“Dokunmadan yavru kuşun/Yuvasına iyi düşün/Çirkin güzel cümle işin/Cevabını verir Mevla’m”
Gece aleminin mahmurluğunu, daha üstünden atamamış üç zevceli adam, evdeşlerine;“ben ölünce nasıl ağıt yakarsınız?” der. En küçüğü; ”Gül toplarım eteğime/Kimler gelmez otağıma/Girmediğin yatağıma/Eller girer Hami Ağa”, ortancası: “Külah eylerler keçeyi/ Yol ederler bu geçeyi /Dermediğin ağ çiçeği/Eller derer Hami Ağa” dörtlüğünü bitirir bitirmez, büyük avrat; “Çırparlar olgun başağı/Çözerler belden kuşağı/ Gözden dışarı döşeği/ Eller serer Hami Ağa" dizelerini sıralayınca, manileri dinleyen kart zamparanın gözleri yuvasından fırlar. Eee ”sapa s.çan öküzün, saman da ağzına gelirmiş.”
Bu bağlamda televizyon ekranlarındaki evlilik programlarına öyle tipler geliyordu ki şaşmamak elde değil. Evladı bir yana, torunu yaşındakilere talip olan hayâ düşkünleri, kanal kanal dolaşmanın rezilliğini yaşıyorlardı. Çok şükür kurtulduk.
Teneşire yalnızca yel borcu kalmış bunaklar, dili dönmeyen, konuştuğu anlaşılamayan akıl fukaraları, destekle dikilen el gülünçleri, kendisiyle birlikte efradını küçük düşüren azgın kokanalar,yaşadığınca inanan itikatsız zavallılar… Evlenin, çok şahane bir olay yaparsınız, âlem size maşallah der. Fakat şu meselime kulak verin hele;
Sakalı döşündeki seksenlik, hanımının üstüne yirmilik kuma getirmek ister. Beldenin hocasına icazet için varır. Böyle densizlerden sözünü sakınmayan Hafız Yıldırım; “İyi olur, hem de kaymaklısından kadayıf gibi, hiç durma acele et, sen geberince en azından iki kişi sevinir ya da şakağındaki sağlı sollu çıkıntılar bir an önce filizlenir“ fetvasını verir.
Üçü bir yerde
Birisi gıdıkçı diğeri gerdan
İncikleri çıtır arar şu godoş
Birinin eser yok yüzünde nurdan
Sürünmeye ıtır arar şu godoş
Birisi cıvıktır olmadı katı
Diğeri pusuda bekler fırsatı
Birisi beğenmez bulsa kıratı
Köroğlu’nda katır arar şu godoş
Birisi her daim kendini över
Diğeri kör topal ne bulsa döver
Birisi dinsiz ya imama söver
Kin kusmaya yatır arar şu godoş
Birisi geçtiği yolları kazar
Diğeri tor tosun çabucak azar
Birisi şiiri helâda yazar
Peçetede satır arar şu godoş
Birisi hatiptir kendinden geçer
Diğeri ya garip ya taze seçer
Birisi toprağa ekmeden biçer
Gönül kırar hatır arar şu godoş
Birisi laf ile safları avlar
Diğeri kandırıp toyları tavlar
Birisi konuşsa sanırsın havlar
Hamam değil natır arar şu godoş
Birisi perdahsız çayıra çıkar
Diğeri masada kaç kişi yıkar
Birisi hırsından dişini sıkar
Özcan’ıma satır arar şu godoş