“Dokunmadan yavru kuşun
Yuvasına iyi düşün
Çirkin güzel cümle işin
Cevabını verir Mevla’m”
Gece aleminin mahmurluğunu, daha üstünden atamamış üç zevceli adam, evdeşlerine;“ben ölünce nasıl ağıt yakarsınız?” der.
En küçüğü; ”Gül toplarım eteğime
Kimler gelmez otağıma
Girmediğin yatağıma
Eller girer Hami Ağa”!
Der ve sözü ortanca alır;
Külah eylerler keçeyi
Yol ederler bu geçeyi
Dermediğin ağ çiçeği
Eller derer Hami Ağa”!
O da dörtlüğünü bitirir bitirmez, büyük zevce;
“Çırparlar olgun başağı
Çözerler belden kuşağı
Gözden dışarı döşeği
Eller serer Hami Ağa"!
Diyerek dizelerini sıralayınca, manileri dinleyen kart zamparanın gözleri yuvasından fırlar. Eee ”sapta s.çan öküzün, samanda b.ku ağzına gelirmiş.”
Bu bağlamda televizyon ekranlarındaki evlilik programlarına öyle tipler geliyordu ki şaşırmamak elde değildi. Evladı bir yana, torunu yaşındakilere talip olan hayâ düşkünleri, kanal kanal dolaşmanın rezilliğini yaşıyorlardı. Çok şükür kurtulduk.
Teneşire yalnızca yel borcu kalmış bunaklar, dili dönmeyen, konuştuğu anlaşılamayan akıl fukaraları, destekle dikilen el gülünçleri, kendisiyle birlikte aile efradı ve sosyal etrafını küçük düşüren azgın kokanalar, yaşadığınca inanan itikatsız zavallılar…
Evlenin, çok şahane bir olay yaparsınız, âlem size maşallah der. Fakat şu meselime kulak verin hele!
Sakalı döşündeki seksenlik, hanımının üstüne yirmilik kuma getirmek ister. Beldenin hocasına icazet için varır. Böyle densizlerden sözünü sakınmayan Hafız Yıldırım, “iyi olur, hem de kaymaklısından kadayıf gibi, hiç durma acele et, sen geberince en azından iki kişi sevinir ya da şakağındaki sağlı sollu çıkıntılar bir an önce filizlenir“ fetvasını verir.
Üçü bir yerde
Birisi gıdıkçı diğeri gerdan
İncikleri çıtır arar şu godoş!
Birinin eser yok yüzünde nurdan
Sürünmeye ıtır arar şu godoş
Birisi cıvıktır olmadı katı
Diğeri pusuda bekler fırsatı
Birisi beğenmez bulsa kıratı
Köroğlu’nda katır arar şu godoş
Birisi her daim kendini över,
Diğeri kör topal ne bulsa döver,
Birisi dinsiz ya imama söver
Kin kusmaya yatır arar şu godoş!
Birisi geçtiği yolları kazar,
Diğeri tor tosun çabucak azar,
Birisi şiiri helâda yazar
Peçetede satır arar şu godoş
Birisi hatiptir kendinden geçer,
Diğeri ya garip ya taze seçer,
Birisi toprağa ekmeden biçer
Gönül kırar hatır arar şu godoş
Birisi laf ile safları avlar,
Diğeri kandırıp toyları tavlar,
Birisi konuşsa sanırsın havlar
Hamam değil natır arar şu godoş!
Birisi perdahsız çayıra çıkar,
Diğeri masada kaç kişi yıkar,
Birisi hırsından dişini sıkar
Özcan’ıma satır arar şu godoş!
Bekir BAZ
07.07.2022 05:27:43Devam et büyük şair ince ince işle varolasın.
Cafer Kırımlı
06.07.2022 13:10:13Sevgili hocamın kalemine ve yüreğine sağlık çok mükemmel olmuş sağolsun varolsun
Maksut Dr. Sari
06.07.2022 07:05:08Şairlik Allah vergisi bir yetenek, çabayla olmaz. Güzel söyleyen dilin açık, bu yolda yolun açık olsun hemşerim, meslektaşım!