle büyümüşlerdir. Bundan maksat, dükkânın erken açılıp geç kapatılmasıdır. Uğradığım Perşembe Pazarı’nda tezgâh başındakilerle yaptığım hasbıhal bir eksikliği öne çıkardı. Bizim oralardaki arastalarda, panayırlarda, özelikle de pazarlarda manevi anahtarsız kilit açılmaz, ürünün üstünden örtü sıyrılmaz dediğim de; “bir dokun bin ah işit” derler ya, öyle de oldu. Kimisi böyle bir uhrevi iklimden uzaklaştıklarından, kanaatsizlik, kıskançlık, hepsinden ötede bereketsizlikle baş başa kaldıklarını vurguladılar. Anadolu’mun çoğu şehrinde, sabah cemaatinden bazılarıyla pazar yerine ulaşan İmam Efendi saygıyla karşılanır, ellerindeki çeşnilerle hilal şeklinde toplanan esnafla selamlaşmanın ardından, sunulan Kuran ziyafetinden nasiplendikten sonra, hep birlikte kıbleye yönelip dua edilir, getirilenler tadımlık da olsa kahvaltı yerini alır. İslam’da başkalarının inanıcına saygı başta gelir, Gayrimüslim esnaf ise kendine göre duasını eder, birbirlerine iyi dilekte bulunmanın ardından ticarete başlarlar.
Aynı malı satanlar arasındaki fiyat farkı giderilir, etiketler fakir/fukaraya göre belirlenirken, satıcının geçimi de göz ardı edilmez. Hileli, çürük, bozuk mal asla görücüye çıkarılmaz. Riyakâr, hilebaz ve özellikli de sahtekârlar bu mecliste barınamaz. Pişkinliğini devamda ısrar edenler hutbede incitilmeden uyarılır. Cuma Namazına gidenlerin kapılarını kilitleyip, tezgâhlarına bekçi koymaları şimdilerde moda oldu zaten. Açgözlü başkasının sofrasına besmelesiz oturur ki fazla tıkınayım diye. Zira şükürsüz mekânda şeytan fink atar. Paylaşım sosyallikten gelir, eşitlik ilkesinde bencillik yoktur. Külü kendi önüne deşenlerin gözleri tozla dolar.
Bu bağlamda; Ahilik teşkilatında, hileli mal satan, vaadine yerine getirmeyen, kısacası müşterisini kandıran esnafın cezası, aksakallı ustalarca “PAPUCU DAMA ATILARAK” halka teşhir edilirdi ki yeni kuşak bağlayanlarla, çırak ve kalfalara örnek olsun diye. Sonra doğan bebeğin, önce dünyaya gelenin sevgisini elinden alması için değildi, elbette.
Ahi olur
Öteleri etme merak
Hayal bir gün sahi olur
Örsü rahle bilse çırak
Hakk isterse ahi olur
Her boyaya girsin renksiz
Dokunmadan kopar köksüz
Viraneden yeten öksüz
Bakarsın ki dahi olur
Kanaatte karar vardır
Tamahta çok zarar vardır
Tevekkülde yarar vardır
Bitenler bir dahi olur
İmrenme Özcan azana
Yukardan bakma hizana
Herkes çıkınca mizana
Adalet ilahi olur
Yusuf ÖZCAN