“Gül açmazsa baharla bülbül güle ölür can/Bülbülün feryadını gonca her dem bilir can/ Ağyar tutup bahçeden bahçıvanı kovsa da/Gül tutanın elinde gül kokusu kalır can”
Nevruz, gece ve gündüzün eşit olduğu Miladî 22 Mart, Rumî 9 Mart gününe rastlamaktadır, Nevruz-î-Sultanî, Sultan Nevruz, Sultan Navrız, Mart Dokuzu gibi adlarla da anılmaktadır.
Nevruz kutlamaları Orta Asya’da yaşayan Türkler, Anadolu Türkleri ve İranlıların yılbaşı olarak kabul ettikleri güne, Farsça Nev(yeni), Ruz (gün) kelimesinin birleşmesinden oluşan ve yeni gün anlamına gelen, Nevruz adı verilir.
Nevruz İranlılar’a mâl edilmekteyse de, görüldüğü üzere Türkler’de de çok eskiden beri bilinmekte ve törenlerle kutlanmaktadır. Çünkü insanların hayatlarında kültürleri çok önemli yer taşır.
21 Mart ağaçların çiçeklenip kuzuların doğduğu bir dönem, uzantısı çağlar öncesine dayanıyor. Anadolu’da Nevruz adıyla kutlanan Şaman geleneği, hâlâ yaşatılıyor. Şamanlar, çeşitli törenlerle baharın uyanışını, toprağın verimini kutlarlarmış.
Yoğun iş temposuyla baş etmeye çalışan bizlere güneş, çiçekler, kuzular yeni bir döneme girdiğimizi hatırlatıyor, bu günde dilekler tutulur, ümitler yenilenir.
Dedem Korkut’a vekâleten, O’nun ağzı ile
“Bismillahirrahmanirrahim”
“Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adı ile
Ey Yüce Rabbim
Sen yücelerden yücesin
Kimse bilmez nicesin
Yanan ocaklarınız daim yanar olsun
Elimize obamıza yurdumuza bolluk bereket gelsin
Gademlerin mübarek olsun bahar
Küsenlerin barışsın
Bir yumruk olsun bahar
Koy bu teravetli Navruz bayramı
Sofranızı ruzuli
Kalbinizi hoş hislerle doldursun
Sağlamlığınız muhkem
Arzularınız sonsuz
Ümitleriniz gerçek olsun.
Allah’tan ümidiniz hiç kesilmesin
Milletimize halkımıza
Bütün Türk Âlemine sulh emin amanlık getirsin
Halkın yandırdığı çırağınız heç sönmesin
Tüm dualarımız derlensin toparlansın
HZ.Muhammed Mustafa’nın yüzü suyu hürmetine
Bütün dualarımız gabul olsun
Bayramımız mübarek olsun.”
Not:(Duamız Tüm Türk Cumhuriyetlerinin Navruzda okunan duasının aynısıdır.)
Çiğdem vakti
Bahar geldi şimdi çiğdem vaktidir
Göçmen kuşum nerde kaldın gelmedin
Kısmet ise bahar hep dem vaktidir
Beni dertten derde saldın gelmedin
Müjgânlarım gardaş oldu yaşınan
Nere gidem bu sevdalı başınan
Süzülmedin yeşilbaşlı kuşunan
Düşlerimi tek tek çaldın gelmedin
Dağların ardından bir bulut kalksa
Sevinir dururum bu yana aksa
Avcı mı ayırdı katardan yoksa
Ziyan aklım benden aldın gelmedin
Kemer yapıp sarmaşığı beline
Ağaçlar süslendi döndü geline
Taş mı değdi teleğine teline
Kanadını sen mi yoldun gelmedin
Yüz sürdüm susama süsene bugün
Vallahi ben küsmem küsene bugün
Dünyayı verirdim busene bugün
Sılamıza gurbet oldun gelmedin
Dakkasına bin seneyi adarım
Yetmez ise Özcan’ımla öderim
Ölsem bile bu sevdayı güderim
Ayrılıkta ne kâr buldun gelmedin
Yusuf Özcan