Öğretmenlik yaptığım “Seydiyar Köyü uzun bir vadinin içine yerleşmiş yeşil inci gibidir adeta. Bağlı olduğu Şefaatli ilçesine on üç, Yozgat merkezine otuz km uzaklıktadır. Seydiyar’daki ilkbahar rüzgârların fısıltısında hissedilir ilkin. Bembeyaz duvaklar örtünen ağaçlar, nazlı bir gelinmişçesine edayla salınırlar sanki. Pembe, kırmızı derken en sonunda tabi tonlarına bürünürler onlar da.
Ağaçlar, çiçeklerin her tonuyla raks ederlerken kokularından sarhoş olan sığırcıklar, tarifi mümkün olmayan namelerle bülbüllere ve kanaryalara inat daldan dala salıncaklar kurarlar yorulmadan biteviye.
Seydiyar’daki bir düğünde“Emirdağı-Köprüden Geçti Gelin-Temirağa Halayını” çekenlere imrenmiştim. Zurnanın yanık sesine eşlik eden davuldan çıkan ritme öylesine uyum sağlıyorlardı ki, sanki ustadan ders almış gibiydiler. Hele de Cemo Dayı, ekip başı olan da demeyin seymen ve yengelerin keyfine o zaman! Yaşlı kurdun ağırlamada beden dilini konuşturmasına hayran olmayan, onun yağlık sallayışına “maşallah” demeyen yoktu.
Sonra bu bilgeyle aramızda sıkı bir dostluk oluştu. Celalettin Dayı, okulu ve öğretmenleri seviyordu, bundan dolayı ayağının biri mutlaka mektepteydi. Onunla kültür alışverişi oluşturmuştuk, birçok halayı ondan belledim. Yanık sesiyle söylediği ezgiler hala kulaklarımdadır.
Cemo Dayı 1925 yılında Yozgat’ta doğmuş, 1990 senesinde tutulduğu amansız hastalık neticesinde Seydiyar'da hayata veda etmiştir. Cenaze törenine iştirak ederken, paylaştığımız anılar film şeridince gözümden süzüldü.
Komşu köy Erkekli’den (tiyatro ve sinema sanatçısı Altan Erkekli’nin sülalesinden),İsmail kızı İkbal’ı gönül defterine yazmış. Bitirim dünürlüğünün ardından epeyce nişanlılık devresi sonrası düğünleri yapılarak dünyaevine girmişler. Hatta düğünde “zirzop” meselesinden seymenler arasında çıkan tartışma, kavgaya dönüşmeden tatlıya bağlanmış.
Cemo ile İkbal çiftçilikle uğraşıp mutlu bir yaşam sürerken, Hatice, Selahattin, Ayten (Atiş),Fatma isimli çocukları bu saadete taç olmuşlardır. Çevresinde sevilen sima haline gelen Cemo, diğer köyler, il ve ilçe merkezinde de hatırı sayılır unvana kavuşmuştur giderek. Eşinin tekrar hamile kalması sevinçlerini perçinlemiş, ancak karabulutlar çiğdem zamanında başlarına ağmıştır. Abdulkadir adını verdikleri bebeğin doğumunda İkbal’ı yitiren Cemo’nun hanesi temelinden çökmüştür. Senesine annesinin kucağına defnedilen bebeğin ardından, öksüzlerine bakarak yaktığı ağıt ciğerleri dağlamıştır.
Daha sonra aile büyüklerinin, telkin ve tavsiyeleriyle Şefaatli İlçesi Kızılkoca Köyünden Osman kızı Şahinde Hanımla hayatlarını birleştirmiştir.
Celalettin Gülhan 1925/1990 Seydiyar Köyünden Mehmet Derviş ve Ayşe oğlu.
İkbal Gühan (Erkekli) 1924/1960 Erkekli Köyünden İsmail ve Zekiye kızı.
Cemo’nun ağıdı
Yıkıp viran etme fakir haneyi
Ufacık yavrular körpelerim var
Harmana dökmedim daha deneyi
Ufacık yavrular körpelerim var
Yar yar yar yar yar kuzularım var
Çaresiz dertlerim sızlarım var
Seydiyar Köyümde Yozgat vilayet
Erkekli'nin beri yüzü ziyaret
Çiğdem vakti koptu kara kıyamet
Anasız koyduğun körpelerim var
Yar yar yar yar yar kuzularım var
Bağrımda çaresiz sızlarım var
Kara Aliler'den Derviş oğluyum
Avcı değil bir marala bağlıyım
Ateş düştü sinesinden dağlıyım
Duvarın dibinde körpelerim var
Yar yar yar yar yar kuzularım var
Diyemem kimseye sızlarım var
Hatice ağlayıp Ayten’e bakar
Selahattin Fatma boynunu büker
Bebeğin feryadı ciğerim söker
Kapısı kapanmış körpelerim var
Yar yar yar yar yar kuzularım var
Ciğerde yangınım sızlarım var
Kaynak kişi :Selahattin Gülhan (1950) Celalettin oğlu
Fatma Yaşar Gülhan (1957)Celalettin kızı Ankara’da mukim.
Yıldız Güner (1932) M.Derviş Gülhan kızı Şefaatli'de mukim.
Derleyen :Yusuf Özcan
Ömer Şen
26.12.2022 21:40:07Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun! Binbir güçlükle İşledikleri toprağı , boğaz tokluğuna vatana kazandıran köylülerimizin ruhları şad olsun! Boşuna Atam:” köylü milletin efendisidir “ dememiş. Onları tekrar gün yüzüne çıkaran Kalem erbabı, ustası Yusuf Hocam sizlerden Allah razı olsun!